An Lu-shan,sekizinci asırda Çin'de Han olan Türk Beyidir,
Uygur Kağanlığına bağlı bir boy olup,soyu Oğuz soyudur.
Yedi yüz kırk ikide Çin imparatoruyla tanışması onun önünü açmıştır,
Çin imparatorunun güvenini kazanarak; Çinde iyi bir mevkiye geçmiştir.
Uygur bölgesi ile Çin'de kendine ait bir idarî bölgeye bakıyordu,
Bu sebeple imparatorun sarayına istediği zaman girip çıkıyordu.
An Lu-shan Çin içinde yüksek mevkilere gelerek güç kapıyordu,
Uygur'un bağımsızlığı için hazırlanıp,gizlice hazırlık yapıyordu.
Çin başkenti yakınında yüz elli bine varan kuvvetli bir ordu topladı,
Yedi yüz elli beşte,isyan ederek kılıcını Çin'in tam kalbine sapladı.
An Lu-shan'a bağlı olan askerler Çin Sarayına kadar giderek saldırdılar,
Bu ayaklanmada Çinliler An Lu-shan’ın çocuklarından birini öldürdüler.
Türk ordusu hızla ilerleyip elde kılıç ve mızraklarla düşman üstüne gidildi,
Saray içinde Çin ordusu An Lu-shan’ın adamları tarafından mağlup edildi.
Bu sırada Çin Sarayında yaşayan tüm insanları bir korku aldı
Çin imparatoru yerini oğluna bırakarak, kaçmak zorunda kaldı.
Türkler karşısındaki bu büyük hezimet üzerine Çinliler bölündüler,
Çinliler, Ötüken Uygur Kağanlığından yardım talebinde bulundular.
Uygur Türkleri Çindeki kardeşlerine karşı savaşmaya gitmedi,
Ötükende olan Büyük Uygur Kağanlığı Çinlilere yardım etmedi.
Bu sırada Çin’de olan bazı Türk Boyları Çin'in vaatlerine kandı,
Lu-shan’ın en güvendiği müttefiki olan Tongra Türklerini yendi.
Sonra komutanlığı Moyun-Çor Kagan’ın oğlu Ulug Bilge üstlendi,
Lu-shan'ın ordusu toplanıp yeniden savaşarak Çin ordusunu yendi.
Uygur ordusunun Çin'e ihtişam ile girişini bütün Çinliler görüyorlardı,
Çinliler korkudan kurt başlı sancağın önünde eğilip,selam veriyorlardı.
An Lu-shan ölünce Çinde yaşayan Uygurlar orada başsız kaldılar,
Tongra Türkleriyle birleşen Uygurlar giderek Ötüken'e tabi oldular.
Kayıt Tarihi : 26.1.2016 13:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!