Anadolu
Benim canım yurdum
Her bir yanı ayrı dantel
Dağların, ovaların
Hepsi Anadolu
Yazın başka
Baharın
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Güzel calışma kutluyorum antlojime aldım tam puanımı bırakdımefendimn saygıalr
Ömrü yetmişler salımda taşınır
Son duası okunur musalla taşında
Bağrıma yatırılır, iki kürek toprakta
Ben ölüler, diriler yurdu, Anadolu
Tebrikler.
Tam özü vurgulamış şiir..hem de aynan öyle..ve kendi gözlerimle gördüm, kokladım kır çiçeklerini, dağlarında gezdim, bağlarında erik, üzüm yedim…İnsanların candan ve güzelliğinde büyüdüm, güldüm..ağıt oldu âgladım…Anadolu ..aynen annem gibi yüce bana..
Sağolasın İlhan kalem dost..Şiirinle oralara, bu duyumlara erdirdin!
Saygıyla..
Memlekt aşkını alkışlıyorum yüreğine sağlık kalemin daim ilhamın bol olsun selamlar
Benim canım yurdum
Her bir yanı ayrı dantel
Dağların, ovaların
Hepsi Anadolu
Yazın başka
Baharın
Kışında
Dört mevsimi yaşatırsın
Tarih kokar her bir yanın
Atalarımızdan yadigar
Kekik kokan dağların
Engin vadilerin
Üç yanı denizle çevreli
Harika kalyonların
Elleri naşırlı anaların
Nakış nakış işlenmiş
Gelinlik kızlar gibi
Süzülen bakışların
Tarihi kültürün var
Benim eşşiz yurdum
Anadolu.
_________________
yüreğinize sağlık,
beğenerek oldum
tam puan...
saygılarımla...
mertlerin er lerin yurdu .
tebriklerimle saygılar.
ELLERE GÖNÜL VERME GÖZLERİM ÜSTÜNDE ANKARA (sayfa// 1)
ELLERE GÖNÜL VERME
GÖZLERİM ÜSTÜNDE ANKARA
Nasıl yazgı nasıl kader
Bendin yıkan sele döndük
Gelen budar giden budar
Hazan vurmuş güle döndük
***
Emeği çar çur etmişiz
Yoksulluğu yar etmişiz
El âlemden ar etmişiz
Evimizde ele döndük
***
Küstü Hoca’nın gülüşü
Mevlana’nın gel deyişi
Şeyh Bedreddin’in ölüşü
Ot bitmeyen çöle döndük
***
Çiçeklerken yüreğimi
Sevdanın yedi rengi
Kinden kandan
Kanayan yürekten
Katledilen kentlerden
Çalınan emekten
Faili meçhul cinayetlerden
Karanlıklardan beslenip
İçimize sağılan
Param parça kırılıp dağılan
Geceye ve gündüze
Sâri gibi yayılan
Adı konulmamış korkulara
Yüreğe yuva kurmuş korkuluklara
Teslim olmuş sokaklar
***
Sırtımızda taşıdık
Deve hörgücünce
Habis bir ur gibi
Bin ton acıyı ömrümüzce
***
Dört yanımızı kuşatmış yasaklar
Ve her yasak
Bir zalimin günahını
Mazlumun bir ahını saklar
***
Saray avazıyla havlayarak
Karanlıkta sırtlan dişi gibi
Gülümserken ihanet
Güle diken olmuş
Pusu atar yollarına
Kin ve gıybet
***
Gözaltında ana kucağı
Baba ocağı
Ayıp görülür yasaklanır
Bir öpücüğün sıcağı
***
Yarıda kalmış
Kitaplar satılır sahaflarda
Kimi yanık
Belli ki yangınlardan kurtulmuş kimi
Solmuş sararmış
Kıran artığı belli ki
***
Yarısı yırtık
Kimi sanık
Müebbede mahkûm kitaplardan
Her sayfasında kan
Zalimin mührünü
İşkencenin ve zulmün izini
Mazlumun gözyaşını taşıyan
Saçma sapan tutanaklardan öğrendik
Faili meçhul cinayetlerin katilini
***
Oysa
İstemedik
Kan değsin ellerine sevdanın
İster miydik
Göğsünde yanardönerken
Yedi rengiyle evrenin
Kırılsın kanadı güvercinin
***
İster miydik
Dağlara düşsün sevdamız
Karabulutlar çöksün üstüne
Bahara durmuş
Güneşe uyanırken dünyamız
***
İster miydik
Adımız eşkıyaya
Adımız asiye
Adımız sakıncalıya çıksın
***
İster miydik
Sevdamız yüreğimizden alınsın
İster miydik
Düşlerimiz elimizden
Yavrumuz yuvamızdan çalınsın
***
İster miydik?
Yansın da harmanımız
Eli koynunda kalınsın
Hasada durmuşken tarlamız
***
İster miydik
Sevda türküleri yerine
Adımıza ağıtlar
Yâdımıza yakımlar yakılsın
İster miydik
Kanayan yüreğimizden
Parmak izimiz alınsın
***
Söyle bacım
Anam babam söyle
Buz gibi namluyu kucağında
Yavuklu yerine
Hangi yiğit yeğler
Söyle hele söyle
Bu ne iştir böyle
***
Kanar gülüşü dudaklarından
Bulanır gök mavisi gözleri
Çiğdemler öper yanaklarından
Bir kuş dolanır semah semah
İsyan eder de genç ölümlere
Yaşanmamış sevdalara
Bir çığlık olur umutlar
Eyvah
Eyvah düşer göklere
***
Söyle
Anam bacım söyle
O yiğidin yârini kim eğler
Söyle hele söyle
Bu ne yazgıdır böyle
***
Gözyaşıyla sular
Çiğnenen çiçekleri bulutlar
Nakışlamak varken
Sevdanın yedi rengiyle
Gözyaşı ıslatsın istemedik
Güllere dönüşmüş yüzüyle güzel
Işığa düşmüş gözüyle aydın
Kundaktaki bebeği
***
Gülüşü güle
Bakışı ateşe
Gönlü güneşe benzerken
Ülkemin oğulları kızları
Biz mi çürüttük kozasında kelebeği
***
Dedik ki
Sevgililer ayrılmasın
yere düşen
salkım taneleri gibi gibi
***
Avcılar vurmasın yuvada kekliği
Ana vurulup da yazıda
Yetim kalmasın yavru yuvada
Kalmasın sevdaları
Siyah beyaz resimlerde
Kazılmış ağaç gövdelerinde
Çürümesin çiçekler dallarında
Bahara karışsın
Fidanların gençlik gülüşleri
***
Dedik ki
Takılmasın umutları
Zümrüdü Anka’nın kanadına
Soğumasın öpücükler
Yârin yanağında
Hep sıcak kalsın
***
Kapanmasın kapılar
Köprüler yıkılmasın
Hep açılı bir kucak kalsın
***
Dedik ki
Can vermesin canlar darağacında
Gülücükleri solmasın dudağında
***
Yani sevgilim yani
Dedik ki
Ar etmesin fukaralıktan
Düşman karşısında
Şeytandan gayrı
Tüm yaratılmışların
Secde ettiği insan
***
Ülkem ki
Üşüse sonbahar
Sevinse bahar olur gözünde
Yeter ki bir tohum düşsün bağrına
Sevda semah durur gökyüzünde
Kızları
Salım salım salınan çınar
Oğulları bir deli rüzgâr olur
***
Bir adım at yeter ki
De ki bir ‘Merhaba! ’
Gözlerine sevdan düşer nehar olur
Her biri can verir yoluna
Kara sevdaya tutulur
Ya can
Ya da yar olur
***
Çaresizliğin
Naçarlığın
Yüreklerine lök gibi çöktüğü
Zulmün
Fukaralığın
Güz yaprakları gibi döktüğü
Oğulları ve kızlarıyla
Neden ve niçin kahrolur
***
Söyle anam babam söyle
Bu nasıl olur
Böyle yazgı
Böyle de kader mi olur..
***
Onlar ki
Duruşuyla destan yazar
Gözleri ak deniz mavisi
Gülüşleri Isparta’da gül tarlası
Saçları çukur ovada
Başağa durmuş buğday tarlası
Savrulur rüzgâr olur
***
Sevdası firari kalır yarınlara
Sevdası düşmüş dağlara
Adları yadigâr olur
Bir güzel ülke koymuşken
Hayallerinin orta yerine
Zehirli oklar saplanır
Düşlerinin can evine
Sevdaları bergüzar olur
***
Onlar ki
Dolaşık yolların uslusu
Sevdanın namuslusu
Onlar ki mazlumun,
Ezilmişin, sevdası
Yarım kalmış sevdaların
Çığlığı, sesiydiler
***
Onlar ki
Aç kalmışların nefsi
Esaretin kırılan kafesi
Düşenlerin son nefesiydiler
***
Onlar
Barışın
Kardeşliğin
Yarının
Yaşanılası düşüydüler
Onlar ki
Dünyanın gidişi
Baharın gelişi
Umudun gülüşüydüler
***
Yani bir tanem
Onlar kavuşum
Onlar devinim
Onlar eytişim
Onlar değişim
Onlar
Devrimin ateşiydiler
***
Her biri İsa
Her biri
Bir Musa kadar usta
Yarınlar güzel olsun diye
Sevdalar özgür olsun diye
Her biri bir havari olup
Işık taşıyıp karanlıklara
Yıldızladılar geceyi
***
Peki
Kırıp da kanadını
Kim attı kapımıza bu ölü serçeyi
Kim boynunu bükük koydu
Kim soldurdu yüreklerde biten menekşeyi
Kim kararttı yüzümüzde
Papatya gibi açan neşeyi
Hangi kahpe geçirdi
Bileklerimize bu kelepçeyi
***
Oysa
Kesildikçe fışkıran köklerimizle
Kırıldıkça çoğalan üretkenliğimizle
Ay doğmuş gibi gülüşlerimizle
Ne kadar da sevdalıyız hayata
***
Oysa
Dört güvercin yuvalanmıştı
Dört gözüne kalbimizin
Sevişirdik odamıza giren ışıkla
***
Şeytanın aklına gelmezken
Ayetlerle çerçeveleyip
Yalan ve ihanet tohumlarını
Satır aralarına serptiler
Bir ders gibi okutuldu
Okulda mabette ve sokakta
Burç verdi kin ve nefret
***
Diyorlar ki eğil
Yerlerde sürünür insanı kamil
HANİ EĞİLMEK DE ADAMLIK DEĞİL
Dinden
İmandan çıkmamak elde değil
***
Alkışlayıp soysuzluğu
Mayınlandı yollarımız
Sağ göz düşman edildi sol göze
Onun için böyle şaşı ve
Hasım bakar gözlerimiz
***
Fesat fidanına
Can suyu oldu akan kanımız
Siğil gibi
Ur gibi uç verdi sevgisizlik
Onun için kan damlar kalemimiz
Kin eker dillerimiz
***
Hoyratlığın önünde
Diz çöktürüldü
Ar namus
Ve sevgimiz
Utancından yere girer
Töremiz terbiyemiz
Tarihimiz
Ve milletimiz
***
Pazara çıkarılıp
Haraç mezat satıldı
Harami ellere düştü sevgi ve aşk
İpinden kemendinden kurtulup
Özgürlüğünü ilan etti gecenin hırsızları
Adı konulmamış korkulara teslim yüreğimiz
Onun için böyle düşmandır
Onun için böyle huysuzdur ellerimiz
Dost sesine hasretken
Neden ürperir yüreğimiz
****
Diyorlar ki eğil
Bu nasıl yazgı
Bunası kader
Dinden
İmandan çıkmamak elde değil
Zalime
Zulüme
Ölümüne direnmektir adamlık
Eğilmek değil
****
Ama tadı kaçsa da hayatın
Gülleri solsa da sevdanın
Bir şiir asılı kalmış gibi
Gökkuşağının orta yerinde
Yalanlar çerçevelense de
Kutsal sözler içinde
Bir umut uç verir
Bir tohum çimlenir
Toprağın can evinde
Açacak elbet
Açacak günün birinde
****
Taa Orta Asyalardayken biz
Adını güzelliğini duymuşuz
Vurulmuşuz gönül koymuşuz
Iraklardan gelip
Yapışıp emmişiz memesinden kana kana
***
Düşün ki
Bu topraklarda sevmiş
Mevlana Hacı Bektaşi Veli
Ferhat ile Şirin Şeyh Bedrettin
Bu toprağın sevdasına yanıp
Hapislerinde yatmış Nazım
Şu yaylagüzellerine sevdalanmış
Türkü yakıp söylemiş Karacaoğlan
Bu topraklarda gülmüş Hoca Nasreddin
Bu toprağın oğlu Sinoplu Diyojen
Bu toprağın kızı Nene Hatun
Troya’lı Helen
Bu topraklarda ölmüş Pir Sultan
***
Sevdasıyla mührünü vurmuşuz Alparslan
Mührünü vurmuş
Çıngı saçan atlarının nalıyla
Fatih, Yavuz, Kanuni bir nice sultan
Ve Anadolu demişiz adına
****
Daha dün
Dumanı üstünde henüz
Kuvvayi Milliye Çanakkale Sakarya
Devrimleriyle şaha kaldırmış
Gazi Mustafa Kemal Başkomutan
Ve Deniz
İbo Mahir Çayan
İsimsiz nice kahraman
Bu topraklarda yazılmış bir nice destan
***
Hanıyla hamamıyla
Göğe uzanan minareleriyle
Mührünü vurmuş Koca Sinan
***
Yerden göğe
Gönülden gönüle
köprüler kurmuş
Bir nice aşık
Bir nice ozan
**
Masalı ve ninnisiyle
Eğin Türküsü
Ney üfleyen nefesiyle
Halay dönen
Horon tepen
Dadaşı efesiyle
Mührünü vurmuş bir nice insan
***
Oğlum kızım eşim yoldaşım
Bir tanem güzel kardeşim
Sevdalara kapama yüreğini
Öldürme içindeki keşişi
Tüm acılara inat
Yitirme yaşamından gülüşü
Yollara
Dağlara düşür yüreğindeki dervişi
**
Usul usul anlat
İnsan olmanın emek
İnsan olmanın nefsini erteleyebilmek
İnsan olmanın dünü bugünü yarını
Gideni geleni gelmekte olanı
Görmek olduğunu
***
Usul usul anlat
İnsan olmanın vermek
İnsanın olmanın alıç gibi dökülmek
İnsan olmanın
Hesapsız kitapsız sevmek olduğunu
***
Satılmışım
Sırtlanların önüne atılmışım
Utanırım ar ederim fukaralığıma
Vurgun yemişim öz dölümden
Yüreğimde koskoca bir yara
***
Bakma öyle sessiz
Bakma öyle susta kaldığıma
Bakma öyle ele elemete karşı
Kan kusup kızılcık şerbeti dediğime
***
Bakma öyle kuytularda
Bakma öyle geceleri
Bakma öyle gizli gizli ağladığıma
Yüreğimde bir kara sevda
Yüreğim yanan bir çıra
***
Susta değil pustayım
Kara karanlıkta
Kara sacın üzerinde
Kara karıncayı görürken ben
Söz geçiremem
Cehalete
Kör yalana
***
İmrenirim ellere
Su geçmez boğazımdan
Tuz basma yüreğime
Yüreğim paramparça
Yüreğim kapkara
***
Ellere gönül verme
Gözlerim üstünde Ankara
Mahmut NAZİK 2006 MERSİN
Üstadım, üslubunuz ve konuyu işleyişiniz hemen farkediliyor... Çok güzel bir tema ve harika bir işleyiş, tebrikler, Güneri Yıldız
Sevgili kardeşim, saygı deger yüreginizi içtenlikle kutlarım. Şiire yön veriş ve ustalığınızı, taktir ediyorum. Şahane bir şiir okudum, ilhamınız bol olsun gönlünüz şen yüreginiz dost kalsın.Herşey gönlünüzce olsun.Sevgi ve saygılar...
Oktay Çöteli-Elazığ
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta