Daha dün gibiydi sevgilim,
“Inga! ”lı evrensel seslerle başlamıştı bu film.
Beş altı ayda ulaştığımız yarın,
Ma’yı ma’ya, ba’yı ba’ya, de’yi de’ye;
Ne’yi ne’ye eklemeler bilinçli, bilinçsiz.
Yalnız sen değildin şüphesiz;
Hep müjdeli çığlıkları duyulmuştur anaların:
“Yerim senin dilini, yerim senin dilini! ”
Doyumsuz öpmeler, okşamalar, gıdısına, dudağına;
Güldükçe gamzelenen yanağına bir küçük ısırık...
Anımsıyor musun?
Kıkır kıkır, kıkır kıkır... Maskara şey, şımarık...
Harfi harfe, heceyi heceye; milim milim
Ba-ba, de-de, ne-ne, ci-ci; dilim dilim...
Yeni yeni yakıştırmalar, yeni yeni buluşlar.
“Bay bay, baş baş, gel, gel, gel! ...”
Tel sarar oğlum tel sarar, tel tel! ...”
Artık anlam kazanan el kol hareketleri
“Day day”larla gelen dizlere derman;
Bir adım, bir adım daha...
Başlayacak uzun ince yolun adıdır bu bilim!
Bitmez tükenmez sorularla:
“De de mu ne, mu ne an ne, ba ba mu ne, mu ne? ”
Sözcük sözcük senden benden bir akış,
Sabır dolu;
Kulaktan göze, gözden yüreğe, yürekten dudağa, dile,
Ekleyerek sözü söze:
Nakış nakış,
Renk renk, ses ses, dokuduğumuz bu kilim,
Desen desen, bağlanan köyüm, kasabam, il’im
Dilim dilim, ana dilim...
Ahmet ÖZDEMİR
Ahmet ÖzdemirKayıt Tarihi : 26.10.2002 13:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!