An gelir toprağa gark olur bünye

Ecel vade pimi çekili fünye
Beyhude bu husus gürlemen esmen
An gelir toprağa gark olur bünye
Dünyadan irtibat kesilip resmen

İsmi yad edilip ölüm anılsın
Alnını basıyor hem de ne pis ter
Fırçala dişleri inci sanılsın
Kefeninse papyon kravat ister

Üst yanın beton var orda ha bir de
Göze çarpıp mermer gibi yapılar
Arama pencere baca kabirde
Kapanır yüzüne bir bir kapılar

Bilinmez hangisi dargın küs bağa
Asma mı acaba yoksa kökü mü
Kış uykusu yatar gebeş tosbağa
Başlayıp sonbahar yaprak dökümü

Süs bilip küpe var olduğu müddet
O kepçe kulaklar delinecektir
İster kaza ister sen kader addet
Yolların sonuna gelinecektir

Yapamaz pek artık ömrünü heder
Pazara çekilip dana buzağı
Bir süre gözlükle idare eder
Gözlerin göremez olup uzağı

Nezih ol kendini vakfedip ilme
Sağlığı değişme pula paraya
Her daim gerekir hat hudut bilme
Bir kılıç mesafe konup araya

İt köpek davet et haka dansına
Üzerine gelse salya dökerek
İleri yaş bırak işi şansına
Ne yapar gözetle yere çökerek

Fazla çok takılma sağa sollara
Nazar boncuğu tak kurşun erittir
Bakıyorsun uzun uzun yollara
Bu hayat gözünde filim şerittir

Anan görse seni 'yavrum' der idi
Sinsice vuracak belki de son gong
Saygı ile an hep damat Ferit'i
Ne Şanghay yolun son ne Pekin Honkong

Öngörü sağ duyu insana şarttır
Ceheneme bilet hem ön sıradan
Tasarruf birikim ay sonu arttır
Ayran tüket şaşma üzüm şıradan

Ardın ağıt yakar acaba kimler
Kabrinde sarmalı bol bol kulu nur
Fatiha okur yar eylül ekimler
Hayrı sevabına bir seng bulunur

Kafada acaip tür sual soru
Git sigorta teli kontrol ederek
Rüya da elin de sac soba boru
Ne güzel komşudur merhum Bo Derek

Dere kenarı geç soğuk sular iç
Müneccimler versin öğüt salıklar
Deryadan sonunu düşünmeden hiç
Doğduğu yer döner somon balıklar

Tarumar olacak saçın çürüyüp
Belki de az kemik kalır geride
Acıya gark edip hakka yürüyüp
Zapt edersin bir kaç metre yeride

Selam et buradan ehli kuburun
Okeye dördüncü biri yakındır
Kesif toprak koku almasın burun
Pek zor akibeti ürküt sakındır..