Fânilik sahnesinde, ebediyet oyunu
Oynamaktan bıkmayan ey, doyumsuz figûran!
Çöllerde, kutuplarda hatta uzayda bile,
Maddesi, mânâsıyla rol yapıp duran insan.
Ne bu dünya bir sirktir, ne sen ipte cambazsın,
Sen ki, Allah’tan sonra en değerli varlıksın,
Şu karanlık şu tutsak alemim mahpesinde,
Bir nur kandili gibi yak şuurun parlasın.
Atom çekirdeğinden, muhteşem kâinata,
Küçük kıpırdanıştan, Yüce Allah’a kadar,
Öteye dahil ruh da, madde de şu hayat da,
İnkâr edip kendinden kurtulamaz insanlar.
İnsan kafa yorarken neden, niçin, nasılmış,
Âdem'i; adem yapar, bir melek öpücüğü.
Âlemi seyre dursun diye göğe asılmış,
Duyduğu şen kahkaha güneşin gülücüğü.
O yokları var eden Allah’ın ’ol’ emriyle,
Mekân O’nun fermanı önünde diz çöküyor.
Ve oluştan, ölüşe akıp giderken zaman,
Hep nîsbi varlıkların ’fâni’ olduklarını,
Duymak istemesende söyler durur an be an...
Kayıt Tarihi : 30.11.2020 07:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Selamlar ve saygılar sunarım.
Allah'a emânet olun.
Şiirime zaman ayırdığınız için teşekkür ederim....
Ve oluştan, ölüşe akıp giderken zaman,
BEYAN USTALIĞI VAR
TEBRİKLER
Siirime zaman ayırdığınız için teşekkür ederim üstadım
En derin saygılarımla...başarılar dilerim,
Her şey gönlünüzce olsun..esen kalınız her daim.
Siirime zaman aman ayırdığınız için teşekkür ederim üstadım.
TÜM YORUMLAR (3)