1.4
Güneş Uzayında Boş Çaba
Yıldızlararası Uzay Gemisi Foton 1 güneş uzayında bir ölüm kalım savaşı vermekteydi. Foton motorlarına komuta eden emisyon geliştiricilerindeki modülasyon sapmaları gittikçe çoğalıyor, aygıt sürekli olarak kendisini onardığı halde, sapmalarda tek düzelme olmuyor, tam tersine; bazı düzelmeler bazı bozulmalara ve bazı devre atlamalarına yol açıp duruyordu. Yörünge jetlerinin otomatik komutaya yanıt vermeyişi yüzünden gemi ölü noktadan bir türlü kurtulamamış ve yazgısıyla savaşmaktan yorgun düşmüş bulunuyordu. Uçuş vektörü daireseldi ve çember, dünya çekim çemberiyle ay çekim çemberlerinin birbirlerine teğet oldukları ölü noktadan geçiyordu. Foton 1, bir türlü kurtulamadığı bu dairesel yörüngede enerjiden yoksun bir çaresizlikle habire salınımlar yapmaktaydı. Salınım gerçekte ölü bir salınım olduğu halde, geminin kendi eksenindeki dönüşlerini engellemiyordu. Atlattığı o nedeni binmeyen kaosa karşın, hala daha varoluşunu bu kendi ekseni çevresindeki dönüşlerine borçluydu. Zira, ekran çevresindeki bu dönüşler gemiye yapay olarak ve özellikle kazandırılmıştı. Bu bakımdan gemi normal bir yörüngede uçarken kendi ekseni çevresinde de dönebilecek yetenekte yapılmıştı.
Foton 1 ‘in varlığı ve hedefine doğru kusursuz bir biçimde gidebilmesi bu temel ögeye dayalıydı. Uçuş sırasında kendi ekseni çevresinde de dönmesi uzay gemisine iki ayrı yarar sağlamaktaydı. Bunlardan birincisi; geminin kendisine dik gelen kozmik güneş enerjisine karşı korunmasından ibaretti. Gemi, ekseni sürekli dönmek suretiyle aynı bir yanını güneşe aralıksız hedef olmaktan kurtarıyori, böylece bir yanını güneşe çevirdikçe, arkada kalan yanının soğutulmasında soğutma sistemlerine ve enerjiyi geri iten koruyucu kalkanlara yardımda bulunuyordu. Eksen çevresindeki dönüşlerin sağladığı ikinci yarar ise en az birincisi kadar önemliydi. Çünkü bu dönüşler gemi içerisinde yapay bir yer çekimi sağlıyor, bu çekim astronotlardaki ortam yadırgamasının önüne geçiyordu. Bir bakıma; salt bu çekim sayesinde astronotların gemi içindeki davranışları dünyadaki davranışlarıyla özdeşleşiyor, böylece, yaşam boyu yerçekimine alışmış bulunan personel için çekimsizliğin doğurabileceği sakıncalar ortadan kaldırılmış oluyordu. Zira, uzay uçuşlarında astronotları en aşırı zorlayan husus sıfır çekim yani ağırlıksızlıktı. İşte bu, her astronotun karşısına dikilen en büyük problemdi. Çünkü, bilinenlerin tam tersine; çekimsizlik salt yerçekiminden kurtulmak demek değildi. Nitekim, yerçekiminden kurtulabilmek teorik yönden olanaksız sayılabilirdi. Zira, etkisi az da olsa; dünyanın en uzak yıldızlar üzerinde bile bir çekiminin bulunduğu bilinen gerçekler arasındaydı. Bir bakıma ağırlıksızlığı doğuranın yani çekimi ortadan kaldıranın salt serbest düşüş hali olduğu kesindi. Bu noktadan bakıldıkta; motorları çalışmayan yani tepki görecek bir etkide bulunmayan herhangi bir füzenin serbest düşüş konumunu koruyacağı, dolayısıyla içindeki cisimlerin ağırlıklarını yitirecekleri, bunun da ortam uyumsuzluğu doğuracağı hesaba katıldığından, Foton 1 ‘e kendi ekseni çevresinde yapay bir dönüş yeteneği kazandırılmasına çalışılmıştı.
Geminin kusursuz görev yapmakta olan tek düzeneği işte bu yapay dönüşü gerçekleştiren aygıtlardan ibaretti. Fakat Foton 1 ‘in bu yeteneği, gemi içindeki ortamın düzenini aksaksız yürütmekle birlikte, yakınlaşan kötü yazgıyı değiştirebileceğe pek benzemiyordu.
(Hikmet BARLIOĞLU (1933-2003) 'nun
Ana Karnına Dönüş isimli Kurgubilim Roman 'ından > 65-67/731)
Kayıt Tarihi : 13.8.2007 22:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!