ana; çapıt bağlar bir yanım / söğüt dalına
bir öykünün üfürüğüyle salla yaprağını,
deryasında martı uçurdum / binerek hasretinin salına
kara gözüktü ana; yeşil çimen ver gayrı toprağına
al yazmalı sedef sürdüm mezarına anne/ bürünesin
ben peştemal giymiş bekleyişimle sine delerim,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kocaman alkışlıyorum
Olağanüstü güzellikte bu şiir. Defalarca okudum...
Kutlarım şair...
Saygılar..
Anaların gözü hep yoldadır ...Rüzgar estikce koklar tüm kokular arasında evlat kokusudur aradığı .. Ölüm bile gelse ananın evlat yüreği canlıdır..!
''nice çamurlu yollarda pabuç eskittim / ve başındayım
bir demet çiçeği bahane ettim,uyandırdım sanırım,
yüzümdeki çarıklaşmış izlere bakma / çocuk yaşımdayım
ana oğlun geldi,bu saklambaçta nerde olsan seni tanırım ..''
hüzünlüydü şiir içim burkularak okudum..Kutlarım yüreğinize sağlık ..
Nicelerine
ana gibi yar olmaz diyor dost emeğine sağlık
Şiir müthiş etkileyici... Çok güzel... ilk dizeden başlayarak sarıyor okuru bir hüzün bulutu ile birlikte ...
Ancak (bana göre) bir tek sözcük var şiir içinde göze batan.. .
'ana oğlun geldi bekleme artık bu villada'
Şairimizin hangi anlamda kullandığını bilmemekle beraber 'VİLLA' yerine oturmamış gibi...
Kutluyorum sayın İlyas Kırlı...
yazık etmedim hiç bir hatıranı,ağlamadan andım
taşa çalardı yüreğim,balyoz indirdilerde kırılmadım,
kabus verdi ninnisiz uykularım,yastıksız uyandım
yorganım hep açık,gözlerim boşlukta ama sana hiç darılmadım
-el gibi gamsız uykulara sarılmadım anne
----İlyas bey çok güzeldi yürek sesin hiç susmasın kutlarım ,başarılarının devamını dilerim .
yazık etmedim hiç bir hatıranı,ağlamadan andım
taşa çalardı yüreğim,balyoz indirdilerde kırılmadım,
kabus verdi ninnisiz uykularım,yastıksız uyandım
yorganım hep açık,gözlerim boşlukta ama sana hiç darılmadım
-el gibi gamsız uykulara sarılmadım anne
ne yazacağımı şaşırdım harika içten samimi duyğulu dizeler,tam puan tebrikler.
Çok içten duygularla dile gelmiş, hasret yüklü bir 'Anne' şiiri.....biraz fazla etkilenmişim...nutkum tutuldu....başarılar dileyerek kutluyorum tüm yüreğimle ve tam puanımla........Saniye Sarsılmaz
Güzel bir çalışma..güzel dizelerde vucut bulmuş..kutlarım..
Güzel bir şiir olmuş tebrik ediyorum.
Bu şiir ile ilgili 38 tane yorum bulunmakta