Yüreğimdeki ağrılı sancıları
Yaşam tünelinin zulasına sakladım
Suskunluğum
Senelerin kuytu anlarına ağladı
Dökülmedi gözlerimden yaşlar
İçimin karanlık mahzenlerinde tortu tuttu
Küf biriktirdi hep yarınıma
Her şafak da
Bilinmezliğime gün doğdu
Oksitlenmiş küflerin ağılarında
Dağlandı benliğim
Zaman
Geçmişimin soykasını an be an önüme yığdı
Spastik çocuğun hayat anlayışıyla oyalandım güne
Kızıl ufkun kızıl anlarına Çingene düşleri kurdum
Sokuldum gün bitimi katıksız ekmeğin sinesine
Karanlık geceler
Ağır kanmalı hastaların sancılarında geçti
Gökyüzüne doğan her ay
Sustalısını soktu böğrüme
Döşümde sancılar birikti
Ne zamanı çözebildim ne de zamana sığınabildim
Uykusuz anlarımı bağladım köstekli saatin akrebine
Suskun gecelerin zehrinde gizlendim
Hayata yorgun duruşlarım
Gecekondu sobalarında tüttü
Kurum bağladı ötelerime
Amele yorgunluğunda çöktüm hep esen rüzgârlara
Eğreti kurulmuş iskeleler yıkıldı üzerime
Hayatın kirli döşeğine uzanırken
Hiç yağmurla yıkanmadı üzerimdeki mintanım
Kirli nefeslerin ellerinde soludu sigara katranına bulanmış akciğerlerim
Ve
Hep yalnızlığımın anlarında uykuya kapandı gözlerim
Ey ceylan gözlüm
Seneler önce göğsüme mıhladığım yüreğimi
Yerinden sökecek ne vardı
Şimdi
Ne sana nede kendime anlatabilirim hayatı
Yerinden sökülen asırlık ahşaplar bir daha mıh tutmaz
Estikçe rüzgâr doğdukça üzerine gün lime lime dökülür yerlere
Ve sessizce karışır topraklara
Kayıt Tarihi : 12.4.2012 10:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yaşamı eskiten biz... Bizi eskitenleri farketmeden geçip gidendi yaşam...Ardında bıraktıklarıdır işte dizelere yansıyan...
Tebrikler Gönüldaşım...
TÜM YORUMLAR (16)