Tramvayda eski bir tanıdığa rastladım. İki hanım, sohbet ederken, geçmişin güzelliklerinden şimdinin dertlerine geliverdik. Esmer güzeli, ince yapılı, dost bakışlı Demet Hanım:
-Sizinle senelerdir görüşemedik Hocahanım. Şehrin dışına taşınmıştık. Bu yüzden de eş dost ve tanıdıklardan uzak kalmıştık. Bahçeli bir ev. Çocuklar rahat etsinler, behçesinde oynasınlar, çocukluklarını yasasınlar istemiştik. Masraflı oldu. Para biriktiremedik. Tatillerde Türkiye’de sahil şehirlerinde tatil yaptık. Onları okutmak ve rahat yaşatmak için uğraştık durduk. Bir de ana baba, kardeş, eş dost, akraba derken, kazandıklarımızı da paylaştık bunca zaman. Arada bir telefon edip, halimizi, hatırımızı sorsalar, hiç yüreğim yanmayacak.
-Ne mutlu size ve çocuklarınıza! Yatırımın en güzelini ve doğrusunu yapmışşsınız. Anne ve baba düzenli, birbirlerine bağlı olunca; yavrular da saglıklı, başarılı, mutlu oluyorlar Demet Hanım.
(derinden ahladı, gözleri doldu, dudakları titredi, başladı anlatmaya)
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla