Doğurdun çocuklarını
Doğurdun can ana
Bulaşır kasıkların al kana
Bağrışların gökte,
Yüreğin yerde
Tatlı bir haykırış;
Bebeğin ürkek sesinde…
Doğurdun çocuklarını
Doğurdun can ana
Sonra doyurmak düşer payına
Memende süt,
Yüzünde tebessüm…
Gözünde sevgi,
Elinde merhamet
Sanki bir kehanet…
Doğurdun çocuklarını
Doğurdun can ana
İyi kötü doyurdun
Sırtına kazak,
Beline pantolon koydun
Gök gürledi sarıldın
Güneşte elini tuttun
Sesinde ses,
Gözünde göz oldun…
Doğurdun çocuklarını
Doğurdun can ana
Şimdi sıra geldi anlatmaya
Bir masaldan başlamaya…
Anlat can ana, anlat
Kırmızı başlığıyla
Büyükannesine yemek götüren o kızı
Hain kurdu ve cesur avcıyı…
El değmemiş iyiliğinle anlat
Al yanaklı Heidi’nin
Kırlarda sekişini
Sevgi dolu yüreğini
Alp Dağlarında türkü çağıran
Kırlangıç sesini…
Nasılda savaştı Koçero
Son nefesine dek durmadan…
Nehirlerde adı yankılandı
Yoksullarda yiğitliği…
Kaçıştı zalimler, aşiret ağaları
Köylüyü sömürenler kaçıştı
Anlat can ana, anlat
Bir ıslık sesindeydi yaşamak…
Önce susar çocuklar
Önce karmaşık ve anlaşılmazdır
Önce sorular
Bitmeyen sorular…
Susma can ana, susma
Dilinin döndüğü kadar anlat…
Bir yol kenarında
Ansızın tipi zamanında
Donmuş bedeni,
Körpe yüreği
Minicik elleriyle yatmakta olan
Küçük Kibritçi Kız’ı anlat…
Ne zaman durdursun seni
Ne kış, kıyamet
Bitinceye dek bu ihanet!
Elbet düşler gerçek olur
Elbet gerçekleşir, sabret…
Anlat can ana, anlat
Korkusuz Don Kişot’u
Spartaküs’ü, Promethus’u
Derelere sığmayan
Küçük Kara Balık’ı…
Anlattığın yerde güller
Leylak ve gelincik kokuları
Serçe ötüşleri
Uçuşan hamamböcekleri…
Anlattığın yerde buğday türküleri
Kimliksiz bir rüzgar esişleri…
Vurdu korkusuzca
Altındaki tabureye
Gencecik bir oğlandı
Dalyan gibi fidandı
İlmik boynunda
Sevda koynunda
Anlat can ana, anlat
Gözlerinde büyüyen çocuk
Sessiz mi sessiz
Haykırır idamlarda büyük Deniz….
BİLGİLER:
Kırmızı Başlıklı Kız: Grimm Kardeşler
Heidi: Johanna Spyri
Koçero: Bir zamanlar Güney Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu Dağlarında nam salan efsaneleşmiş eşkıyanın adıdır…
Küçük Kibritçi Kız: Andersen Masalları
Don Kişot: Miguel de Cervantes
Promethus: İnsanlık için çok önemli olan ateşi tanrılardan çalan efsanevi mitoloji kahramanı
Küçük Kara Balık: Samed Behrengi
Deniz: 68 Kuşağının ölümsüz gençlik önderi Deniz Gezmiş
Ulvi Koçu
Kayıt Tarihi : 23.7.2010 01:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mayıs 2010 Erzurum Temmuz 2010 Çorlu
şiirdeki diyalektik duruşa selam olsun...alkışlıyorum bu anlamlı emek ürününüzü.sevgimle....
''Ana'' olgusunun bunca metaforla desteklenerek şiirselleştirilmesindeki ve uzantısındaki algıları çok yetkin bir üreti olarak bulduğumu söylemeliyim.
Şiirin saltça bir duygu yoğunlaşması olmadığı,evrensel ve yaşamsal türlü günlükleri anımsatma işlevli olduğunu da söylemek olası.
Ana bu anlamda örneklik oluşturan bir soluk olarak seçilebiliyor.
Sayın KOÇU'nun bu şiirinde diyalektiğin koylarına yaklaştığını görmekteyim.
İlgiyle okuyuşum belki de bundan da.
Kutluyorum.
Başarı dileklerimle / erdemle.
Altındaki tabureye
Gencecik bir oğlandı
Dalyan gibi fidandı
İlmik boynunda
Sevda koynunda
Anlat can ana,anlat
Gözlerinde büyüyen çocuk
Sessiz mi sessiz
Haykırı idamlarda büyük Deniz...
Kutlarım duyarlı yüreğinizi ve cesur kaleminizi.Ant+tam puan.Saygılarımla
Altındaki tabureye
Gencecik bir oğlandı
Dalyan gibi fidandı
İlmik boynunda
Sevda koynunda
Anlat can ana, anlat
Gözlerinde büyüyen çocuk
Sessiz mi sessiz
Haykırır idamlarda büyük Deniz….
Analar evlat doğurur, çıkar bir çakal onu arkasından vurur...
Vurmazsa o çakal delikanlıyı, patron o pis karnını ve çakalı nasıl doyurur...Nasıl servetine servet katar...Kutluyorum harika yüreğini ve devrimci sesini kardeşim...analar doğurur sehpalar kurulur ama kuruldukça sehpalar Denizler çoğalır...
TÜM YORUMLAR (8)