Hicran yurdundayız biz, vuslatımız nihandır
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Seferî yolcularız; biz hancı, dünya handır
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Kavuşmak mı kim bilir, dünya giryan bizlere
Acıyı nûş eyledik, gurbet hicran bizlere
İsmail misaliyiz, canlar kurban bizlere
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Dik yokuşları aştık, düz yolda şaşıverdik
Bedenimiz dar geldi; sığmadık, taşıverdik
Yorulsak da bir ömür; durmadık, koşuverdik
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Yüreğin gönderinden sökülünce nişanlar...
Anadan üryan kaldık, tükendi şeref, şanlar...
Her neye nazar etsek perişan, perişanlar...
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Hangi bağban görmüştür bahçede solmayanı
Ahmaktır var sayanlar elinde olmayanı
Ömür geçmeye meyyal, görmedim dolmayanı
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Ey ömür dağlar aştın, su gibi akıverdin!
Dünü çabuk unuttun, yarına bakıverdin
Bir hayattan geriye hiçlik bırakıverdin
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Yaşananlar bir oyun, sanki kumar gibiydi
Kaderin indirdiği sert bir şamar gibiydi
Gözlerim gözlerinden fayda umar gibiydi
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Gittiğin günden beri hüzün kaldı aynada
Sırlara kadem bastın, yüzün kaldı aynada
Ayağın çekilse de izin kaldı aynada
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Ne varsa unutuldu, yaşamak bir anlıktır
Ömrün yokuşlarında gündüzler karanlıktır
Servilerin gölgesi, sükûttur, viranlıktır
Dün gitti, yarın yoktur; ân bu ân, vakit şimdi
Kayıt Tarihi : 19.12.2022 23:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!