‘esrik bir naradır yaşam / /anlamsız bir boşluğun girdabında dolaşan
nazenin bir dil-ârâdır /mimoza hassaslığında /dokununca kırılan….’
Dost elinden bâdeler yerine
Zehirler içerek geldik bugünlere
Günlük/anlık bir serüvenin sonunda
Rüzgârlar savurdu her birimizi bir yere
Taş üzerine yontulmuş kitabeler kadar somut
Okunamayacak kadar silik resimler
Elimizde kalan
Her nefes bir kadeh yalnızlık içer
Her ten sahte bir dokunuştan nalan
Devasa bir kayaya çarparsan,ansızın
Anlarsın o zaman
Nefes almak kadar paha biçilmez ne var
Ne var yaşamak kadar güzel
Deniz içine çeker,dağlar kucaklar
At kendini yeşilin en vefalısına
Kırlara koş,derin bir nefes al
İçine çek yosunun kokusunu /râm ol
Bir ağacın en yüksek tepesinde yaprak ol
Bir kuşun kanadında umut
Bir kelebeğe yoldaş
Bir güle bülbül ol
Koş/atla/zıpla/karış toprağa
Ellerin temiz olsun/yüreğin pırıl pırıl
‘Ah’a dair tek bir im kalmasın defterinde
Başın Nirvana’da /gözlerin ışıl ışıl
Aldırış etme/insanız işte
zaaflarımız özel
İçimizdeki yüz aynadan güzel
Adam sen de!
olabilirleri koy cebine
Harca sırası geldiğinde
Bak /akrebin yüzüne kan geldi
yelkovan mest-i naz demlerinde
Kendine gel!
Hilal Erboyacı
Kayıt Tarihi : 6.1.2010 19:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Nazım Güvenç
TÜM YORUMLAR (1)