Gözünün ucundaki bir damlacık yaş anam.
Bekler durur dalgın dalgın bakarak ufka eşikte.
Sallar olmayan bir bebeği olmayan bir beşikte.
Yağmur başlar yağmaya, tanesi düşer cama, sorar; "hayırdır yine nerelere gittin öyle, birini mi beklersin kadın anam?"
"neydim gızım bir yanım yarım, gün sayarım, bizim oğlanı beklerim öyle. Gelecekti de bir türlü gelemedi gitti askerden. Sen gördün mü yolda, gelip geçtin mi onun üzerinden?"
Gözünün içine içine bakıp bakıp anamın, süzülerek akıp gider o yağmur tanesi camından.
Anam işkillenir, kederle yalvarır buluta.
"Bulut emmi, sen söyle bari gördün mü benim oğlanı. Kurbanın olam nôlur doğru söyle, eğer bir yalan atasın, sen de gördün de söylemezsen çamurlara batasın. Deyiver gâri be."
O an diner yağmur, ılık bir yel eser gün doğarken
Anam bitkin, anam mahsun, anam bezgin, anam yılgın yılgın yıkılır kalır yine mindere.
Bir el dokunur uykucuğunda omzuna.
"Ana" der tanıdık bir ses.
"Ana ben geldim, oğlun vardı ya hani"
Anam hafifler o vakit tüy gibi. Kalbi pır pır eder, açar da kafesinin kapısı titrekçe, ağır ağır yükselir semâya doğru ruhu.
Onu görünce kızarır bulutun (gök)yüzü,
Sonra bir öfkeyle sertleşir hava.
Öyle serin eser ki rüzgar ve öyle bir hışımla çakar ki şimşek, korkudan olsa gerek atar beti benzi ve buz tutar tek tek yağmurun damlaları.
Derken, beyaza boyanır (yer)yüzü.
beyaz bir bayrak gibi sallanır durur dallarında bir kış boyunca.
Başka diyarlarda buluşur ana ile oğlu.
İşte böyledir Anadolu
İşte böyle ana dolu.
Bekir Dalkıç
Kayıt Tarihi : 25.11.2019 11:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!