Ana Yurdunda Yaralanır Sevdiğim

Bir ağacın gövdesine yaslanmışım
Başımda kavak yelleri durmuş
Dingin düşlerde yaşamaktayım
Karşımda bir çift çiçek, papatya, gül

Uzanmışım papatya ya sonra vazgeçmişim
Yönelmişim güle sormadan bülbüle
Bülbülde bir figan dokundum diye gül
Gül mahcup, papatya hınzır gülmede

Bir ağacın gövdesine yaslanmışım
Başımda kavak yelleri durmuş
Düşlerimin uzak köşesinde sen
Bakışmakta gözlerimiz, tebessümle

Hazar gölü kıyısında bir şehir
Acılarla süslenmiş bakışlara sargın
Bir çift ela gözaltında oturmuşum
Başımda hocalı şehitleri, durmuş
Acıya dayanmakta körpe vücutlar

Alevlerin bronzlaştırdığı tenler
Geçerken koca ağacın altından
Hain bir el vurmakta gövdeye
Deniz aşırı beyinlerin sultasında

Düşlerimde yürek vermişim hazara
Kıyısında yaslanmış acı bakışlarla
Sevgiye uzanan bir çift ela göze
Yüreğinde yangını hiçe sayarken
Ana yurdunda yaralanır sevdiğim

Bir ağacın gövdesine yaslanmışım
Başımda sevda yelleri durmakta
Hazar kıyısında bir çift ela göze
Yanmakta yüreğim Karabağ’da, Şusi’de
Kül olan nice ela gözlere, uzanmakta düşler