Tura dedim,yazı,
yazı dediğimde hep tura geldi
...hem turada hem yazıda kaybettim
dilemeyi yazık, böyle terk ettim
biri 'akrep' olsundu
ben yelkovan...
Hadi sende vur
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Devamını Oku
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
çok güzel ilgiç geldi bana sana brova hoşuma giti güzel kelmeler önemli ağzına sağlık ?
Hasbilal olmuş.
Derinlemesine, metafizik yaklaşımlar..
Kaleme sağlık olsun...
__________________________________
kurbağaprensesinden...hüzün akmış sayfalara .....kendi güzel yüreği güzel kalemi güzel uzak olsun hüzünlerden..
müzeyyen başkır
Yaşayacağın anlar, yaşadıklarından güzel olsun...
sevgiler sana...Nurdan Ünsal
şiirin katına ulaşmayı başarmış şiir...
Bazı şiirler vardır ki şiir sanatı açısından hatasız kabul edilirler. Bu aslında şiirin manevi huzuru açısından birinci basamaktır. İkinci basamakta şairin felsefi derinliğinin neliği sorgulanır. Hayat yazı tura atacak ve bunun getirisiyle şekillenecek kadar kendini yağmalayan bir felsefeye dayanamaz elbet. Hayatta şansız olmak, hayatı bu şekilde algılamak gerektiği sonucuna götürmemelidir bizi.
Ayşenur Yazıcı’nın “an” şiirinde de bu var. Turada ve yazıda kaybeden kimliğin dilemeyi terk edişinin serüvenini anlatıyor. İlk bölümde anlam açısından net bir düşünce veriliyor. Ancak kaybettim ile terk ettim fillerinin mısra sonlarında kafiyesel olarak bulunuyor olması iki mısraın bütünlüğü açısından bir fonetik ses karışıklığına sebep oluyor. Kaldı ki son satırdaki dilemeyi kelimesi bölümün en güçlü ve farklı anlam merkezi. Böyle olunca da bu kelime ile bölümün bitirilmesi daha uygun olurdu.
Yazı ve turadaki birbirine tezatlık ikinci bölümde akrep ve yelkovan imgeleriyle devam ediyor. akrep kelimesinin tırnak içi ifade edilişi bir gönderme. Üçüncü bölümde ise Necip Fazıl Kısakürek ile bir metinlerarasılık söz konusu. “ne hasta bekler sabahı / ne taze ölüyü mezar…” şair burada necip fazıl ile bir diyalog halinde.
Herakleitos’un “aynı nehirde iki kere yıkanılmaz” sözüne telmihle şair merhametlerin üzerinden bir nehir aktı ve masalların “biz çıkalım kerevetine” ifadesinden hareketle bu masalın kerevet kerametinin bittiğini söylüyor. Burada kerevet ile keramet kelimeleri arasındaki ses uyumu çağrışımın gücünü ortaya koyması açısından önemli. Nitekim keramet kelimesi de merhamet ile aynı paralelde.
Sonraki bölüm ikinci bölümün özet devamı niteliğinde. Ve bunu ömrün sorgulanması takip ediyor. bu sorgu ise cevabını beraberinde getirmiş. Burada dikkati çeken şey son uçların şiirin en güçlü ve çarpıcı anlamına işaret etmesi. Bir ırmağın bir kazanı doldurmasına benzetilen ömür dolmayan ya da içine akanı boşaltan bir kazan imgesine dönmüş. Hayatı bir uzun çizgi olarak düşünürsek, doğum ile ilerleyen ömür artar. Oysa ölüm noktasından baktığınızda sürekli bir azalma söz konusudur. Bu bakımdan bu mısra şiirin en güçlü anlamını yüklenmiştir. Ancak her bu son her iki mısraın ya ile başlıyor olması ses değerleri açısından iyi bir son değildir. Son mısradaki ömrün yaşadığımız tek bir an olması meselesi ise bir önceki mısradaki içine akan ama dolmayan kazan imgesi ile düşünüldüğünde zararın kârı olarak düşünülebilir.
Genel anlamda şiirde üç nokta kullanımının gereksizliği göze çarpıyor. Özellikle mısra sonlarındaki üç noktalar. Ömrün sorgulandığı mısra da soru işaretine gerek duymayacak netlikte. Buna gereksinim olarak ardında gelen ya’lı cevaplar düşünülebilir. Yine aynı şekilde mısra sonu virgülleri de serbest şiirin hangi yakasına koyacağız bilemiyorum. Her yeni satır dize mısra ne derseniz deyin bir şekilde bir duraktır. Eğer şiirde her vurgu sonrası noktalama kullanacak olursak anlam oyunlarının tümüyle önüne geçmiş oluruz. Bu da şiirin güç kaybına yol açmasına sebep olur.
Ve son söz başlık son mısradan çıkar gibi bir felsefeye kurban olması ve herkesin rahatlıkla bu başlığı söyleyebilir olmasıdır. Başlık konusunda yazı-tura, akrep-yelkovan, ömür-an ikilemelerinin ortak paydası alınması gerektiğini düşünüyorum.
Harika bir çalışma.Kutlarım Sayın Ayşenur Hanım.
Mürsel Adıgüzel
www.anadolukultursanatvemozaikdernegi.bz.tc
Derin anlamlar taşıyan güzel bir şiir.N.Fazıl'a atıflar daha da güzelleştirmiş şiiri.
ömür dediğin ne ki zaten?
ya içine ırmak dökülen bir kazan,
ya da yaşadığın tek bir 'an'....
................................................
Ya da kazanın içinde an kızıllığında bir çığlığın serpilmesi yaşam penceresine tane tane....
Kutlarım sevgili Yazıcı....
ömür dediğin ne ki zaten?
yaşadığın tek bir 'an'....
Kaleminize yüreğinize sağlık.....
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta