ANA
Ana,
Hani beni doğurmuştun, tosun gibiydim
Hani bana ne söz, ne kılıç işlerdi
Düşmana çelik, dosta yosun gibiydim
Duygularımı hallaç pamuğuna çevirdiler
Ana…
…
Ana…
Hani ‘at, avrat, pusat’ vardı
Namus bilmiştik
Bir hatırlasana!
Ana, hani vatan kutsaldı,
“Gök girsin kızıl çıksın” diye
Uğruna yeminler etmiştik
…
Ana,
Hani bayrak rengini kanımızdan almıştı
Şu, şu bayrağın destanını bir daha anlatsana!
Kadir kıymet bilenimiz kalmadı,
Aaaah anam aaah, aaaah!
…
Ana,
Dön bir baksana!
Hele bir dön de geriye bir baksana
Bak, bak ‘taşları bağlamışlar’
‘İtleri meydana salmışlar’
Ana…
…
Ana
Daha benim yaşım kaç?
Bak bembeyaz olmuş başımdaki saç
Şu kınalı kuzuna tekrar kınlar yaksana
…
Ana,
Beni bir hüzün boğar
Duramam ki yerimde, ana!
Kanla karışık akan gözyaşlarım
Gözyaşımın pınarları yüreğimden doğar
…
Ana
Hani dedem Yemen’e gitmişti
Ve bir daha dönmemişti.
Bilir misin daha dün öğrendim ana?
Kimini öldürmüşler, kimini köle diye satmışlar
…
Bilemedim ana, bilemedim ana
Bu vatan mı garip, bu vatan da ben mi garibim?
Dost düşman bir oldu seçemedim
‘Vatanı’ Yem ettiler üç beş hayvana
…
Hani Haci Musa’ların kızı Fatma vardı
Onu bana alacaktın, ‘yar olacaktı’ bana
Hani o koklanmamış bir gonca güldü
Görünce parayı pulu, o bile gitti yabana
…
Ana
Dayanamıyorum artık,
İhmal, ihlal ve ihanetleri gördükçe
Kuzular kurtlarla yürüdükçe
Sığmıyorum, sığmıyorum bir yerlere
Beni de yanına alsana
Ana alsana
Al sana
Al
…
Km-310306
Kayıt Tarihi : 31.3.2006 11:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!