Amele Alibeke Şiiri - Kazım Karagöz

Kazım Karagöz
9790

ŞİİR


32

TAKİPÇİ

Amele Alibeke

Araba pazarında imarette bir yerde,
Eve doğru giderken bir ikindi vaktinde.

Seksenden fazla kişi bir kare oluşturmuş,
Hepsi öne bakıyor, sıkı düzende durmuş.

Ben de çok merak ettim orada ne oluyor?
Düzgünce dizilmişler bunlar nere bakıyor?

Yanlarına yaklaştım kendime bir yer açtım,
Ben de başımı eğip seyretmeye başladım.

Kamyon kadar nesneyi çukura indirmişler;
Çok da hızlı kazıyor iş kolay eylemişler.

Ben kepçeyi ilk defa işte orada gördüm,
Bir saatten fazlaca adamakıllı süzdüm.

Herkes hayran kalıyor kepçenin kazışına,
Bir tondan fazla yükü kolay kaldırışına!

Yanımda iki işçi muhabbet ediyorlar;
Makineler yüzünden işler bitti diyorlar.

Eskiden bir yaz boyu hiçbir gün boş kalmazdık,
Şöyle böyle yevmiye beğenmezdik almazdık.

Baksana halimize, bak bu gün de avara,
Yarın da pazardayız, her sabah bir iş ara!

Bunları konuşurken ben oları dinledim,
Kepçeyi seyrederken doğru söylerler dedim.

Neden sonra bir korna duyduk döndük geriye,
Bir araba yaklaştı bize doğru beriye,

Kime çalar acaba meraklandık hepimiz,
Önünden hep çekildik kalmadı hiç birimiz.

Havalı bir araba durdu biraz geride,
Dört adamla indiler, çok kilolu biri de.

Herkes döndü geriye, baktılar arabaya,
Bir çoğu iç geçirdi, ortadaki yarmaya,

Mesele anlaşıldı bu bakışın sebebi,
Çok kilolu olanı inşaatın sahibi.

İşçilerden koştular onu karşıladılar,
Altı yedi kişinin ortasına aldılar.

Yürürken hep seyrettik, bak hele, şu patrona!
Hele boş ver kepçeyi bak şu ihtişamına...

Gömlek terden ıslanmış biraz bozuk görüntü,
Öyle bir nazar var ki, bunlar sanki süprüntü!

Yandaki işçilerin muhabbeti değişti,
Yeni konu açıldı bu ne şahane işti!

İnşaatın sahibi önemli işadamı,
İşçilerden öğrendim, yanda konuşulanı,

Ah diyor, uzun olan, bu varlık ben de olsa!
Allah'ım bana da şu arabadan yollasa…

Kısa olan gülerek; lan oğlum ne yapacan?
Bu kadar kilo ile sen nasıl dolaşacan?

Sanma ki sen bu adam sabaha dek uyuyor,
Bunda şeker de vardır sanma karnı doyuyor.

Onu ne yapacaksın, pek mi lazım araba?
Sen bir özürlü müsün? Bacağın ne acaba?

Onları kullanmazsan bunun gibi olursun;
Sen de bu adam gibi ayakta zor durursun!

Bu görüntüsü ile elli beşi geçemez,
Kısa bir süre sonra seni bile seçemez.

Çok parası var diye yedi, yedi yumuldu,
Şimdi özürlü gibi arabaya kuruldu.

Kısa süre içinde ben zannetmem yürüsün,
Tüm malını harcasa ayağını sürüsün! ..

Evde çorban sıcak mi? Boş ver sen gerisini,
Hesap yapmak da nesi ötesi berisini.

Bırak o garibimi, sen bak kendi keyfine,
Arabasız da olur sükret sen sihhatine! ..

Bırak şu özenmeyi yine de sen bilirsin,
Eğer akıllı ise o sana iç geçirsin…

Dedi böyle bitirdi tüm diyeceklerini,
Her cümlesi bir ibret o bilgeliklerini.

Adını öğrenmiştim onlar konuşurlarken,
Ali Beke diyerek ona hitap ederken.

O zaman anlamadım kıskanıyor sanmıştım,
İhtişama bakarak patronu kıskanmıştım.

Daha beş yıl geçmeden haberini duymuştum,
Kalp krizi geçirmiş, epey bir burkulmuştum.

Kısa bir zaman geçti duyduk yeni haberi,
İkindin musalladan… Üzmüştü sevenleri!

Amele Ali Beke meğer o bir bilgeymiş,
O gün anlattıkları kulaklara küpeymiş.

Kazım Karagöz
Kayıt Tarihi : 19.12.2016 21:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kazım Karagöz