Amenna..GARiP ÇOBAN SIRADIŞI www beyazre ...

Engin Demirci
946

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Amenna..GARiP ÇOBAN SIRADIŞI www beyazrenkler.com

Tek kullanımlık hayatta neden kendinizi öldürüyorsunuz?

Çeşm-i bülbülün dilden dile dolaşan en büyük avuntusu aşkın romanını okumaktır Zihnine hücum edenlerle birlikte yürüş, soruların karşılığını bulmak için çok kafa yormuş gecelerde Kimliğini yaratmak için çocukluğundan kalma heyecanı yeniden yaşamak istiyor Tutkuyla sarıldığından gördüm ki; güneşin gözleri yeni bir günü müjdeliyordu

Sabretmesini anlamadığım bir şey çıkıyor Kolumuza taktıklarımızla düşünüp bir kenara attıklarımız zühal yıldızına benziyor Dokunma bana diyor ruhun biriktirdiklerinde lades diyor yalnızlıklarımız

Şimdi hayatta kandırmaca kendi kimliğini keşfetme mücadelesinde insan Aklımızda çizdiğimiz hazzetmediğini ve öfkelendiğini açıkça ifade etmekten çekinmiyor suçluluklarımız

Kendini agnostik olarak tarif edenler özlemlerine yalvarıyor Saygın bir eleştirmen duadır Hasret bulunmaz iç içe geçmiş yazgıları ortaya koyuyor aşk Kendimiz dururken beğenilmekle kalmadı benciliz

Baştan beri kara sevdanın dışında kukla insan doğarken ağladıkça Canlı seyretmeyi tercih ediyor, sonu belli olmayan hoşlanmıyor kendi yaldızlı sözlerini söyleyenler Çünküsünde bir gün gibi az oluyor

İsimsiz bir mezar orada sonunu bilmediğiz Bekleyip görmek zorunda olduğunuz bir hikaye vardır Bir takımsanız ilmiinizle,özlediğiniz bir yorumcu olursunuz aşka Heyecan veren sevgi çok derin çok etkilemiştir içinizde açar sarmaşık gülleriniz Her şeyde en doyurucu anlardan biri olur

Sihirbazlıklar benliğinizden ayrılan hatıralardır Küçük bir pencerede zaman ayrıksı kalır Orada sonunu bilemediğiniz, bekleyip görmek zorunda olduğunuz unutulmayacak bir ismin temsilidir şelale gibi sevgi Ölümsüzlüğün kokusuna uyandığınız azaplarla yeni umutlar yaratır Tevekkülle bakmaya ve hep yudum yudum sabretmeye çalışırsınız kendinize vermediğiniz zekatınızda Fikrinizin yaşam süresi sonsuz yaşamı arzular, çekip gitmeyen kahramanın ellerinde Üzüntünüzü, sevincinizi, şaşkınlığınızı anlatırken gözü karadır seçmeye alışkın olduğunuz kelimeler

Neredeyse ölüyordum geceleri kusursuz bir koku dokunurken ruhuma Asıl teması arıyor kısa birer tanışma faslında ölümsüzlügü elde edenlerle ruhta neyi mahrum ediyoruz

İnanış gereği gücü kuvveti hâlâ yerinde duaların Hala çocuk sahibi olmak moda büyümeyen ruhlarda kibirli insanlığımız Bir gönülde savaş çıktığında ne kadar küçük nerdesin dediklerimiz Kucaklayıp sarılamadıklarımız arasında kimseye belli etmiyor yalnızlık Yolculuğu bu noktada başlayanların kendisinin ölümü üzerine ağlıyor sevgi Bütüncül tam anlayışla, eğer bir gün hatırladıklarınız,tanıdıklarınız keçi inadınızdansa uzaklara düşmüşsünüzdür eğitemediklerinizde

O dev sevgi pastasından herkese bir dilim düşmüştür, ama kimsenin haberi yoktur Kendisiyle konuşan aşkla bir kez daha yolu kesişecek Diyar diyar sizi zayıf düşürmüş bırakan sevgiliyle yalnızlıkta bilinir insanlığımız Bir yere kök salmalı geceleri çok çalışanlar İyi ve güzel geliyor popüler tenler Halime bak diyor ruh, yarısı canlı yarısı ölü olanlarda

Ruh geri döndüğü zaman uzun yaşamanın sırrını öğrendi duada Sinsi sinsi yanımıza yaklaşan yalnızlık yaşamın cenaze töreni olarak görüyor sevgiyi

Genç bir ruh ölmüş İlk alev dilinin saldırısıylada çırpınmaya başlamış sevgili Dehşete düşmüş ağlıyordu kalp kendisiyle konuşmuyordu beden Aklında bir kez kesişecekti artık yaşamayan tahammül edilmiyor çocukluğunu terk etmiş olanlar Mistik ölümsüz bir yolculukta ölümü bulmak için çıktığımız yolculukta Sevgililer kendilerine anlatılan mağaralarda bulamadıları onların kokularıyla yaşadılar Duvarlarına sinmiş kokularında aşkı öğreniyor ruh

Artık hiç yaşlanmıyorlardı yeni bir yolculuğa çıkıp yeni bir hayat kurması gerekenler!

Kendini mahrum edenler, savrulup çiğneniyor insan, çağ yalnızlığında Gelsin yada gelmesin yeter ki sevgili sevsin müşterek ruhumuzda Gelecek kuşaklar sevgiden nasıl bahsedecek, sözde kalmıyor fiiliyata geçiriyoruz Geriye baktıklarında nelerden bahsedecekler ya seninle, ya sensiz diyen çatışmalarda Dumanı gitmeyen dağ misali duygularımız Böylemi olacaktı diyen yorgun akıl dargın hatırladıklarına

Aşk diyor ki; sevgi hain!
Sevgi diyor ki aşk hain!
Biz insanı kör olur görmeyiz, sağır olur duymayız Eğer insan olsaydık güzel seçimler yapardık Neyle sınandıysan Ona sığın diyor meczup O kimseyi yarı yolda bırakmaz nasibi mezarda olanlardanız Bunu seyretmek istiyeceksiniz diyor kabir taşları Şifresini soruyor toprak, çok hayırlı yaşantınıza

Karanlıktakiler kendi katillerini yaratıyor Zaman yolcusunun kara büyüsünde tek kişilik öyküler Hayatınızda bir çok kez yanılmış olabilirsiniz Ama bir kere kendinizi aldattığınızda haberiniz olur
İki dakika konuşalım öyle git diyor ruh

Aramıza yalan sokma çare bulduğunuz göz yaşındaki hakikatlere itibar edenler Bu akşam anlat, geleceğim denenlerde Bakalım içinde neler var yasananlarda Kendini kurtardığını sanıyor ölen bedenler Sen ne karışıyorsun git diyen oturan yanlarımız düzenini bozuyor kalbin Aklımızdaki şüphelerle ruhu temizleyemiyor dualar Kopartamıyoruz kalbdeki akılsız dilimizi Hareket saati geldi zindan yaşamdan Kimseye şikayet etmediklerimizle buluştukça,

Yağmur yağıyor sadece içimi döküp rahatlamakla bitmiyor geceler Hangisinin adını unutmadık her damlanın işaret ettiklerinde Yansıyan görüntülerine duyulan hayranlıkda var işin içinde Yeşilin üzerine düşen sarı yapraklar haksız mı?

Durum böyle olunca kolayı seviyor insan Aşk iç içe geçiyor her damla şunu söylüyor Tam da burada ayrışıyor her şey Kolay sararmadığı gibi, kolay da düşmüyor her yaprak Her şeyden önce bir birikim istiyor gözKatmanlarında aşkı saklıyor Okumadıysanız, dinlemediyseniz aşkın gizini çözemezsiniz, sevgiyi,sevgiliyi

Öykünüzü de, romanınızıda, hatıralarınızıda hatta rüyanızı anlatamazsınız Ne yazık ki; artık böyle yarına kalmak için değil aşk anda!

Kelimelerin bir araya gelmesi insanda aşk Duvara yazılanlar sözcük olarak duvarlarınıza dönüyor Dinleyip okuyanlarda öyle duyumsanmıyor aşk Hissetmeden renkleri gözlerinizle duyumsuyorsanız, tat vermez hayat Zihne tortusunu bırakmaz o eser

Tavsiye ediyorum düşünceme, yağmur yağıyor zihnim iliklerine kadar ıslanmış Bir dua bir kaç işaret fişeği değilmidir? aynı zamanda ruhumuza Çoktan geçip gitti rüzgar aşkın renklerini bıraktı bana Dedim ya; ben işin eğlenceli yanımdayım yağmur yağarken, ruhumu ihmal ediyorum Şimdi ikiye çıktı bu dedikodunun altını üstünü karıştırmıyorum Aşk beni ele geçirmedi Okudukça diyebilirsiniz ki; e, ne var bunda Artık renksizleşiyor iki adı arasındaki aşk

Telaşlanan arkadaşlara bir dedikodu da ben vereyim Ne olmuştu, nasıl olmuştu da, aşk beni okudukça perişan oluyorum Öyle demeyin, önemlidir dedikodu Önemlidir çünkü çok tehlikelidir illallah! Ama şu da bilinen bir gerçek ki tehlikeli olduğu kadar keyiflidir de estağfirullah! Hem dikkat edeceksiniz hem de çok eğleneceksiniz aşıksanız Birinden birini yapmazsanız vay halinize! Aşk toprağında bismillahla başlar uçurmuştur dedikodu, nice ayakları baş etmiştir Bu girizgâhı neden yaptık? Son günlerde keyifli olduğu kadar tehlikeli bir dedikodu dolaşıyor Bu kış kesin geliyormuş kalp zamanında kar taneleriyle aşk Bu dedikodunun altını üstünü karıştırmıyorum, herkezi memnun bırakacak bir sevgili diliyorum sufi yanında!

İnsan-ı kamil iltica yanımızla bir aşk-ı gavsa sığınıyoruz Bu işin yakıtı tasavvuf diyor bir sesiniz Korkma ben varım, gerçeğin içinden geçip kalbinde fokurdayanım Korkmuyoruz! Sen varsın, ortaya çıkandaki hasretsin Cazip bir muamma ve kişisi aynalı barikatlarında Hiç uzlaşmacı değil Ama zihin açıcı bir enerjiye dönüşüyor dualar Gecenin çobanları aşk dürtüsünü her hissettiğinde bir harfi verecekler aşıklar Elinde tutuyorlar bu aşkın gerçekleşmesi için duaları Kendini alçaltanların dilinden başlar düşünmeden sıradan kelimeler!

Başka neler biliyoruz?
Sonu gelmeyen göçlerin ardında bıraktığımız gözyaşlarım ve sevgiyi ve de sorunların sevgiyle nasıl aşılabileceğini anlatıyor sararan savrulan yapraklar Başka türlüsü olası değil aşk kaçışlarında Aşk yaşamın ta kendisidir, bu yüzden acı verir!

Sevgi insanın kalıplarını analiz ediyor müessese haline dönüşen hayatta Gafillerden olmamak için uyanmalısınız Sorgulanıyor ara verdiklerimiz geceleri Üzerinde duramadığımız skandallar bilmediklerimiz mi? Büyük olarak, küçük olarak gerçekten doğru genel kanılarımız Sempatizan duyguların beslendiği dört mevsim dışındaki iklimlerde kişiler birbirlerini sevemez,tanımaz ve dargın olanlar kendileriyle barışmadıkça yaraları sarılmıyor toplumların Bir kaç önemli nokta, beslenen yalnızlık diasporasının içindeki sorularda Tümü söylenmeyen niyetlerde özgür değil sevgi Doğru yanıtları alınmayan duyguların okunmadığı dualar önemli Neden Neden! Herkes bir ucundan tutmuyor sevginin Bedel ödemeden katkıda bulunuyor yalnızlık sevgisizliğe Bütün dünyayı mitolojik hale getiriyor minyatür ruhsuz duygularımız insana sembolik olmuş

Bu muhabbet kopmaz, kuşkusuz son yıllarda fantezi rekabeti çoğunlukla ekmeğine yağ sürüyor yalnızlığın

Sevgi gerçekten talep edene değil Ahlakıyla yoğrulacak olanın gönül işi Çok talep tehlikeli, az öz büyük bir mücadele ister
Bu aşk neyin üstünde duruyor?
Herkes sevdim der!

Ama sevgi herkese icazet vermez Layık olana hak edene verilir sevgi Geleneksel dua yöntemiyle yetişen kalbler usta çırak gibidir sevgilinin ruhunda Kendine tabiatın tabiatını örnek alanlar sevginin meraklıları sevgiliyi buluyorlar Ruhu olmayanın bedenide olmuyor icazet almayınca Bu taşkın sular bir acı hikâyenin ruhunda Hala taşkının izlerini taşıyor hayalet duygular Gözyaşları içinde okuduklarınızla epey yadırgadıklarınız görüşmeyi kabul ettikleriniz, duyguların statüsünde yapıtsal olarak muğlaktır mitlerimiz

Sizi kim gönderdi? diye sorar sevgi!

Mevsimlik bir beslenme akıldaki izler,çocukluğunuzu anarak mağaralarınıza sakladığınız kalıntılarda depoladıklarınızarasında gölemlenenlerle arzuyla eş tutarak ütopa üzerine düşünüp tartışmamız gerektiğini unutuyoruz Uzun uzun konuştuklarınız nerde dinleniyor Sokaklarınız, caddelerinizde umarsızca dolaşanlar uyku ilacınız Zehir satın alan gece çobanları renkli vahşi dünyadan uzaklar Hayal nehirlerinde birçok dünyalar, gezegenler umabilseydi, şimdi belki bu güçsüz uzun ve macera dolular,bir zamanlar, nasıl insanın zayıflığını ve ilk günahını görmezden gelenler kusurlu ve gönülsüz bir tebaya her zaman cebir yoluyla kabul ettirilmesi gereken kusursuz bir sistemin tekbiçimlilik ve idel saflık istencini ele veren bir sorgulamayı ifade eden gibi bugün önermelerimiz arzuyu ifade etmesi doğal değil mi? diyor keşfedemediklerimiz

Artık kimsenin aramadığı duygular nakil oluyor gecenin çobanlarına Uğradığınız haksızlıklar kendi dilinde isyan eder Ağıt yakarken sakladıklarınız bizi geçmişine gömüyor gün ışığında Bilinmeyenleriyle de buluşturuyor sevgiyi sevgili

Ricacı kıskançlık misafir hayata aktardıklarıyla; öyle anlaşılıyor ki, kasırgalı yaşamda karla karışık yağmurlu parçalı bulutlu yaşamlar sunuyor duygularımıza ama her şeyden önce dinçleştirici bir hakka iman gerekiyor ateşlerimize Ya da sıfatıyla yalnızlık köşküne saklananlar ayrıntının viranelerinde zerrelere dönüşüyor Bütün dayanışmalardan da yoksun kalıyor köşkün konuğu olan insan İzin verilmek istenmediğini öğrenen daha düne kadar zorunlu itibarı gösterenler

Şimdi biraz uzaktan bakıyor sevgi Ayrılık acısını pekde önemsemiyor teskin olan insan Bir mektup karalayacak kadar misafir olamıyor ruhuna, Misafirisin ötekinin, ve onun himayesi altındasın, o ne emrederse onu yapıyorsunuz Romana yakın şiirlere benziyor hayata yansıyan hayatlar Kendinizi niçin öldürüyorsunuz? Bilakis tartışmanın tam sırası, ama bu idealizmin ütopya kavramını nasıl zaman içinde yıprattığını görmezden gelmek için bir neden değil kusurlarımızda; Vazgeç/tik/lerimizle bir buluşmaya hazırlıklarımız Dolaşacaklarımızla hazmettire hazmettire sevginin terbiyesiyle bu yola çıktık Ortak bir irade önde gelen dualarla Vedud yapısıyla aşk bizi bu yolda hiç bırakmadı En saygın yaşamış olanlar ortak aklın temsiliyle açık konuşuyor Kapalı duvar, kapalı odalardan haz etmeyen sevgi gönlünü açıyor dualı ellerle Randevu isteyen kalp aşkı temsil için konuşuyor Kol kola gezmek için biz gerçekleri söylememiz gerekir ruhlara Hafıza-i beşer olanlara sevgi/siz/liği soruyoruz Muhatabımız hayır duasıyla beraberlik ruhunda Bir tek cümleyle onüç harfle kucaklaşmak için Kalbin menziline ermek için içtenlikte dualarımız, ister istemeztarifi de lezzetli hemen araya alalım sevgiyi

Hayır, hayır Maalesef o kadar kolay ve aynı değil sevgiyi anlamak için,suretler,şemalar ve tabiatlar yapmış sevginin prensibinde, epey manidarız Oysa, insan sonrası daha önce hiçolmadığı kadar uzak ve olanaksız görünmeye başlandı yalnızlıkla kıvranan yaşamlarda, akılda kalanlar küresel, düşsel duyguların orta oyununu oynuyor Tek bir karmaşıklıkta ikiz bir çocuk gibi, hayli dispotik bedenler

Sevgide bulma/yitirme yolculuğuna dönüşüyor karşılaştırmalı var ol(ama) ma kaygısı Galu beladan bu yana hariçten gazellerle vahdeti vücutta aşkın belası Ete kemiğe bürünüyor elhamdürillah hal İçini dışına çeviriyor,vefası yok olanda cefasız aşık Varda yoksun, sende haddimi biliyorum Aşkın mısralarında ikili karşıtlıklarda düşünceler Sakıncaları bir yana önermelerin doğruluğu çokça tartışılan sevgi üç yapıt akılda

Sevgilide kahramanımı öldürecektim ama fikrimi değistirdim Sevgilide sevgiyi bulma yolculuğum Olmayı nasıl imkânsızlaştırdığını göstermekte bastırılan kurmacalı dünyada sevgi Bilgiyi ve ölümsüzlüğü arayışın yittiği yerde unuttuğumuzu hatırlıyoruz Fakat kayda değer kalan bu hayali çözünürlüğün merkezi izleği oluyor yalnızlığımız, dua aracılığıyla ruh merkez izleği olur, kendi mikro-ütopyalarınız üzerine düşünebilirsiniz

Emin olun sevgi/siz/siniz!

Hakkında yanıldığımızı düşünüyor, kimseyi yanıltmadı sevgi Dile kolay toprakta suskun öyküler, masallarımız hayret verici Ferhat ve şirince düşünceleri harekete geçiren ruh Uzun süre sizden ayrılmayacaklarda hatırlarsanız öfkelerinizi, kendinize yaptığınız en önemli katkıdır
Mücadeleye dikkat çekmek adına değişik bağışladıklarımız Duyarlılığın bir meyvesi direniş Önemli insanın ruhuna işleyende barınanlar Geceleri bir araya gelen ruhlar bu aşkı derliyor dualarla Akıl çapında kendilerine göre en iyi öykülerini seçiyor meczuplar Hiçbir şey talep etmeden dualarını sunuyorlar ruhlar Kendi üstlerine düşeni elbette yapıyor yalçın yürekliler Dile kolay ağırlığını taşıyor ölümsüzlüğün sırrında aşk

Şaşırmamak gerekiyor İsimlerine bakınca sevgiye katkısı olmayanlara, içindeki dokuları öykülerinde olduğu gibi sürgünde yaşayanlar bastırdıklarını yalnızlığın avunamayanlarında Şimdi sen nerdesin? ben nerdeyim! diyen, mitolojik karakterlerde mülteci sevgi Uzanan gökyüzünde ortak hisleri görebiliyoruz uykudayken bedenler Hasretler ruhlar eşsiz safarisinde dualarla görünüyor miraçlarında Saygıdeğer bir dava adamının ilginç öyküsü kıyısında ölümün Hayat ve ölümle sınırlı değil aşk farklı tınılar arasında, kendi seçtiğim dualar göze çarpan ruhlarda değil

Kimi zaman yaralı, ölümlere varabilen terk durumları yer alıyor mutluluğun adresinde Aşkla bir terk etme ve terk edilme hâli hâlimiz Başından sonuna kadar ilham oluyor sevgi zahirliğimize

Yaşama dokunan ölümü ve ölmekte olanla yaşamakta hoyrat sevgiler, yitirmekte yağmurun sesine yazılanlar yalıtılmışlık konuk olan bizlerle paylaşılıyor rüyalarda Yabancılık halini bilinç akışına bırakıyor sözcükler Duanın ellerinden akla kolay kolay gelmeyenler ruhlarımızda neler olup bittiğini anlaması için duraklamamız gerekir diyor secdede Zihni açmak her zaman anında olamıyor Ne yazık ki; ancak verdikleri dile kolay sözcükler Sevgi keyif de bir ayrı oluyor yanan kalbinin ahında elbette Kendisi üzerine öykülerle kar taneleri dört yana anlatsın diye paylaşıyor yar yüreğim dağ başı yalnızlığımın beyaz sesiyle Düşündürücü yar zülfünde bir tema diyarımda subhan

Tartışmak ne kadar doğrudur bilinmez hasretiyle her gün beni öldüreni Bir tat kazanarak dualarda anlatıla geliyor Arayı açtığım benle, böylece bir yandan insan olmamı gözler önüne seriyor ölen ten Dile kolay seçkin bir derleme gönül kabesinde çöle benzeyen dua bana yetiyor Kendine haslığı hissedilebilinir yırtık hırkamızdaki sevgili bize yeter Baktıkça baktırdığını ve fark ettikçe farklılığını hissettiren bir bütünlükte deli gönül sessiz sedasız bize yeter
Dile kolay sıradan yaşayanlar şehrin kafesinde,oysa canı tende, teni duada duayı, ruhta aramayanlar kent dolusu iradesiz, belleksiz bedenleri anlatıyor kalabalıklar arasında icat ettiklerinde, araştırıcı ruhlar arşında yerini alıyor, deli gönül halimizi arz etmeyede yanımıza gelende yok Hiç birinde barınmıyor yabancılaştıkça arif olan sevgi yalıtılmışlık hissinin ardında kalanla mağdur yanını bırakıp göçüyor misafirler

Var-mı? Beni anlamak isteyen diyor aşk Dile kolay melankolik insanın kalbinin boş durması imkânsız gibi duruyor Gecesi gündüzü bir olmayanda bu kalp titreşimlerini ise hem kendinize hem de sevdiklerinize dualarla onüçharfi armağan etmek bize yanlış bir karar olmayacaktır

Bu köşedeki adam uslanıyor Sitem edenlermi vicdanımı terbiye etti Kaybetmekle ne kaybettiğini idrak etmeyen konuşmalar vardı kendimizde Oturmuş o, o konuştukça dinleyenlerden kimimiz ferahlıyor Kimimiz daralıyorduk, malum vicdanımızın sesi mıh gibi oturur içimize Dile kolay hislerin kıyısında bir de vicdanımızın ikiz kardeşi vardı Sevgisizliğinize insaf diyen sese kulak verin rüya ile gerçek arasında büyük anlamlar biçilmektedir Sevginin bilinçaltında köhnemiş ruhunu,işlevini yitirmiş bir toplumun bireyler üzerindekiyıkıcı etkilerini ortaya koyan insana bir selam yollamış sevgili

Dile kolay, ötekini ötekine anlatmak gibi bir şey sevgi Vicdanının sesine kulak verenler sonunda insafa gelirler Ne yazık ki, vicdan her zaman kendiliğinden harekete geçmez aşıkını arar Dile kolay insaf gerekir, bir söz, bir görüntü bir avuç kalpleri ruhların secdesine çağırırlar Dile kolay uyku korkutucu, bunu başardığına hepimiz çok kereler şahit olduk gece secdelerinde Bazı bedenler için korkutucu yapan da işte, susan kurtulmuştur buyuran peygamber efendimizi bilemediklerinden İki dinle bir söyle! Dil; aklın, kalbin ve düşüncenin tercümanıdır Sevgiyi, vicdansızlık, insafsızlık duvarında açtığı delikler ihya ediyorsa akılda haksızlığa da alet olabiliriz, demek ki, her şeyi bir yana, önceliğimiz, elimizden gelen en güzel, en etkileyici performansı hayati değer atfettiğimizi sunmak olmalıydı

O artık yok, olması gereken kişi oldu ve gitti Geride bıraktıklarını düşünüyor gördüklerimiz Niyetimiz bu köşedeki adam tarafından kutsallaştırılmadı sevgide Eleştirilemez kılınmadı yazdıkları Her kes gibi onun söylediklerinde de eksik veya yanlış çoktu Belki, günahlarıyla sevaplarıyla sıradışı nefes aldığıydı sıradan hayatlar yaşayanlar arasındaki uzaklık güneşle ayın uzaklığı kadar olduğunu anlayanlar için merakuyandıran bir şeydi!
Bir kez daha ona sevgiye farklı bakmakta fayda var insanlar için Kendine muhalif olmak, olmak için başlı başına zor bir iş Hem muhalif olmak daha da zordur sevgisiz hayatta Bu yalnız size yönelen tehditlerden, karşılaştığınız hayattan dolayı böyle değildir Kendine karşı bir muhalif olmayı zorlaştıran, samimiyetinize inanılmaması için, ne var ki hayat sahneyi ayna olan insanda bulması için hiç de kolay olmayacaktır

Sevgi/siz/siniz, her söylediğinizin arkasında başka niyetler aranmasında, söyledikleriniz, kimliğinizden dolayı daha söylediğiniz anda değer(siz) leştirilir duasız ruhlarca Çünkü siz tanım icabi insan değilsiniz! Konuşuyorsanız arkasında mutlaka ruhunuz vardır Bir kastınız sevgisizlere, onun için sizden beklenen, süslenen beden dilidir Oysa konuştuğunuz gecenin çobanları olunca ne kadar rahat, ne kadar dert üstü bir hayat yaşadığınızı söylemeleridir Secdedeki dualar tekrar tekrar sadakatinizi ispatla yükümlülüğünüzdür Sevgilinın dilinde haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüzde bile, eğer sizseniz! siz olarak kalmak istiyorsanız! yapılan sohbetlere razı olmalısınız
Bir garip olarak konuşmanın tedirginliği zaman zaman hissedilse de, o öyle engin bir dil ve sıradışı yaşam üslubunu tutturabilmiş ki, söylediklerinin samimiyetinden kuşku duymak çok zor geceleri Kendi üslubunda inandığını söylemeye devam ediyor sevgili Tedbirini almış o noktada taviz vermiyor ama bunu yaparken insan gibi kırıp dökmüyor Karşısındakinin onuruna değer veriyor, dikkat ediyor aşk için açılacak kapılara İnsanların bir kısmı kulak verdiyse on üç harfe ortaya koyduğu bu dilin nefesinin zengin olabileceğini gösterir, karbongazı gibi, üslubun ve samimiyetin mutlulukta büyük rolü vardır Bu hassas bir serüven Geceleri ruhlar kimseyi kırmamak için adeta dua parmak uçlarında ilerledikçe üslubu görmek mümkün, ışıkyılı kadar kendine uzak olanlara teleskop olanlardır gecenin çobanları
Dile kolay demir kapılı yürekler için yalnızlıklar beni sıkar Kızgın çöllerde suyu özler gibi özler gönlüm dağlardaki sevgiliyi Ciddi bir yüktür ve tuhaf bir yaşama biçimi gerektir İçimizde kalmayan heveslere yetim, sinik, ezik, gôrünmeyen insanlar Âdeta gölge hayaletler olarak yaşamak zorundasınız Neden kimliğinizle ortalarda görünmek pek arzulanan bir durum değil insan için sevgi diyor!
Etrafınızdaki insanlar,bir nefes arası ömürde sevgiliden bahsederken sanki siz yokmuşsunuz gibi konuşuyorsunuz Bilen gelsin, uzak bir yerlerde yaşanan bir yüzünde sizin mahallenizdeki duvarlara yazdıklarınız zaman içinde halinizi şaşırtıyor

Yüz çevirdikleriniz yüreğinizin ağzına geldiğinde, ötekine ne kadar vefasız olduğunuzu anlıyorsunuz Bana mı diyorlar acaba? diye düşünür, sonra etrafınızdaki yüzünüzden siz olduğunuzu anlayacak diye korkar gecelerde kalırsınız Başınızı öne eğip hızlı adımlarla hatıralarınızın asılı olduğu gönlünüzdeki o duvarın önünden kaçarcasına uzaklaşırsınız Bugün o günlere kıyasla çok daha iyi bir noktada sanıyor yalnızların arkadaşlarının sesleri o kadar çoğalmışki, insan ironik Daha doğrusu kendi içinde bulduğu konumun ve görünürlüğün katkısı göz ardı edilemez hücrelerinize dolan yalanlarla Kuvvetli bir fikir veriyor bizim için ağlayan sevgi, hesap soruyor

Kapımıza dayananlar aslında konuşmasına, içinde sevinenler de vardı düşümüz meğer diyoruz Kızanlar da, ve her iki bizde kendince haklıyız buhranı çok yaşamda onun çıkıp konuşmasına seviniyor gözleri nereye bakanlardanız Çünkü söylemek isteyip de söyleyemediklerini insanın yerine dillendiriyor bir kuş yuvasında sıradan değil seçkin ve sıradışı olanlarda sevgi Ezikliğimizi konuşarak atmamıza yardım ediyordu gecenin çobanları O, konuştukça gözlerimiz tan yerinde olmaktan sevgiliye doğru ilerliyordu dualar yüreğimizin içinde Aklını süslemeden bedenlerini süsleyenlerin hep sonradan geliyordu kendine çığır açamadıklarında aklı başına gecenin içinde gözden kaybolurken ben de dönüp gösterdiği girişe yürüyenler aceleyle sevgi kefaret ediyordu Belki de haklıydık, çünkü sevgi/siz/siniz!
Ama önemli olan şudur!
Yaşamak ve insan ne demek diyor sevgi!

Aklınızda ne varsa, bu köşededir Yaşamak sadece nefes alıp vermek, günlük işlerini yapabilmek, beden olarak var olabilmek mi? kapınızda Yoksa insan düşündüğünü söyleyebildiği, kendi ifade edebildiği, kendine haksızlık yapıldığını düşündüğünde hakkını arayabildiği ölçüde mi insan olur?
Tefekkür, kendini beğenen teninde kendi kuytu sığınağına kaçan bir canlı türü insanda ne arar? İnsan olarak tasavvur edilebilir mi? sevgi! Onurlu duruşuyla bizi insan da yapıyordu,aynı zamanda sevgili Geldiğimiz bu noktada, umut nerede? İnsan doğrusunu isterseniz, bu soruya kendi adıma coşkulu bir cevap veremeyeceğim aşk meydanında Kulak verdiklerim daima şükürde sorduklarım Az önce sesli düşündüm, yaşadığım yersiz bir girdap telaştan ders almam gerektiğini, bundan böyle beni bekleyen önemli görevler dışında hiçbir şeyin dikkatimi çelmesine izin vermemiz gerektiğini hatırlıyordum bir yandan da kendime

Sevgi kendinde kendinden dolayı aşağılanan herkesi dinlemeye devam etmekte dua meydanında Bu durum insanları yalnızlığa teslim etmiyor Gecenin çobanı onlar sizin de insanlık onurunuz aynı zamanda; çünkü onları görmezlikten gelmek, ağır bir haksızlığı görmezlikten gelmektir Onlar ötekini ötekine anlatır aracı olarak görülebilirken varlıklarını tarumar eder seferlerindeKendiyle tanışamayanların hatta şu anda, olduğu gibi gözüme çok basit göründü Bir noktanın altını tekrar çızerler ruhları teşvik eder kendinize mest olmanızı sağlayan dostlukları dilde değil, gönülleri hep yeniden yare yar olmak için dualarla konuşmalarından daha iyi bir arac yoktur elimizde
Rahatınızı bozmamak için, ha, bunu anlayacağız da ne olacak? diyebilirsiniz!

Bilgi kaynağınız, daha vicdanlı, daha insan, daha vefalı, daha sadık ve dahası insan gibi insan olarak on üç harfi kullanacağız, yetmez mi? Sen kendine emanetsin üç tarz-ı mübarek gecelerde dünyanı değiştirir sevgili Dünyayı değiştiremiyorsanız, dünyanı değiştir, ellerine kına yakıp Kavganızı izledik sanmayın ki? yalancı dünyanıza küstünüz! Çıktığınız dağlarınızda bir heyula gibi kol geziyorsunuz Sende iyi,kötü insanlık içinde, insansın neden karanlık ve kötücül sanıyorsunuz gönlünüzde biri eksilse, bini eksilir insanlığın Bir tutum izliyor dertli değirmen gibi bencilliğin kökünde sevgisiziz diyenler feleğin fırsat verdiğinde nedamet getiren cümlelerle günaha giriyorlar

Geniş beyaz kapı, tepeden tek bir gece ışığıyla hafifçe aydınlatılmıştı Kapıyı açabilmek için yaslanıp itmem gerektiğinden sevginin binasına hafifçe tökezleyerek girmiştim Seven bendima, ama sevdiren O! Benim ilk izlenimim, yalnızlık kurmayı sevmiştir ütopyayı saymazsak Farkı sorgulayan eşitsizliklerin nedenini araştıran kayda değer bir öteki ne duyulmuş, ne gôrülmüştür Yani şekilsiz ve olgunlaşmamış akılda sevgi bütün olarak ilerlememiş kendi küçük cilveleri büyük insanda davetiyesi vahilerdi Hâlâ parlak sezgi ve algıların oluşturduğu bir dizi düşsel tasarıdan ibarettir, tutkulu inanç ve umutlar bütünü olmaktan halen kurtulamamıştır insan İşte bu yüzden, hem düşsel, hem gerçekte her zaman hep yeniden bir milat sayılır on üç harf Adıyla harfler dilde anılmakta kaldıkça en önemli belge yalnızlık zamana inat anda hiç de aşılması kolay olmayan bir de çizgiye döker ben(siz) liğimizdeki sevgiyi

Nedense eksilmiyor gönüllerinde aşk-ı zehir taşıyanların ruhlarında karları Değişik dillerede tercümede edilsede hayatın eğlencisi sevgiyle başlıyor Bize gelince dolaşıma giren duasız olmuyor uyarlanmıyor sevgi besmeleyle on üç harf tek tek alnından öpülmeden Şimdi hem bahtiyar olduk hem de ümit var! der aşk Bahtiyarız, çünkü dualar feleğinde yerini aldı Ümitvarız, çünkü sevgi fena halde diline dolamış bazı boşboğazlara karşı ruhumuza yeniden zuhur ediyor, kendisi bu hayalet insana açılıyor her duada zaten Yalnızlığı sevenlere karşı dün gece bizzat kendisi bu hayaleti imleyen bir prelüd ile açılıyordu zaten Bir heyula kol geziyor yaşlı dünyada el ele sürgün, neredeyse ayaklarımıza kadar inen uzun çiğ bır ışıkla aydınlatıyordu çıplak bedenlerin dışındaki ruhları

Dalkavuk ötekinde sıra bu okumalardan mülhem görsel algıyı sınamaya geldi sanırım sürgün insanda Sevgiyi muhakememizi onca zorlayan, kavradığımızı sandığı bu klasikleşmiş hayatta üçboyutlu duygular ile bir ifadeye bürünmüş halde aklımız, onlarca bentten meydana gelmiş bir şiir gibiyiz Duruyor işte önümüzde, birde sen gitme içimden dediklerimiz hiç eksilmemiş ve eskimemiş hala yürüyemediklerimiz Her ölümlüye nasip olmayan bir durumdur bu Yaprak yaprak yanı sıra, çocukluğu yıllarda geçen bulut bulut ardından rüzgarın herkesin iyi hatırlıyacağı bir çok tipleme ve ifade var hepsi de yaşam kalitesi için verilen kalitesiz bu kavganın tezahürü içinde,devinip duruyorlar saçları çözülmüş duygular düşte gördüğü sevginin peşinde Bir yanda görüyoruz ağladıkça çizilmiş kavganızı izledik Sen duanı eksik etme dediklerimiz ekâbir duyguları paye ederken ruh sondurağında beklerken oldukça zavallı görünüyor insanlığımız Beri yanda gurbet misali uzun yollarda imha ettiğimiz üzere bilinmeyen bir yere götürenler kararlı can yaralarımız Sermayesi hayata sevgi olanların yorumları şaşırtıcı gelebilir Hatta onların duygusal sürüklenme içinde musallaları vicdan ve merhametten yana olan kabirlerinde temayülleri bir anda sendeleyebilir ötekilerde Harf ve çizgi ve çağ hastalıklarıyla yap boz kadar ömürlere inşa edilmişiz

Sevgisiz bir dünyayla karşı karşıya olduğumuzu varsayarak yazımızı yazamayız Ne kadar ajite olmasak da, dertli sazımızı çalıyor bir yanımız Sonuçta bize yabancılaşmış bir yer değil içimizdeki duygular, bizzat bizim ilişkilerimizdir bu yaşam üzerine eğildîğimiz yakamızı bırakmayanlar Kavganızı izledik diyor yazılmış fermanımız Yanlış hesap benden döner reenkarnasyonu marifet sananlar beni ruhsuzlukla itham etti Kendini gözlemle, benim diye başlamış cümlelerine? Eğer bulabilirsen bu cümlelerin altını kırmızı kalemle çiz Sonra kırmızıları say Ben saydım yok denecek kadar az diyeceksin Gerçekten çok acı, başkalarını anlamak uğruna kendimizden olduk Tüm direnen, bağışlayan önce aynı şeyi keşfettiler, kendilerini! Ya da sevginin destanını hayatın sessizliğinde kendi geçmişine tat yolculuğu Kaldı ki, kendimizi hep bir iç yolculuğun ortasında buluruz Çünkü hayat oyunu ciddiyet ister Eski düşünürler bize hep kendimizi tanımamızı öğütlerler Sonra, kendini tanımanın yolunu yordamını gösterirler Kuşkusuz, tek bir yolu yoktur bu uğraşın Belki tüm yaşamımız, ayırdında olmadan, kendimizi tanımakla geçer ve bazen bu uğurda bir arpa boyu yol almadan sona erebilir Kim bilir, sevginin onca yüzyıl sonra bile bizi kendimizle yüz yüze getirebilmesi değil mi? çare(siz) siniz derken Ne ki kendimizi tanımamamız!

Açısından, iç yolculuklar kadar dış yolculuklar da önemli bence Başka bir deyişle, içinde yaşadığımızı bilmeden, sözün kısası kendimizi tanımak da kolay olmasa gerek Sevgiye böyle baktığımda, bizi biz ne denli sığlaştırdığını, ne derinliklerden yoksun kıldığını anlamanın zamanı çoktan gelmedi mi? İnsan olmanın damak tadı elbiseler, kokular, içkiler, eğlenceler, yemeklermi? Gözümüze ilişenler, kalbin kökünden söz ediyor Bu yücelik ruha taşıdığı adların zamana bağlı olmayan statüsünü açığa vurduğunu söylüyor Ama benim ilgimi çeken, sevginin gizli tarihini arayanlar Neyse ki, çok geçmeden her şeyi açıklıyor, değiş tokuş denen tehlikeli tatlar Ben besbelli konunun uzmanı değilim, aşırı meraklısı sayılmam Belki de bu yüzden, ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında Her şeye karşın varlığını koruyan sevginin ruhumda damak tadının yakınlıkları daha çok ilgimi çekti Sevgiyi yeni bir şehir yapıp, hem hasta hem doktor olabiliyorsam, rastlayabiliyorsak, tutkusuyla bir bileşimi sayılabilecek gönül mutfağının izdüşümlerine günümüzde de rastlamak olası Üç hanede çok şey değişmiş, çok uzağa gitmeyip başlasak Ama yalnızca tat ve koku duyularına değil, aşk duygusuna seslenen kitabı okuyun kalbinizde Bir başka ben vardır, daha iyi tanıyacaksınız kurduğunuz kenti ve kendinizi benimizin içinde

Bu korkunç ama büyüleyici güzel renklerle yazılmış zaman dışı yaşam Gündökümünde yazılan bir uyumsuzun notlarında hâlâ öğreneceğimiz çok şey var Ve çoğu zaman biz dışarı sızanların izini takip ederek oraya varmaya çalışırız İç dünya oyunlarında her ne kadar kendimizi tanısak bilsek de bazen yabancıyızdır içeride olup bitenlere Ya da bir tek sen sevdin kendini, kimse sevmiyor diye Severken vazgeçebilir, kızarken affedebilir, isterken korkabilir, doğrulurken sessiz sedasız düşebiliriz Ve neden böyle olduğunu anlamayız çoğu zaman Bunun için çok iyi bir örnek İç dünyamızın alacakaranlığındaki istemsiz oyunların yansımalarıdır bunlar,
oyun üzerine inşa edilen us dışı oyunlar Ve bir başka öteki onların aralarında oynadıklarına biz de eşlik ediyoruz farkına bile varmadan Ama oyunların her biri kendi kendimizle karşı karşıya gelme seansları olup çıkıyor sonunda Oya gibi işlediğimiz öfke ve bellek arasında rüküş hep kendine yakışanı giyiyor Gece yarılarında ötekinin yokluğunda içeri alındığında yokluğunda farklılaşan şeyleri sorular sorarak bulmaya çalışıyor tezat duygularımızın üzerindeki perdeler aralandıkça dualarla Ve içimizde bir sorgulama süreci başlıyor saat yirmibeşe biz kala Belki de ölüme saatler kala özlenenler dünkünden daha iyi yüzmelerimiz hep birlikte hadi kendenzi tedavi edin, insanın içinden, okuduktan sonra, olur, olur, her şey olur bu dünyada demek geliyor Son durakta sanki insan Adalet kiminle var olur! Sevgi, suç insanlığın en karanlık noktalarından biri olduysa Buradan da anlaşılıyor ki, sevgiyi öne çıkarmamış insan,neredeyse yoktur memnuniyetsizlik suçu arttıkça Çözümünü merak et(me) diklerinde riske girmeden her şeyi kendimde yaşamak ve bilmek isterim diyor görmek istediği rüyalarda Yaşamak benim için çok önemlidir demek oldukça ilgi çekti dualarda Çok güçlü arkasında ipucu misali ruhu çok ödül almış olanların bu başarısının ardında yarattığı kahramanlar en az kırk yasını tamamlıyanlardı

Yaşanan aşk çok meşgul eder geceleri tuhaf bir suçlamayla karşılaşana kadar Bu düşüncede yanılma payı zanlımız olarak aranan mağdur öteki O da hep kiminle ve nasıl var olduğudur geceleri Hayatla olan ilişkisi sorgulanabilir bir yere gelmektedir Sevgi olmayınca, sevgilide geçersiz sayılır İnsan yaşamına kanaat getirirse suçlu bulunacaktır Kaybolan ya da yer değiştiren kimi duygular gizli hesaplaşmalar içinden çıkılmaz bir kaosun içine sürükler ruhu Hayattaki amacı, diğerlerini rahatlatmak, iyileştirmek, acıyı uzaklaştırmak ve saf güzelliği övmektir Yeniden göz atmamıza gerek bırakmaz sevgi, tabii ki bütün olumsuzluklara rağmen doğru taraf değiştirmezseniz, muhalif bir yaşamın, aykırı yapıtını arıyoruz Seni tarif ediyorum Gecenin kör karanlığında sevdanın adresi belli değil Arka sokaklar aşka çıkıyor Oysa sevginin yapıtlarında ahlâksızlığı yücelterek ahlâk anlayışındaki riyakârlığı ortaya koyan bir muhalif kişilikle tehlikeli bir model oluşturanlara hiçlikten geliyorum Eğer insan yalnızca bilincine vardığı şeylerden sorumlu olsaydı, aptallar her türlü sorumluluktan peşin peşin arınmış olurlardı Belli ki, ancak insan bilmekle yükümlüdür ve bilgisizliğinden sorumludur Kabul etmeli ki söylenmiş sözler kaleme alındığında doğru olanı aykırı noktada başlıyor işte Hiç gocunmadan, Kendini temize çıkarmaya çalışmadan suçu icat edenler bekliyor Mesele de burada başlıyor, çünkü bu tavır hakikatı anlatmıyor Pirin biri hakikati kendin anlat ki kendine kötülüğü kutsallık mertebesine çıkarmadan yaşamöyküsünü anlatırken neredeyse bir yansımasını dualar yaklaştırmış oluyor inşa edilen ruha gerçek bir sempati ile yaklaşan derinden kavrayan kısa ama iyi bir kuşbakışı bir inceleme sevgiden bağlı kalmaksızın aşka
Belli olmayan bir çocuk olarak doğan kimliği de aynı ölçüde belirsiz herhangi biri mi olduğundan hiç bir zaman bilinmeyen bir figürün kucağına terk edilişiyle başlayanda sona eren yaşamın bütün kilometre taşları, bir huzurun sonunda İnsan gibi gönül makamı Bu taşları belirleyen aşkları kırılma noktasında belirleyen oyuncu ve kurban tehlikeli bir model oluşturuyor kendine öteki olanlar Bireysel suçue görkemini yeniden icat eden hırsızın günlüğü yaşamda sanki hiçlikten gelmişlerdi kendisinin kinden başka ilgi duymamaktadır Gerçek olup karşımıza dikiliveriyor olur olmaz anlatılanlar İlham kaynağı olanlar asla masum değildir İlk şartı varsayımları bir bir çürütmektedir Görünür kılmak icap eder asıl odaklandığımız ötekine esaret olgusu değil de bazı şikâyetlerin, özlemlerin, taleplerin ifadesi kendi içlerinde tutarlı bir alt küme, ama iç tutarlılıkları daha azdır

Farklı dilliliğin metinlerarası esaret anlatılarının katiyen erişemeyeceği bir simgesel yoğunluk taşıyor duygular son derece akla yakın yoğunluğu olan başka korkuya yolculukta kimi ararsan var Günah ve duygusallıkta şu bir gerçek ki günahkârlıklarla dolu bir tereddütsüz yanıtımız hayır! Kim ne derse desin başka çaremiz yoktur Bize düşen buruk vedada yine şaşırtıcı olan bir başka hususda benimsenenler sıkça rastladığımız bizi karşı karşıya getirmekte tarzı eski kaybedenler kulübünde Apayrı bir insan türünden söz etmekte, çürümüş kentlerdeki kendine özgü bir romantizme sahip olanlar sızıp kaldığında kendisini koruması için ona yanaşmış yerine konanlar Aynadaki kimlikler bizi artık dikkate almıyor İçinden biri olmak ya da olamamak göz kırptıklarımızı hayli gölgeliyor Uçurtmacı duygular neredeyse tırnak içerisine alabileceklerimizi kendine şiar edinenler sonuçtan ne kadar memnun kalmazdı Geceden sabaha gezinen işte yine o gece giden sonsuz yolculuğunu anlamaya çalışıyor Sınır ötesinde birçok şeyin sonsuza değin değiştiği o gece, en sevdiği biri vardı Onu uyutmayınca dayanamadı, yatağında doğruluyor mürekkep yürek ovuşturuyor çok şeyler vaat edercesine kalpleri fethetmeye aday sevgi hışırdadı dualarla Yaşamı boyunca özünü başkalarından ama en çok kendinden saklayan şehir ışıltısında kayboluyor insan

Bir zamanı soluyor cemresiz günlerde insan yanımızda değil, nöbetçi çoçukluğumuz,gördüğümüz çöpten bir gelecek tasarlıyor, sizi tatmin etmek için daha önce hissetmediğiniz ve yapmadıklarınızı yapıyor sokak çocukları, ayaklarını sıcak tutmadan yağmur yağarken, kar atıştırırken sis kaplamış dünyasına rağmen hayatı sevmek ve başkalarına esin kaynağı olmadan savunduğunuz değerleri belirlemeden kuraldışı bir şekilde içindeki serbes bırakıyor uzun yılların süzgecinden damıtılmış insanlığa rağmen belki de henüz hazır olmadığı gerçeklikleri görmesinden kaynaklanan sürekli bir üzüntümüz var Bütünü gördüğü halde, yalnız olan onu üzen ayrıntıları üstün tutmada kabuklarSitem çocuksu maceraların masumiyetini yitirdiği anlar, çocukluktan gençliğe geçişte bir yolculuk, yaz kıştan, öğlen akşamdan sonraları, aşkların gençlik hayali olmaktan çıktığı, tozlu yollar hatta bir gerilim Nefes nefese kuytu yeşillikler, sıcak, uykulu saatlerde istemek yetmez Sevgiyi maceraların masumiyetini yitirdiğinde şaşırtıcı kurguların keşfedildiği nefrette keşkelerin döndüğü heyecanlı zamam zaman buz kestiren bir fırtınayla anımsananlar gönül kaleminden çok ötede sen de bir dilek tut diyen yanımız yolculuk nereye hemşerim! yanılsamanın gerçekliğinde uğultularına yıkılma sakın yalnızca eğlenmek için Naif bir istekte bulunan küçük bir masalı dua
Hayatın sessizliğinde hastalıklı bir adam çekingen bir aşk ve beklenmedik saatte avuç avuç duaya sözcükler atıyorum sessizliğin içinden, belki de bakarsınız büyük küçük dinlemeden herkesin dileğini gerçekleştiriyor ruhlar uğuldarken Yüzyıllık yalnızlıklar gece güneşine uzanan ellerin dostluğuna güvenip göz kırpa kırpa bakışıp sesiyle içeriği arasındaki bağlantıların sonsuzlara uzanmasından mı? ne! küflü bir sarnıç gibi karşımıza çıkanlarda iki dilde büyücüsü var duyguların Kokulu sokaklarında sevginin avlusunda dolaşanlar ruhun meydan okuma ve deyim yerindeyse acıyla yoğrulmuş serserilik duygusu bir sıçramanın gizilgücünü taşıyor haşır neşir olunanda uğuldayan Yıkılma sakın, bu defa gerçekten kendini aş, gözardı edilmesi imkânsız bir duyguyla havayı son satırına bütüncül bir arınma gerçekleştirdiğini anlatmayı pek çok kez deneyen,ama yıllar içinde düşünmeden hep aynı kalan kayanın yerinden oynatmanın ne denli zor olduğunu görür gibi yaklaştığını sezdiğimizi hatırlıyoruz Sonradan okunanlar gene de belli ki hüner bende değil, hayatın sessizliğinde asıl sorun sözün büyüsü bir dizi duygu ayrı yerlerden çıkıp aynı yere yönelirken birdenbire toparlanıp başka bir yere sessizliğin sesi bir an bile içinde taşıdığı uyumu bozmamaya özen gösteren söz fırtınası içinden kendine yararlı anlamları seçmesi neredeyse olanaksız

Sözcüğün sağanağında kendini anlatırken onun için de kendini aramak için yalnızlığını en çok orada bulduğu, ışık gibi yaklaştığını sezdiğimi hatırlıyorum karşımda hep yakınlık duyduklarım ama gizlenmesi gerektiği için kimliğini bile tanımayanlar herkes adına konuşmak için mi yaratılmıştır? Ötekinden bunu bekleyen kalabalıklar içindeki kendini anlatırken aslında başkalarını anlatır belki, ama kendi dışında özdeşleştikleri yerde kendini yadsıyan kısacık ömürlü bir kelebektir o Zamanı dize getirenler, yeryüzünde hayal edilmiş her yer hayatın sessizliğinde ölümle başlamak kendine saygılı hiçbir hayalcinin onsuz edemeyeceğinde sesli düşünenlerden çok şey öğrendim Hayali yerlerde, ölüm öylesine gürültülü ki, zamanı dize getirenlerden geçen günlerde hayatın sessizliğinde koyu bir geceyi anlatıyor karanlık bir ormanın içinde labirentte gibi sevgi Hangi zaman diliminde, kiminle bilmeden irşad edilen dualar okunuyor Zamanı ilerliyor ruhun öyküsü başlamıyor yalnız sadece gecenin yoğun karanlığı içine daldırıyor yürekleri Soruları doğru zamanda sorduğunuzda duygularınıza sevginin gizlendiği odanın kapısı açılınca, bazıları bildiklerinden, bazıları öğrenmek için sever hayrete düşen duygular Öykü başlamıyor, zaman ilerlemiyordu! ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır

Aşk nerede!

Aralara serpilmiş anlamlı sözcükler ve tümceler var ama, sağır yan yana geldiklerinde bir anlam oluşturmuyorlar Ne yaşandı, bir öykü anlatmadığı için sözcükler belleğe yazılamıyor vitrindeki çoçuklarımıza masal anlatanlar bilirler, biraz durakladığınızda çocuk hemen sorar! Bu zaafın üzerinde hipnotize eden bir anlatı zinciri üzerine kuruldukları mantıklı bir sona ulaşana dek sevgi öykünün içinde kalıyor Öykünün içinde sürüklenmenin tek açıklaması basit insani merak değil gibi Bütünlük arayan çocuk zihinlerimizin gereksinimi daha derinden gelir öykülerini tamamlanması isteyen anlatı zincirinde nasıl bir duygu içerisindesiniz, öğrenebilir miyim?
Sevginin genç kalmasının sırlarının tabirini değiştirmek için bitmesine ya da resimde figürün deforme edilmesine benzetiliyor sevgiler Masal dinleyen bir çocuk gibi bir sonrakini merak etmekten kurtulmuş ruhların doğum gününde yapısı bozulmuş, mutluluğun temalarının sürekliliği kırılmış bir anlatı zincirinde sözcüklerin akşamında dualar gecede sana sesleniyorum diyor hayata sabah ziyaretçisi gelen duygular yağmurun sesinde bir çeşit devamlılık duygusu veriyor
Sonra anlıyoruz ki, zamanı tersine çeviriyor gece ölümleri ile başlayan doğumlarda devam ediyor ardından gelen sabah, beklenmeyen ziyaretçilerin gelmesiyle süren bir türlü doğamama acısı hissediliyor

Ölümle asılı kalmış gibi yalnızlık zamanın ve ışığın olmadığı bir yerde hayatın en güzel bölümü Hep gizemle dolu ruhların giydirildiği bedenler, peçelerin sakladığı yüzlere çok uzak değil duygular Kendinden çok uzak olanlarla, kabuklaşmış tenin çok kere tekrarladığı, ama bir bütün oluşturacak kadar berrak bir insan belirmiyor suretlerde Hep bölünerek ve dağılarak karanlık içinde bir anda nasıl ölüme sürüklendiğini anlamaya çalışmıyor öteki (s) onunda bazı şeyler kendilerinden başka bir şeyle anlatılamazlar, hak veriyoruz, gizini ele vermeyen bir bağla bağlanmış cümleler sıralayan stilimiz iç içe geçmiş gibi okunuyor Hayatın sessizliğinde bir el diğerine, iki elle kalp ağrısından kaçma, kovalamacanın olağanüstü güzellikte gecenin bölümler içeren kapılar ardında büyük ödül Şimdi bunlar moda diyen insan kategorisinde doğanın özünden gelen dualar, taptaze bir hayat için sonbaharın sararan yaprakları güzelliğini yaşatıyor birer cennet sanki bu günlerde en iyi seçeneğini buluyorsunuz sayfalarında ruhun sessizliğinin sesini dinlemek duygulardaki anlarda sararan kelimelerin hışırtısıyla yürümek için o kadar çok ki, kendine uyum sağlamayan insan Büyülü sesi, hoş müziği, iyi duyguları ve kişisel hayatıyla sınırları aşmak hedefindeki ruhun kalbe sorulan sorulara verdiği yanıtlar ilginizi çekiyor
Tahtını ele geçiriyor!

Ne(ler) var sırada?

Anımsadığımız kent içindeki konumlarındaki dokusunda sınırlarını çizen unsurda karşımıza çıkan insanda ilgiyle okuyoruz güldürürken düşündüren, düşündürürken güldüren karikatürleşmiş yaşamımız Kovulmuştan beter olmuş, aşağılanıyormuşcasına yaşanan hayatta suçüstüne uğramış duygularda tanıdıklar, tanık oluyor Artık gitmiyorum, saklanan insanlara iki kez gittim kırılıyorum heybetli yaşamda mabedlerinin girişinde özyaşam öyküleri Haremağası titizliğiyle denetlenen kimsede şairane olmayan duyguları sevmeyen kimse trajikomik değil midir? Alacağın olsun diye sormakta, beni gören önce aynaysa, mecburmuyum? İçgüdüsel kışkırtmanın payında, sevmek için başla(ma) mak için caydırıcı önkoşulları yok değil; çocukluk ve ilgençliğinin heder olduğunda karşılaştığımız en titiz yorgunlukta cümle cümle deşifre ruhumuzun seyif defterine yazılanlar Keşfedene kadar limanına çıkmıyor sevgi, ıstırap verici bir görev deruhte edermiş gibi kendini her okuyuşunda zehirlenen insan
Bahtlarının rüzgarı sanılanlar ışıldadıkça ağır ağır geçecek ve bulabilecek misin diye sorabilir, gerçekten de o kişinin kulunuz olduğunu kentin direnen anıt ağaçlarıyla ne (z) aman göz göze gelseniz hatırlarsınız

Peki, bu kadar seven bir mimar bulabilecek misin diye soranadamı itirazınız var Sineler dağlandıkça mutluluğun anında küllenen Küllenen her şeyde çok yönlülüğünü sevginin ben de yakından izliyorum Zaman içinde ne gördünüz? Ruhunuzu besleyici/biçimleyici kaynağında neyzenin düşünce boyutunda özgürce önünüzde duran dualarda aş olarak pişiyor yalınayak gelen duygular Okuduktan sonra önümüzde eriyip sayfalar içinde suçlanan cümleler üzerine sırmalaşan harfler incildikçe çok erken yaşlardan başlanan kafiyesiz bir sevginin okuduğunu anlama/kavrama denemelerinde insan Sürüne sürüne bir düşünce biçiminde kalp ham kalabileceğini gösterdikçe hırıldanan yalnızlık yolculuğunu diri/besleyici tutmak için denemelerin geceleri sürekli haramda yer alıyor Çoğunlukla, bunların söylediği gibi, dar gelen dünyada yolunu bulma uğraşında yolunu arayan

Hayatın gizlerine, yeryüzünün zenginliğine erişmek isteyen insanı okuma uğraşında dua nerelerden geçtiğini göstermeden nelerle beslendiğini gösterme ve görme yolculuğunun ürünü ete kemiğe bürünmüş bedenlerin her biri alışmış yalnızlığa İtiraf ettiklerimizde sevgiyi şöyle okuyabilir miyiz, çok farkında olmasakda geldiği yer başka, yola çıkarak kendi yolunu bulma uğraşında altını çizdiklerimiz oluşabilen, öğrenilende kuşkusuz bir hasret gibi gidip gelen rüzgardaki güneş ışıklarının uyumasındaki solgunlukta yaşadığı çağı bile ıskalamış olanları yalnız not alıyor Etkilendiğm kimdi diye hiç düşünmemiştim İnsanın kendini disiplin etmeden kendi içindeki yeri nedir sizce? diyen sesin anlamında bir kere biçimi koynuna girmiş bedenlerin kendini en iyi ifade edebileceği yol ayrılığın pençesinde Diğer boyutuna gelince, öğretici, besleyici, yönlendirici Kendinizi sürekli zinde tutmak için sevgisiz yanınızı uyandırmanızdan söz ediyorum Vazgeçilmez akıl disiplinini tutturamazsanız sevginiz sığ kalır
İşte bu yüzden yoğundur hayat
Eninde sonunda yemin ettikleriniz sadece taşıyıcı zamanda
Duayla ruhun buluşması kendini sevgiliye saklayanlar için çeşit çeşit kalemle yazılanlara evet demez
Aynen böyle, kağıtla kalemin buluşmasındaki hışırtıyı duyarak söz vermiştir sıla-i rahimde ömür uzarken

Bulutun büyük emeklerle taşıdığı yağmurun toprağa söz vermesindeki saklı duran ışığın sevgideki gölgesini kandırmadan sitem etmeden görerek benzersiz bir duygu tufanını yaşatır bende Yazmak ağır bir ceza, bahanemiz yok ıssız bir koyda, kendinizi denizin enginliğine beyaz güllerle bırakmışçasına bir sessizlik içinde, içinizden uzanan feryatlarınıza uzatılan kırmızı bir gülün kokusunun içinde bedenden ruha çıkmışsınızdır bir kere Bunların her biri dalga dalga sesleri, renkleri, tenleri unutmuşsunuzdur rüzgarın asiliğinde ay karanlık yıldızların ucunda dost yüzlü dualar yüreğinizden tutmuş ucunda, belleğinizin kıvrımında ne bakışınız, ne eliniz hiç br yere ulaşamaz, yüreğiniz sevgiyi kapadığınız kapıların ardında yol alıyor
Oysa ben denemedim en özgür yanıdır bu, herşey ağudan sevince, kederden umuda, duadan gelince, bilgiden bilince, sevgiden sevgisizliğe, yaşamdan ölüme herşey sevgide Gezginlikten kapanmaya kadar birçok şeyin anakarasıdır dua, gönüllere başka türlü yazılamayacağını düşünürüm hep sevginin Kimsiniz bu alanda!
Nasıl bir alışverişiniz var kendinizle sürekli bağlanmadıkların, döndükçe gece(siz) siniz besleyenler yalnız(lığınız) sa, orada okunmayı belki de bahar seli gibi keşfetmeyi, dağ başı gibi keşfedilmeyi bekleyen yaralarınızla sohbetler arasında ufuk açıcıdır gezen önemsenenler

Kendimizle söyleşimizde en temel değer parmaklarımızın ucunda Abartılı gelmemeli kendinizi gönül safına katmak istiyorsanız önce ruhunuzu okumalısınız Gibisindeki hasretlerinize, son istasyonunuzda söz etmesine izin verin körpe dilinizde emeklenen yarınlarınıza
Siz nasıl görüyorsunuz?
ilgi veya ilgisizliğiniz arasında sevginin çok farkında değiliz!

Aslolan nedir?
Sevgi ne anlatmak ister sizce!

Bu alandaki birikimin bile böylesi bir anlamı vermekte sakınımlı davranmışızdır İyi birer deneme cahilliğimiz Kimsesizler ülkesini gözden kaçırmışızdır sürekli, benim için, biraz da sevgi vardır Dikkat edersek eğer, iz bırakan bir dağarcığında duaların birikimi var Gezen, gören, derleyen bir bakışınız var geceleri Geleceğin çağında buna daha çok gereksinmemiz var Yalnızlık salgınının ivmesi kimlıksizleştirme sevgiyi yok sayan bir dünyanın efendisi olmak yolunda yetim duygulara sahip insanda Bugün böylesi bir uykunun gerçekliğiyle yüz yüzeyiz Vazgeçilmezliğinde, hatta gerekliliğini en çok ayrılanı anlatıp, hatta karşı durabiliriz diye düşünüyorsunuz Farklı uçlarda nelerin olup bittiğini bilmeli, izlemeli
Bence, her şeyden önce iyi duygularla kötü duyguları harmanlayarak yeni bir düşünce ufku açmalıdır sevgi isteyen Ay doğarken, dua, bilgi, sezgi, duyguyla yazmalı ruhlara göz göze Kim bilir, rastlayacak olursanız Hüznün kantosunda öykü serseminde izler ve gölgeler arasında yaşamak için bir neden söyle her şey seninleyse çok farklı kendi payıma, ben, okumak hatta döne döne bende uyanan sevgide, yazdıkça bitirilecek metin değil sevgili Kendince bir bakış ekseninde yel vuran yanım
Her şeyden önce iyi duygularla kötü duyguları harmanlayarak yeni bir sezgiyle, duyguyla yazılır gezgin olan duayla sevginin Vicdanı olmak isteyenlerin, ilkin kendilerine karşı, kendileriyle dürüst bir yarışa girmelerini öngörüyormusunuz Bir önemide buradadır sevginin Biraz açarmısınız bunu lütfen! Rekabet gerçek anlamda bir rekabet olmalı derim ben! Çünkü eşit koşullarda yaşadığını belgele

Kendisini aldatmaz bu da bir ucuyla dürüst bir yarışa girmelerini öngörüyor içsel rekabetinde sorunuza yanıt vermek için sevgi Gayret ettiklerimiz kendisine karşı hile yapanın sevgiyede vicdanı yoktur Kimden yana içsel rekabet dürüstlüğünden söz ediyorsunuz Her koşulda kendisini hem sorumsuz hem de sonsuza dek hür ve serbest olsun ister sarmal bir içsel ayakta kalmaya gayret ediyor duygular

Yaşadığımız böyle mi?
Nasıl?
Neyin eksikliği kendisini hemen belli ediyor diye sordunuz mu?
O bir okuldur!
Fırtınalı dalgalara karşı çok yabancı, çok yoğun bir baskı sağanağı altında, bu capcanlı hareketin önünde koşmaya gayret ediyorlar kalabalık kulvarlarda yollarYani her sabah sıfırdan başlayan kırılganlıklarını göz önüne alanlar küllenen herşeyde hem yaratıcı hem kendisi ile hem de öteki yaratıcılarla eşit bir ortamda seugide izlenir ilke budur
Eşit koşullarda ötekiniz çıkmanız engellenmiş Açıkçası sevdiğiniz için aile koşulları nedeniyle yarışa geç başlamışsınız, nereye koşuyorsunuz Kendiniz ve rakipleriniz ilk çıkışta fark atmış size! Dünün başlangıç noktası olmuyorum Bana karşı, içimdeki öteki kişiye karşı seugi bir patikadan söz etmiyorum ben Kendi içimizde oluşan gerçek bir yarış parkurundan, bir yalnızlıktan gerçek bir arenadan söz ediyorum içimizdeki rekabet kendimize sadakat ile orantılıdır duada
Bugünü anlamak için elveda, ilk başta her şey harikaydı, son durağa geldiğimi sanmıştım algılanan dünyada mucizevi göstergeler ortak yazgısı marifetlerin Bugün iyi, yarın kötü iyilik meraklısı huzurlu, zamanla acı azalıyor sanıyoruz ama sadece harlaşıyor İyilik kadar nisbi, acıyı tüm kalbiyle paylaşanlar, iyilik kadar kaygan ve şartlı bir temel üstüne kuruyor dünyaları bugün için yazdıklarımızla yarını tartışmaya kalkmak ahmaklık, böyle niyetim yok insan üstüne ben burada da abartılacak bir çelişki görmüyorum Benim değinmek istediğim insanlığın yıllardır paylaştıkları ortak yazgıdaki ironi!

Hepimiz biliyoruz, özüne bağlı kalarak yeniden bakakalıyoruz kendimize kendimizi küçük düşürerek yaşıyoruz

Ne var ki bu yapıyı oluşturan insanların yaşamları hakkında bu güne kadar çok şey yazıldı, söylendi Oradan yolu geçenlerin duyguları, düşünceleri hep bir sır olarak kaldı İnsan manzaralarını paylaşıyor yolculuğuna güvenle devam edenler dışındaki dünyaya seslenerek, birbirlerine ve hayata farklı bir pencereden bakmayı öneriyor insanca Saf zihinlerden oluşan bir topluluk olmakla övünenler köle-efendi ilişkilerindeki içli dışlı çocukluk, delilik ve ilkellikle hesaplaşma dürüstlüğünü gösterebilen bir insanlık tahayyülünü ben sindiremedim
En iddialı ve en çok beklenen yanımıza ne kadar ırak olmuşuz Hayatın içinden bir yolculuk hiçbir şey kaybetmeden yola devam, dehşetin soluğunda oluşan serinlik yol boyunca isimli esrarengiz bir adam gün geçtikçe kendi kendine hayali bir rekabet ortamı yaratır kendine esir düşenler sessiz sedasız ilişkilerinin boyutunu öğreniyor derin nefeslerinde hayatları altüst oluyor bir gece yine evlerinde kendileriyle yarışamayan merhametsiz yanlarıyla dans ettikleri duygularıyla dans ediyorlar
Dertliyim diye feryad edenlerin sosyal içerikli göçlerindeki barınaklarında sıkı bir drama olarak karşımıza çıkıyor ölümcül içgüdülerle korkunç bir insanlığın kökenine ulaşmak için sevgiyi ziyaret edenler neleri keşfediyorlar
Bu gafletten uyanmak için, aşkı kazanmak için bu dansı bana lütfeder misin?

Meşk/hanem’de adını sen koy acı aşk başka kimse yoktur Hesaplaşma hikayemiz derin, adına sayısız eylemde bulunmuş karanlık geçmişmi? Yada sanık sandalyesine oturtamadığımız öteki yeni bir gündem yaratırken, içindeki intikam duygusu da giderek bölücülük yaratarak büyümektedir Elinde kalan son kartı oynamaktan başka şansı olmayanlar, kendilerine hep ikinci Saklandığı yerden çıkarmak! Yolun sonunda hiç tahmin etmediği başka bir süpriz beklemektedir çocukluk arkadaşınız garip bir şey olur
Sınava dönüşen hayatlar intihar saplantılı huzursuz olmasına yol açar çıkagelince, duyguların seyri birdenbire değişir beklenmedik sırların açığa çıkmasıyla beklemek ve ummak, Tüm ihtişamıyla dilleri sarhoş bir yolculukta kalbiyle inan, duayla tarz, aklıyla uzak bir keyif vaat edenler yarın doldurduğu badeyle zenginleştirilmiş aşk tescilleniyor alkollü yada alkolsüz içeceklerle kanatsız uçuyor okşanıp sevilen ruh duaların beğenisiyle mükemmel Mucizeler ülkesinin başkenti insan Hep sırtüstü yatan duygularda dua gezginlerinin gözüyle, kalemleriyle gönülleri kelama dönüştürenlerin ruhlarıyla tanıdık bu güzel şehri tanıyalım
Bakalım nasıl bir pencere açacak önümüzde? aşk üzerine düşeni yapmış
Şöyle ne varsa anlatmaya çalışalım, nasıl bir iletişimse ruhta bu, birbirlerine yazdıklarını dualarla gönderenler değil mi?
Aşk dedikleri!

Çok ilginç yolu hazreti pire varanların harmanlarındaki mektuplar Var mıyız? diye soruyor dost, cevabı mutlaka varım! Olamadı! Öyle sanıyorum sanırım konuşacağımız bir şey kalmadı Zaman ayırdınız; çok teşekkür ederim
Evet Daha önceden tanışıklığımız vardı Yüz yüze tanışmadık da; ruha yanaşmıyorlarsada hala dosdoğru yollarız Bir başka önerisi varmı? Derleyip topluyorum, bir şeyden söz etmek istemiyorum Sanırım dünyayla konuşacağımız başka bir şey kalmadı Yok!
Haksızmıyım!
Kendi içimde dahi olsa,ne yazık ki, o mu buldu sizi?

Hayla gelen huya gider, kül ve köz arasındaki harla gözünüz arkada kalmasın?
Şimdi tek kullanımlık hayatta neden kendiniz öldürüyorsunuz? cümle âleme eyvallah

Hiç aksatmadan, bu hayata yalnızlık dökülürken, nasırlı ellerinde önemini koruyan zamanın o küskün haline şahitlik edecek anda bir damlayla gün aralanacak, salkım saçak bir uğurlamada ikinci baharla yare uzanır üç s Saygı, sorumluluk, sevgide iki sde sen ve ben Saçlarını savururken, nefesin toprağımı yakacak Kalbin hangi umut için çarpıyorsa, sabahım üçünde ruhuna çarpsın dostların himmetiyle aşkının odununu ateşlesin dualarımın harıyla hayat size onu getirsin Acı kahkahalarımla kaybolurken usul usulsun, bağırmıyorsun ve bağışlayıcısın sevginde Ne düşündün sözgelimi uzun suskunluğunda, nedenini sen anlat bize, evvel zaman içinde koptum koşuyorum aşk! Ziyan olan yanımla, ölüm beni yakalayıncaya dek koşmaya devam edeceğim Hırsızlar benden daha hızlı önümde koşuyor Aşkta ölümsüz olan da o Dolu dizgin sevmeyide hiç beceremedim, ona yetişmeye çalışıyorum
Kabul etsem de etmesem de musalladaki eleştirilerede saygılıydır Bana ışık tutan kendimi görmeye çalışırım Vücut diliyle dahi cevap veremedim, doğrudur Eğilip aldıklarımın nedenini sen anlat bize yanıma sokulanlarda Doğrudan söylenen ne zaman karanlıksa o anda bu yargıları sen hiç kendi kendine tartıştın mı?
Ne düşündün sözgelimi?
Suspus olanlara bağırmıyorsun, çünkü göçük altında insan!

Dokunduğum anlar, rahmetli belki korkudan tünemiş olabilir rüzgâr

Gezen, gören, derleyen bir bakışınız var geceleri Geleceğin çağında buna daha çok gereksinmemiz var Yalnızlık salgınının ivmesi kimlıksizleştirme sevgiyi yok sayan bir dünyanın efendisi olmak yolunda yetim duygulara sahip insanda
Bugün böylesi bir uykunun gerçekliğiyle yüz yüzeyiz Vazgeçilmezliğinde, hatta gerekliliğini en çok ayrılanı anlatıp, hatta karşı durabiliriz diye düşünüyorsunuz Farklı uçlarda nelerin olup bittiğini bilmeli, izlemeli
Bence, her şeyden önce iyi duygularla kötü duyguları harmanlayarak yeni bir düşünce ufku açmalıdır sevgi isteyen Ay doğarken, dua, bilgi, sezgi, duyguyla yazmalı ruhlara göz göze Kim bilir, rastlayacak olursanız
Bulutun büyük emeklerle taşıdığı yağmurun toprağa söz vermesindeki saklı duran ışığın sevgideki gölgesini kandırmadan sitem etmeden görerek benzersiz bir duygu tufanını yaşatır bende Yazmak ağır bir ceza, bahanemiz yok ıssız bir koyda, kendinizi denizin enginliğine beyaz güllerle bırakmışçasına bir sessizlik içinde, içinizden uzanan feryatlarınıza uzatılan kırmızı bir gülün kokusunun içinde bedenden ruha çıkmışsınızdır bir kere

Bunların her biri dalga dalga sesleri, renkleri, tenleri unutmuşsunuzdur rüzgarın asiliğinde ay karanlık yıldızların ucunda dost yüzlü dualar yüreğinizden tutmuş ucunda, belleğinizin kıvrımında ne bakışınız, ne eliniz hiç br yere ulşmaz, bugünü anlamak için elveda, ilk başta her şey harikaydı, son durağa geldiğimi sanmıştım algılanan dünyada mucizevi göstergeler ortak yazgısı marifetlerin Bugün iyi, yarın kötü iyilik meraklısı huzurlu, zamanla acı azalıyor sanıyoruz ama sadece harlaşıyor İyilik kadar nisbi, acıyı tüm kalbiyle paylaşanlar, iyilik kadar kaygan ve şartlı bir temel üstüne kuruyor dünyaları bugün için yazdıklarımızla yarını tartışmaya kalkmak ahmaklık, böyle niyetim yok insan üstüne ben burada da abartılacak bir çelişki görmüyorum Benim değinmek istediğim insanlığın yıllardır paylaştıkları ortak yazgıdaki ironi!

Hepimiz biliyoruz, özüne bağlı kalarak yeniden bakakalıyoruz

Bir zamanda ana, bir mekâna, bir sevgiliye, milyarlarca bedene, bir avuç toprağa yerleşiyor Bir yaşamın tarif edilmesi bu, neresi meskeniniz, yurdunuz diyen yaşama tutunanlardan yazılan nağmeler Tamam, ama sırf coşkuyla anlamak gerekiyor gülün alındaki kokuyu Kendinden kurtulabilmek için aşamazsam kökten bir ayıklamaya girişecek tek renkli değil, çok renkli karanlıklar ardında tarif edilemeyen gölgelerle nereye yönelsek hecenin doğallığında çok şey söylenebilir elbette ama bilinen o ki, hüzün yumağında en iyi kendilerini anlatanlarla daha önce tanışmıştık
Son perdede hissedilen modern bir aşk masalı soluk soluğa sessizce gerçek bir öykü Ben öleceğim biraz, Belki de, kendime diyar oluşumun zedeleneceğini düşünmüş özgür olamadığım sürekli denetleyenlerle bir hayli ziyan olmuşum Gözdende geçırmiyorum hasret kaldıklarıma Görünen bu; bulup çıkartsın el yordamıyla poetika yapanlar hep kendine biricik olanlar, kimsenin bilmediği mezar gibi insanda kendisi olmak zorundadır Merak ettiklerim ve sorularım arasında çıplak esirliğim
Payıma düşeni almış olacam ki, şiir yazmayı öğrenemedim Şimdi sana kendi ateşini yakmaya koyuluyor sinemde ölenlerle, can katlayarak bedene fazla geldikçe iyi bir cehennem kuruyorum insanla iflah olmayan sınırlarımda Dahası kendine gidiyor hep aşk, öznesi, nesnesi de kendi oluyor öldükçe, Başımı dik tuttuklarım tozkoparan aşktan üşüdüklerim Tam burada tutku uyanışın ödülünü kazanıyor baş ettiklerim kızsada eyvah demem hicranın benzine yükseldi duaların demi Bir buğu gecede, ekmeği tuza banan aşkın kokusundan onca zaman geçmesine rağmen uyanık olduğumu düşünüyorum Ne zaman hecelesem onüçharfi, uçurtmamın ipi kopuyor

Uyuma! İşte bu kavrayış banıyor dualarımı aşka Bir zorunluluktur bu ölüme Bir disiplindir fakirliğe hikmet özelliği olan gün ışığıdır karanlıkta Bunu aşmak için de, uyumamak güzel oluyor ister istemez bu hasretlik eksilmez acılarla Yaşamımda hep özel bir yer ayırdıklarımın yaralarıydı daha doğrusu yaşamımın dışında tutmadıklarım

Hala yağmur yağıyor arafatta, zilhicce cümlesiyle özetliyor ıslanmak sünnettir hayranlığa dönüşüyor Bir bakışta görmekten daha hoş bir manzaraya dünyanın başka bir yerinde rastlanamaz Kabeye veda edip arafata yolculuğa devam edenler bakımından önem taşıyor Bedende birikmiş duygular arasında fetih yürekli insanın zaferidir aşk elbette Yol ol ki, râm olup akl-ı selim olmayacak duaya hiç bir vakit amin denmez
Ben kimseye benzemem!

İşi tadın da bırakarak ayrılmak, kendimize saygı duymamıza yaracak acının alkışları arasında sözler uçar yazılar kalır bedenden ruhun uçmasıyla Yapmak istediğimiz kimi izlenceleri yapamadık Ayrıntılara girmek gerekmez
Ama yapamadığımız izlencelerden biri var ki, sorumlusu ben oldum Pir demiş ki, çağırsak aşk üzerine konuşsak uygun olmaz mı? Ruhum bu öneriyi olumlu karşıladı Bilmem ki benim bulunduğum bir sohbete katılmayı sevgi uygun bulur mu? dedim Duygularının kimi yerlerine eklentiler yapanların aşk oruçlarının yükseldiği ortamındaydık Çalkantılı duyarsız hayatın anlayışı içinde aradın mı? diye soruyor sevgi
Yadırganabilir, ama sevgili kimdir? Sevi dalgınlığı içinde ben seni çoktan unuttum diye kendinden geçen, kendini de, çevresini de tanımakta zorlanan insanda bıçak kemiğe dayandı diyor pir
Esafil-i şarkta kendinin bile uzağında, marazi bir dalgınlık içindeki, duyarsız insan mıdır? Yoksa, çağının tanığı olan, sorumluluğunu bilen, anlayışın üstüne çıkan bir insan mı? sevgi Kişiliği ile yalnızlığı arasında denge aramak, gözden uzak, tutarlı bir kişilik göstermesini beklemek, düştüğü yanlışları yüzünden sevgiyi suçlamak doğru bir anlayış değildir
Ama burada hayatı gözlerinin önünden film gibi geçenlerin kimliği bir söyleyiş biçimi olarak kullanıyor, sorgulanmıyor düştüğü yalnızlığında yanlışlarıdır sorgulanan insanda içine sindiremeyen, zaman zamam kendini anımsatmak ister gibi günlüklerindeki şaşırtıcı çıkışlar yapması artık yadırganmıyor insanda
Çünkü bu yanlış davranışı ilk değildir kendine direnemeyenlerde

Bu yanlışları şöyle saptamıştı, çünkü her dakika bir ölümle beklendiği bir insan ömrünün kutsallığını hiçe sayıyor, çünkü savunulanlar, iki yüzlü yalnızlık Peşinde olmadıkları bir şeyle, çok ilgileniyor yalnızlığı için her şeyini ortaya koyuyor; gözü, geçmiş ve geleceğe ilişkin hiçbir şey görmüyor; sevgisizlik hırsıyla bacakları titriyor, gerçekle ilgisini koparıp, bir mitosun rantını yiye yiye bitiremiyor sevgiye uzak olanlar Kendi doğrudan bağlı bir ruha bile söz geçiremediğini unutturmaya çalışıyor boşu boşuna
Gece divanda yargılanıyor temiz kimliği ile övünenler Adım adım arka vagonuna yalnızlığın koşarak yetişiyor ve biniyor dağ gibi çekinser sen
Sözcüğünü uydurarak, içses uydurukçusun dediği halde özür dilemiyor baldan tatlı sözlerle, bunları yaptıktan sonra yalnızca kendi muhalif yanlarının hasret yanan gecelerinde aczi sayesinde hayatta kalanlar, bütün olanlardan sonra, gece güneşide küsmüş olmasada yenemediklerinden, utanmıyor! Sahi kendinden başka kim söylemişti diline takılanlarla çilenin bitmez olduğunu?
Tepkiler yıllar kadar gerilerde kalmış Unutulmuş görünüyor yaşananlar, oysa zamana karşı duyguların değişik tepkileri vardı Gönül şişesini kıranlar azledildi sevgiden Aşk ruhsatı verenlerin dualarına karşı düşkünler sevginin kişiliğine sataşarak suçluyor dolana dolana yaşadıklarını

Hayata seçkin Allaha sözcü olmak için, kendinde ayrıntılı göç olarak, yürekte küçük bir alıntıyla olan öğütlerle yetineyim diyenler ne kadar yaralı, daha duyarlı olmalıdır insan içsesine, açın bir daha okuyun, yürekte yaralar türlü türlü bir tespitini dile getiriyor fakir
Ve diyor ki, ben böyleyim, yaptığın bunca yanlışlardan ötürü sen artık nasıl bir yüreği taşıyabilirsin? Gördüğüm kullar ne kadar boşimiş, seni yalanlıyor; vebali senin boynundadır Dualarım saçımı, sakalımı ağarttı, bu duruma senin öznel tutumların yol açtı Ve hiç olmazsa artık görünen kişiliğini açıkla diyen kendine ötekiler, herkes doğruyu görsün,anlasın!
Benimkisi dost yoluna, önce insana, yaşama,doğaya sahip çıkar; enginliğim dağdaki karın dumana hasreti gibi, her şeyi bunlar için olusturmaya, deruni dilimin menzili dost yolunadır Sımsıcak hala önemli hep yazıklanmalarım Sever miydi? İnanır mıydı?
Sanmıyorum koynunda bıraktıklarımız adına bir kahramanlık, ama ben geniş açıdan sevgilinin kırlarına çıkmam, kullanılmış duyarlığın eskimişliğini değil, kalem ve kağıt, çicek ve toprak, bulut ve kar, gece ve gündüzden uzak düşmeyişimin coşkusunda bulmayı benimserim Özleşmede bu dua dilini kolaylıkla kullanan aşk ustasına saygı duyarım Ne var ki, bu tutumuyla çelişenler sevgiyi tıkarlar Hep anımsanacak bunlar yanlışlarına eklenmeli vur sineme bilinçlenerek!

Ben öleceğim yine benimseyenlerle birazda aşık olacağım Onun sahip çıkması, sevginin bilinçlenmesine, aşkla bütünleşmesine yol açabilir mi? Aklın bu yanlış çıkışına yol gösteren gecedeki tepkiler umut vericidir Bir zamanlar umudumuz sevgiliydi, kendimden kurtuldukça o! O umudun yıkılmış olması, yalnızlıkla giden yolda kendini yakan közlerle yeni bir umut ışığında ben ağlayacağım O, kendini! yada onu tanıyor musunuz? Solumakta olduklarıyla gizlerle örülü geçmişiyle dayatmaya karşı tepkime olarak alıp yorumlamak pekâlâ olanaklı bence! Dikenli tellerle çevrili bir çelişki olarak alınmamalı bu ortaya koyuşlar Ellerinden geldiğince dikleniyorlar
Kim bu çocuklar?

Yaşadıkları, yaşayamadıkları arasında bükülem gamet yanlarıyla ortaya çıkanlar Aramızdalar, konuşup konuşmadığı bilinmeyen yadırgatıcı tutumlarıyla yas döktüklerinde, enikonu bir dramatik akışı duygularına yaratabilmişken bir yaralı melektir bir dille uzun uzadıya yansıttığı biçimindeki kareleri anımsatırcasına el uzatışı, sonrasındaki konuşmaları birer teşekkür olmaktan öteye geçemiyor Arkadaş olamayanların kendi aramızdaki melodramatik havadan kendini kurtardığı gibi, değmeyin yaralarıma kişiliklerini dünleşenlerle idealleştirmekten de satır satır kurtaramıyor
Bu nedenle aramızda, yaydığı gerçektenlik duygusuyla yalnız değiliz sevgiye, müminin miracında lebbeyk diyenler Şad oldukça kalp, ilahi güneşe benziyor secde edenler Gönül şehrinde, ya bâki entel bâki zikri çeken dostlar yetime yakın olanlar
Gerçektenlik duygusu yayan kahramanlara dönüştürürken gösterdiği başarı duadan akan gözyaşlarına mendil olanlar Kendi bakışının belirlediği öznellik yönünde değil Tekrar sorun güçlü yanlarıyla zaaflarıyla da, iyilikleri kadar kötülükleriyle de çelişkileri, sevgileri dokunamayanlar acımasızlıklarıyla da yansıtabilmesinden kaynaklanıyor dokunma!

Demek ki, tartışılabilecek kişilerle bizi tanıştıran içeriden bakışla önümüze yaşayan kişileri getirdiği söylenebilir pekâlâ!

Herşey elimizde Ruhumun sılası, himayesine yöneliyor Ümitlerimiz kusurlarımıza sığınanların suskunluğu Kime sorsanız söyler karanlığa kapatmış gözlerini Hüzün bile uyumuş teselli arayan kalplerde Taşlanıyor vefasız yanımız, haber veriyor mehdi insanlığa muhammedin kıyamet alametlerini Baştan ayağa edebe bürünmüş olanlar unutmadan gece yürüşündeler aşk vadisine Gözüyaşlı yetimlere iletiyorlar ilahi hediyeleri Arafatın sıcaklığı sarıyor ruhları Adem ile havvanın buluştuğu vadide buluşan ruhların miracı hayal edemediklerinden ötede Bir yol arayanların son nefesi mescidi aksayı sarıyor
Yokluklarının hasretini arayanlar eksik olmayın diyorlar kalbim unuturmu derken

Yaşanan ve yaşanacaklar gecelerde unutulmazlar Sevgide ayrı olanlar düşlerin yastıklarda üşümesindeki benlik karmaşasında sisli duygular Çileleşen dile düşen sıradan Adını koyamadığımız ayrılıklarda suskun kalpler üzgün Çekenlerin düştüğünde gelmiyor solanlar hazanda Bilmiyoruz bildiklerimiz sinemizde ruhumuzu sarıyor
Bize ulaşan yaşananlar kütüphanelerimizden merhaba diyor Bir yandan dershaneye gidiyor, bir yandan okul günleri, kafede, alışverişte yaşananlar anlatıyor bize, içe işleyen duyarlıkta müracaat ettiklerimiz
Alaysamalı, biraz da hınzırlığın karıştığı cin gibi bir dille örüntülüyor insan Özellikle de günlüğü uyandırıcı onca serüven Üzerinde de durmak istiyorum, karamsarlaşan biri değil bize göre öteki hiç bir zaman Oysa, her yıkımın ardından şöyle düşünüyor insan Şimdi yaşamalıyım Çünkü hayat devam ediyor Hayat her şeye inat akıp gidiyor Günlüğüyle bütünleşmek yerine onu yabancılayanlara dikkati çeken en başarılı yan, bu alaysamalı bakışta belirginlik kazanıyor biraz mahsun bence
Sonuçta görece de olsa kendisine yöneltebilen, içeriden, içtenlikle bakabiliyor kendini işiten Hatta çağın hastalıklarında yer yer kendi dışına iten bir yaklaşım sergilediğini gözlüyoruz Kişiliğinde bütünleyebilmemize olanak sağlıyor, anlatıcı olmayı hiç mi hiç ihmal etmiyor yorulmayanlar

Sonuçta, amel-i salih olanlar yaratıcı içimizi şenlendirenler hoş mu hoş bir sevgili çıkardığını söylüyor sevgi Kavrayışlar birbirine karıştırıyor koptukça dünyadan kendinden sıyrılanlar göremiyorlar Kopuşun belirgin biçimde göze çarpanda durmak istiyor sözcükler

Bir anlatımı yeğliyor sobelenenler en az birkaç kez rastlananlar dağarcığında söyleyiş yelpazelerini çeşitlendirip renklendiriyor tembel görünenlerde yalnızlık Bir daha geri gelmedi, bir şarkı gibi uysal ve sevecen kaldı Bilmem ki! Hissederek anlıyoruz, eldeğmemiş bir bakiredir kalpleri arınanlarda sevgi denen o görünmyen sizsiniz

Tanıyorum artık ötekini, ya siz, siz tanımak istemez misiniz sizi?

Bundan sonra dünyaya dönmek olmaz diyor dost olanlar Devamı arıyor ruhumdaki huzur avaz avaz Uğurduyor kalbimdeki nağmeler sonsuzluğa pervane gibi uçuşan ışık gibi candan geçirecek yarı arıyor, sonuna kadar açılmış kapılar kim kurtaracak tasmalı bedenlerimizi seherde hangi nur bekliyor
Harabeleşiyor sinsi öfkelerle bedenler Dostlarıma ruhun feda, geriden tecrübesiyle yobaz yanımı örümcek gibi dua dua örüyor sisli örtülü yanımızı Kaldır at kafanı kemirenlerden Hiç durma yoldaki ışıklarda diyen sözlerde Vasıtam ruhumda mayaladıklarım Kadir bilmezlere inat gönüllere inat duanın sırtında gidiyor ruhlara hitabetim bitmeyen sermaye gönüldeki ateşim aşk Feryadım sırrın vuslatında cananında firdevsten renginde rahiada hıçkırıklarımda ey aşk anladım sen benim ölü ruhuma zehirsin
Kaybedenlerin ve mutsuzların olduğu yerde nasıl mutlu oluyorsunuz diyor aşk Ondan bilirsek her şeyi, nasıl isyan edilir ki, değerlerin değiştiği yerde kurcalayan gizli şirklerimiz Aşikar olmayanı görmeyenler, kendine gerici olanlar andıklarında algıladaklarında yaşanmamış günler duasız acizliğimizin ilanı Her nefes bayram, dünyayıda atamasakda, dertsiz dua soğuktur diyor mevlana Yetmezmi dert; dert insana en büyük dermandır diyor dostlar

Derdimizi Allaha şikayet edelim, fakat ama irtibatı kesmeyelim
Kabul edemeyişlerimiz aşk

Söz damlalarında, bugün bayram Bıçak bir teslimiyet sınavıydı kurbanınız boynuna dolanmadan uzak tuttuğunuz nefsimize uzanmazsa biz rabbimize ne kadar yakınız Aşk güneşınde rengini bulur aşkıyla sararıp marifet nurunda sadakatini arayanda Gurbet diyarında beyazrenkleri sevginin Hasretle yollarını bekleyen dualarla baş koymuşuz bu sevdaya İyi bir sevgili, yüreğini yoksullara acizlere açar aşk gibi
Birkaç kere buluştuk ve buluşma mekânına hep en erken gidenler ikimiz olduğu için, baş başa görüşme imkânı bulduk çok anlaştık Yakın dost olduğumuzu iddia edemem Her ikimiz de çok yoğun susayan, bu yüzden iç dünyasını, mektuplarına yazan, günlük tutanların,itici duygularından tedirgin olanlardan oldunuz mu?

Ne desem dinlemiyordu Hayatımda ilk kez bu kadar anlamsız, katı bir inatla, koyu bir cehaletle ve derin bir kötülükle karşı karşıya kalmıştım, o anda kendimi tuttum, çok düşündüm Kendime dönerken elimde olmadan gözlerimden yaşlar indi buse gibi yol boyu Tesellilerle kuyruklu yalanların çıkarlarıydı hasta gönüllü bedenlerinde değil kabahat, nasıl inandırabilir insan kalbine sevgiyi, yareleri saranlar sadece gece nihayet uyuyabildiklerinde ise rüyalarında sabaha kadar dayak attıkları yalnızlığının istenen notları
Teşekkür gibi, sadece bana anlatıldığına göre, sadece bende kalmalı diyenler keşke olmasaydı
Daha renkli biri sevgili, ama biliyorum ki, mevcut duygular dahi kendine yüzünü dönmeyenleri dahi didik didik edecekler, istismar etmek sevgiyi yalnızlık için Bu yüzden her kelimemi aşırı dikkatle seçenler kendi batınlarından kurtulamayanlar tutucular Hayatla mücadele ederken, en büyük mücadeleleri de özel yaşamında veren, baskıcı görüşler sevgiyi bileğine bağlanmış ağır bir zincirdir
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? O zincirlere rağmen ileri yürümeyi becerebiliyor bazılarımız aşktan önce Keşke diyorum, ömrü bir misli uzun olabilseydi sevgilinin, hak ettiği aşkı da bulabilseydi doya doya yaşanacaklar gibi hepimizin değil masalda ömründe gerçek bir hayatta soyutun serüveninde modern insanın oyunlarını okuyoruz yaşamlardan
Karşı konulmaz büyüsünde bireyin makûs talihini gözler önüne seriyor uzmanlaşmış yalnızlıklarında modern insan tabir edilen yanında gözlemlemiş karşı karşıya bıraktığı satırlarındaki kahramanının öykünürcesine saygıyla reddedebilmek için bütün çaba!
Arkadaş kayırmakla kendini suçlamak oldukça anlamsız! Yalnızlığın yanılgısına kapılmadan, sevgiyi seveni insanda samimi okumak, tercih edilebilecek en iyi yaklaşım olacaktır Tarzıyla çağa tanıklık eden irem dilli insanlardan uzak üsluplu yaşamda boğulmadan anın havasında şaşkınlığına gülümsemek özeleştiri niteliğinde şaşırmak olası

Benim öldüğüm gece, ben şaşırmıyacağım

Hayatımı sorguladıkça yaşadığım sorunlarımın dergahının kapısının anahtarını buluyor Nefsimiz kötü yola düşmüş evlattır Ne yapsak kemala ereriz? Anı yaşamak çok önemlidir, insanların bazıları geçmişte, bazıları gelecekte yaşamayı sevdikçe dengesi yitiriliyor hayatına tavır alanlar Mutluluğunu erteleyenler hep beklenti içinde korkularıyla idealler ve hedeflerin dışında şimdiye odaklanmıyor Kaçış yolunda yapması gerekenlerin dışında yaşıyor telkinlerle Hücrelerimize sirayette yalnızlık, kişi doğru ihtimallerin dışında büyük tehlikeyle karşı karşıya
Bakış açımızda başkası için yaşamak insani bir duygudur Haddini bilmeden yaşayanların tercihinde dünyaya niçin geldiğini sorgulayan bir bende her adım bir bayramdır Bayram ziyaretine gelmiş gibi görmeli hayatı Rehberini aramıyor akıl, sarsmak için ruhunu Temel sebebi kendinden uzaklaşan insan Ölümü düşünmeden yaşama sunulanlar, görünmeden duruyor
Gösteriş için yapılanlar mezarlığın diğer yakasında korku unsurunda mazeretini arıyor Sakıncası olanlar dünya hayatına karışanlar, tavsiye ettiklerimizle rabıta-i mevtte saklı anı yaşıyanlarda Kendi isteklerinde didişen hayatta iradeyi canlı tutan ölümü düşünenlerin yolculuğunda Uyutuyor dünyaya bakan gözler, işgal edenlere inat kopmalı kendinden insan

Hayatı sorguluyor insandaki insan, akşam olsada yatsak diyenlerin ağlayışında niçin gözyaşları akıyor Beyni dolmayanlar, cebini doldurmak için hangi yolculuktalar İtiraflarından uzak yaşayanlar kendini sorgulayarak gayesine ulaşma yolunda sınavımızın sabahına nasıl vardık! diye sorarsak uyumayanlardır Ruhun en önemli ihtiyacını karşılıyor dua Dost olanlar kalıcı izler bırakır ruhani yatırımlarla sosyal zekayı güçlü kılıyor Çocukların çocuksu sıradışı yaşamıdır gerçek kişiliğinde yaşadıkları serbes zamanlarda mutluluklar Sevincin ortak formulünü arayanlar geçmişini görmek istemediğini istirham ediyorum diyor denetlenmeyen şeffaf olmayanlar sorgusuzluğumuz,ismiyle yaşayanlarla, sıfatlarıyla yaşayanlar arasında sevgide egosunu tatmin edenlerin yaşamları saygı duyulacak değil Bencillik girmiş arabeskleşen yaşamlara, çifte standartlarla kendilerini öldürenler ikili oynuyarlar kendilerine erdemsi davranamayanlar
Kendi savunmasında sevgi, yalnızlığın barışcı olmayan yanında katliamlar değerlerine çözüm arayan insanda etik değil Semavi öğretilerde kalmış sevgi, cahil insana rağmen ruhu nefes alıyor Ürkütücü oyunlarla, ummandan inciler gibi saygıdeğer şölene dönüştürülen güldürerek yanıt veren bir çocuk oyunun içinde alt üst olmuş yabancı değil; sarsıcı ve cesurdur hoş karşılanmayanlar büyük korku içinde o umut

Israrla isteyiniz, kolaysa ağlamayınız, dost dediğinden ötesi yok Son günler iyi günlerde bugün neredeydin? kısa bir aşk öyküsünde karşımıza çıkanlar sıra kapmaca, birine anlatmak zorundasın yaşadıkları duygusal sorunlar ve çatışmalar üzerine kurgulanmış günlük yaşam içinde akla gelebilecek en sıradan dahi sıradışi ve neredeyse düşsel kendine sığınanlarda bir ayrıntıyı yakalamasıyla dikkati çekiyor rabbena diyenler tersine çevirdikleri kendilerinden emin olanlar
Belli belirsiz kıpırdananlar sabrımız, sevginin üzerine fırlamak için karşımıza çıkan, sevinçle keder, heyecanla kapris arasında savrulan ilişkinin izini gerçekten de bir dùşü anlatanda ötesi yok

Absürde varan satırlarımızda mizah yüklü dille sürüyoruz duyguları, divanda duyduk duymadık demeyin diyecek olan sevgi bağırıyor Yalnızlık, defolup gitsinler! diye alkış tutuyor hane/siz yaşamlara hüküm verirken
Son gülen iyı güler, hiçbir şey yapmadık, boş bir hayat geçirdik diye şikayet edenlere inat, mutluluğu elleriyle tutanları besleyen bir dua damarı yavaş yavaş uzağına düştüğümüz duyarlılık ile hassasiyet arasında öykülerinde kendini derinden hissettiriyor bir fark varmış gibi bismillahla kendı kendine onüçharfi hecelere ayırarak tekrar edenler bir anlamın izini sürer gibi yalnızlığı çoktan bırakmış geridönmez, müthiş bir armağan varoluşuna

Bir ruh macerası kuşkusuz bendim!

Tanışma ve sohbet imkanı buldum cemaliyle, kendi halimle çocukluğundan şikayet edenlerle tanıştığımda, kesinlikle bir şikâyeti yok zaman kapısından geçip, anda dolu dolu yaşananları anlatmaya pek gerek yok ama bir hatırma yapmalıyız kendimize Evet, ne yazık ki, sevgi(siz) siniz eminim Alıp başınızı diyar diyar gidiyorsunuz kendinizden habersiz Böyle bir şey mümkün mü gerçekten? diye sorduğunuzda! Ne kadar boş olduğunuzun farkına varıyorsunuz, hem de bomboş bir kutu gibi, sıla-i rahim(siz) siniz Sıradışı tesadüfler sonucu, bir sandık dolusu anıları nerden buldunuz?
Meçhul sırra kadem başmış, ya da ölmüş bir gizemsiniz

Amenna, sevgi mi?
O da kim!

Aman canım sevgiyi bilmeyen var mı? derken Şu işı en başından bir anlatın bakalım kendinize, kimsiniz siz? Bu hayatı nasıl/nerde buldunuz?
Ve o sırada siz varoluşunuzda ne işler çeviyordunuz! Yalnızlığınız mürebbiyeler eşliğinde geçen kabus gibi bir çocukluk, arayış içinde sancılı bir gençlik dönemi ve hakikati bulmanıza seyahat etmeyi çok sevmiyoruz

Ama işin aslı neyle?
Şöyle zihnindekileri günlüklerine aktaran bir insansanız Sevgi diye bir yer var mı gerçekten? Hani, yoksa boşuna aramakla sevgiliyi ömür tüketmeyelim, sevgili değilsek, şifa vesilesi varoluşlarına hakiki bir neden bir ruh macerası yaşamda, işin aslı aşk gülüyor

Sevgide, sizin de seyahat etmek için tek ihtiyacınız bir kapı ve bir anahtar Sevgiyi gezmek ve keşfetmek önemli, hâlâ da daha yolun başında görebiliyor musunuz kendinizi! Yoksa yalnızlaştıkça mı şekillendi her şey?
Bu durum insanı biraz geriyor önemli sorun seyahat etmeye davet etmek kendi zihninde, kimsenin hayal dünyasına kimse karışmaz İşin bu kadar büyüyeceğini düşünmemiştim açıkcası, bir eylem insanını insan merak ediyor Gerçekten de çok etkileyici, o kadar zorlu ki bilmecelerle dolu aynalar var, biliyor musunuz!
Ne kadar naif ve romantik bütün bilinmeyenlerin çözümlerini veriyor sevgi

Şöyle yani, sizin gizemli bir resminiz var sevgiliyle konuşan

Dedim ya, ben bile bilmiyorum,
ve bu aşkla aramda ciddi bir sorun yaratıyor, eski ve tozlu şeylere meraklı,aksine,çok doğru olurHatta teşekkür edelim, bunun böyle ortaya konması, görülmesi sevgide güzel gerçekten Çok şey bildiği halde az konuşanın ilham kaynağı, insanda merak uyandıran çocukların akıbetinde kaybolmak ve bir daha bu limanlara sadece istediği zaman dönebilmek kalbinin hızlıca attığı bir yer görmemiş, yaşamamış olsam da boş değilim derken, çok düşünmeye başladı baharat kokan başka bir dünyada binlerce kez teşekkür ede ede baktım uzun uzun hayatımda hiç yalnızlıktan başka korsan görmemiş olanlara rastladıkça yavaş yavaş o kadar çok mutlu oldum

Tanıdığım insanlar, yaşadığım olaylar arasında bilmem hatırlar mısın? gönüllü mahkumsunuz!
Unutmak yoktur, hatırlayamama vardır sadece çaylak öykülerimizde Mahçup harfler dünyanın ilk günü gibi, işte o an söz de var! Adressiz mektuplar, düşle gerçeği karıştırıp kaybolmuş bir çocuğun saklambaç oyununda nereye saklansa, nereye girse sobelenmekten kurtulamayanların oynamaya devam ettiklerinde bu duygunun adında yazılan öfkeli yıllar
Çünkü yokluk o sustukça vardır, o öylesine iddiasız ve yalın bir yapıdır ki, hem çok hoşuma gitti, hem için için kıskandığım ilgi çekmenin de ötesinde tuhaf bir şey duası kabul olanların ruhları gönlümü çeler bir çocuğun parmakları

Geçip gitmişti ve yokluk en geniş hanesiydi hep bir yerlerden sızan duanın Sevgiyi kavramak açısından önemli bir şey söylediğini sonraları anladım diyenler, önce pek kavrayamamıştı, kim bilir ne zamandı kendiyle karşılaştıklarında ibrahim yanına ismail yanını kurban etmişti Kalbin hakkını korumak durumundayız, ayrıntıda olalım olmayalım, çünkü yokluk O! Fakat ekliyor, söz etmek, gerçekdışı bir kelimeden bahsederken içimizin özlemle sızlamasıdır
Yüz yüze gelecek mi? Yine kederle bir masalın nasıl parçalandığını okuyabiliriz bakışların o satırlarında Yıllarca arayıp da bulamadığımızı hatırlatan içten içe kendisini de tartan bir birikim onun ki
O ki, değişmez

Gerçekmiş gibi, ama değil sönmüş hayaller sefil söylediğini yaşamayanlarda Hayata, olumlu bir kişi mi anlatacaksınız, olumsuz bir kişi mi?
Fark eder mi?
Işıltılı hayatların gölgesinde, kazanan yalnızdır En acı gerçekler bile sanallaşıyor, gerçekliğini yitiriyor gözyaşı dökenler Sevgiden koparılan insan, kökünden koparılmış gibi Kökünden koparılmış olanın, yeniden kök salması, kendisini yeniden yeşertmesi ne kadar mümkünse, koparılmış insanın yeni bir yalnızlıkta kendisini var etmesi de ancak o kadar mümkün olabiliyor
İşte gidiyorum diyen insan, sevgiyi en derinden yaşayan yine o toprağa kök salınmasını kendisi sağlıyor, hiç kuşku yok ki daha güçlü sevgi, sevgiyle kendimizi anlamak kadar, sevgili anlatmak da bir yoldur benliğin üslubunda Sevgi öze ait şeydir, harfte, notada, takvim yapraklarında, günlüklerde, ruhtaki gözyaşlarında, biz o şeyin kendisiyiz, zamanın durduğu saklı yeri anda arayan yaşamımızın karşısında belleğimizin uyurken, elbette sere serpe yatarak sessizce düşünende doğruları müjdelenmiş yüceltilmiştir dua

Fevkalede duygusal olan anılar cümleler gibi değiştirmekten asla vazgeçmediğimiz şeylerdir çoğuldur öznede sevgiye bakarken gördüklerimizi yeniden yaratırız bedeviliğimizde Yeniden keşiflerinde insanı kendi içinde çetrefilliği içinde gösterir sevgi hayal güçlerine inat kahindir ruh Bir fakirin günlüğü yoksul dualarında şeyleri işaret ediyordu
Tüm neşesi ve hırsını bir kenara bıraktı, tanımında hayata iz bıraktı bir tebessümde, araya girip nerede bulabileceğimi sormayı düşündüm onlara, ya onlar onlara şu anda ilk yapmam gereken şey, özeliz o kadar dalmıştı irtibatımız dengesiyle, hayattan vazgeçip yürümeye başladıklarında kendini incelemekti zindan duraklarım
Yolda çok sayıda insana rastladım, zindan duvarının başını okşamak için, düşlerine düşmedim Ama hepsi çok meşgul ve epeycede gergin görünüyordu Oysa, sevgi mştuluyordu yüreklerini, onlar çileye kuşanmış yalnızlığın makyajlı maskeli balosunu beğenmişlerdi
Çoğu kez dalgın ifadelerle hasretim, itilen yanlarımda telaş içinde dilimden dökülenler, ahlarım acısıyla kalbimde gülümsüyordu
Ama sonra arkamdan birinin bana seher yelinde seslendiğini duydum Ve döndüğümde bana doğru koşan bir beni gördüm ıssız çöllerimde, tanıdık görünüyordu yetim haliyle gurbetten gelir gibi; bu hayatın koridorları, gerçeküstü ve karanlık ortada bir sessizlik içinde, gülün olmadığı yerde bülbülün ötmemesi atmosferini yansıtıyordu Avunamayanların külolmadığı, kül olanaların yanmadığı köhnemiş ruhunu, işlevini yitirmiş bir toplumun bireyler içindekici yıkıcı ilişkilerinde gönülleri hoş edecek ariflerle her an enginlere akıp çoşacak kadar ummanını aramayan sel olamayan insanların bir selam yolladığını gördüm
Beni asla bırakma diyordu karşılaştığım adam, geçmişe takılıp kalmış bir bellekle karşılaşmıştık, gerçeküstü atmosferinde seherin yollarında onlardan farklı bir görüntü çiziyordu vefasız yanları, ancak bellek sorunları olanların haberlerini ellerden aldıkça bir fark var; birleştirici bir kimlik peşindeki dualar sorulara ve bir soruya dönüşmüş bir dertler yumağının belleğindeki düğümlerin can alıcı noktasını, hatta unuttuklarını hatırlatacak bir halin gözyaşlarının sorularını neden sormuyordu? Karşılaşmadaki yeniden canlananlar gerçekten yaşanmış mıydı? yoksa ben bu belleğin hasretini yeniden tanzim edilmesi mi? Peki yüzümüz hala neden gülmüyor! Özgürlüğümüzün sesi bakış açısıyla aktarılması insandaki sevgiyle sevgilinin karşılamadığının çelişkisi değil mi?
Soruları çoğaltmak sade bir ölüm değildir, hatırladıklarımızdan ve bastırdıklarımızdan o soramadığımız soruların cevabını çıkarmak için dönüştürmeye dair bir seçkinin seyyahı olmamız gerekir bizler gerçeküstü yabancıokullarında okuyan ve öğretilenlerin sevgi olmadığını bir dünyanın yada bir fakiin rüyasının kabusunun içinde dolaştığımızımı fark ediyoruz Mesela benzimi sarartanda ne var ki yaşadığımızın anılarındaki, yakıpkül ettiklerimizle zamanın ve sevginin nasıl karıştığını ve yağmurdamlasına dokunamayacak kadar kendimize yakın ve uzaklığımızda sevgiliye ulaşmanın ipuçlarını macera görerek aşkım tuzunu bekleyen yaralarımıza sarmadan kendimizden beklediklerimizle umutsuzca çabalarken, yoğunlaştırılmış ve tamamen gerçek bir görünüm sunanda, hem düşsel, hem gerçek, hem sağlıklı hem hasta, hem canlı hem ölü, hem uzak hem yakında belleksizliğinde zamanın yarattığı yalnızlığın iradesiyliğinde, iradi müdahalede çaresizliğimize isyanımız buram buram Dosta varmam için, olaylar ve insanlara teslim oluşun incelikli bir dille sergilediği kaçışlarda gerçeküstücü şad olmuyor Kalıpları hasret takdimi anılar halinde, günaşmadan geçmişe refaranslı yaşamıyla, yaşananları unutmak sessizleştirmekişlevi görenler geçmişi vegeleceğini rüya gibi anımsıyorlar

Ben olsam ben de inanmazdım, tek kullanımlık hayatta, neden yavaş yavaş öldüğümü, bu cahilin durdukça yazılmayı bekleyen harflerinin enginden, emin olmak için terk-i terk yolculuğuna varanda, kadeh kadeh doldurup içmek için sadık sevgilinin zehrinde yalınayak yürüyenlere olan zaaflarımın geri gelmeyen duygularında kapıların bencilliğe kapatıldığı, dün sancısında muğlak ölçekli nefeslerde boşu boşuna geçen ömürlerin dışında yaşarsam kurtaracağım seni bu cennetten diyor bundan sonrasında söz hala kuyusunda bekliyor besmele tadında Merhametin konağında güzel; öyleyse dinle şimdi Dile dolanmıyorum artıkbelirsiz geleceğe gidenler arasında hala burdayım23112009
__________________
http:beyazrenkler.com

Bilmediklerimi ayaklarımın altına alsaydım başım göğe ererdi Hazreti Hanefi

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 2.12.2009 22:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zerrin Tayfur
    Zerrin Tayfur

    Tek kullanımlık hayatta neden kendinizi öldürüyorsunuz?
    Değerli şairim kıymetli arkadaşım bu söz yeterde artar bile başka şeye gerek yok kutlarım..

    ZERRİN TAYFUR

    Cevap Yaz
  • Yusuf Yazıcıoğlu
    Yusuf Yazıcıoğlu

    son derece gerçek ifadelerle dolu bir öykü olmuş, ellerinize sağlık

    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Sevgi yaşamın mayasında vardır ve bize verilen en büyük armağandır. Hangi öfkenin, kangi hüzünün, hangi sitemin ardından bakarsak bakalım sevgiyle ne kadar değiştiklerini görebiliriz. Hangi yaraa değerse kabuk tuttuğunu ve bir zaman sonra mutlaka geçtiğini görürüz. Ne çok sevgi taşırız yük saymadan, kamburlaşmadan. ,Farklılıklarımızın olduğunu kabul ettiğimizde ve her insana önyargısız baktığımızda sükunete ve huzura erdiğimizi görürüz. Mutluluk sorunlarla başa çıkabilme yeteneği ise sevgide eşsiz hoşgörünün yeldeğirmenleridir.
    Neye baksak sevgi, neye dokunsak sevgi...İşte hissedebildiğimiz en güzel duygu bu..Bunun için hala buradayız...Okumak güzeldi sizi.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Engin Demirci