Amed’li Olup, Diyarbakır’lı Yaşamak

Aydın Kizir
201

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Amed’li Olup, Diyarbakır’lı Yaşamak

Bazalt taşlı daracık küçelerden yürüyorum
Her köşesinde kendimden ve geçmişimden izlenimler
Ali paşa da düğün dernek kurulmuş davul zurna
Zılgıtlar, delilo keşeo esmerime davet ediyor
Ortada damat, damat traşında
Ki zava ki buke sesleri yankılanıyor
Köşe başında çocuklar çelik çomak oynuyor
Çömçe gelin elden ele dolaşıyor
Topacın ipi canından bezmiş
Sobe,kortık, beştaş, kablara küsmüş
Yaz kavuruyordu Kış gelip kapıya dayanacak
Toprak damlarda gındor, şıronekler delirecek
Düğün yemeklerinde Ekşili Meftune
Bulgurçekenler bulguru çoktan hazırlamış
Geç kalanlar dıstar ellerinde
Tahta kaşıklar çömleği yalıyor
Bardakçılarda su testisi
Kadınlar akşam kesilecek şehriye gecelerini konuşur
Ellerinde karpuz,kavun çekirdeği
Karşı evde damda yataklar seriliyor
Komşusunda taht ta yünden döşek,yorganlar
Çat kapı misafirler
Lalebey'de delikli amed şekeri
Anzelede balıklar sahipsiz
Nenelerin ellerinde teşiler
Kızlar kaneviçeler etamin nakışı derdinde
Çortan çoktan unutuldu
Hevirtırşla mayalanmış mis kokulu nané tenduré
Kokusu sarmış Lice domatesinin, salatalığın
Koyun yoğurdundan meşk ayranı,örgü peyniri
Karacadağ çoktan ormanını kaybetmiş
Hunharca katledilmiş.taş tarlasına dönmüş
Başta çefi agallar, kara kıldan çadırlar
Evlerin önünde sayısız develer
Develerde taşınan dev kilolu diyarbekir karpuzu
Dicle kumlarında yetişir,etrafında hüleler
Boranlıklar ve boranlar koğa tadın adıydı
Mardin kapıda asri mezarlik şeyh meheme düzliği
Hevselde ağaçlar, bin bir çeşit rengarenk
Hiko'nun bahçeleride başlı başına ahenk
Kızvan ağaçları fıstık veriyor
Sabahları uyandıran tatlıcı çığırtkanlıklar
Sıcağ datliiii ve ava sarrrrr
Boyatalım abi,ayna kibi olmasa bedavaaaa
Kaynamiş noğıııt, ekiciiii eski alirim bakır alırım
Demir alırım Alemyon alırım eskiciiii
Alüminyum dedimde
Eskiden bremıne alemyon vardı
Bremıne naylon vardı.
Oysaki bakır işlerdik çekiçlerimizle ve parlatırdık kalayımızla
Çarşıya Şevıti anlardı bizi arar bulurduk siyah lastik ayakabımızı
İsteyen astarlı, isteyene astarsız cizlavet ayakkabılar, kapkaplar
Kumda pişen leblebiyi unutamıyorum
Hele hele wışş keleee
Toprağ başan.evet toprak başımıza
Haho ya sıtar
Nasıl oldu, nasıl geldik bu yaşımıza
Deli bardığan yerdik'' Çok yeme deli olacağsan'' derlerdi
Dığdığan ve kamış alırdık.
Kırmızı yumurtalarımız vardı,sakız çekişirdik
Evde tolık gurız ğerdel koksor mızliyak pişerdi
Nané çuçé Kereng Qivar zamanıysa yaşadık
Xılorik aşı,Babaganuç,Tırşık,Şıleki,Sımak ekşili dolma,Hedik
Karacadağ pirinci,Bulğır pilavı,, Mehir,Burma kadayıf
Sabah kuzu ciğeri akşam Kibe mumbar,Çiğköfte,Kaburgamız da var
Çıkıp kara bahtlı,kara taşlı surlara,burçtan burca seslenmek
Hamravat suyundan doya doya,kana kana içmek
Sevdiğine ''seni seviyem,ölene kadar senınem'' diyebilmek
Sevdiğine karahübür yedirebilmek kendi eliyle
Akasya çiçekleri koparabilmek
Marol bahçelerinden göbekli yağlı marul yedirebilmek
Üstüne de çinçinli bardaklardan Ava Susé şerbeti içirebilmek
Analarımızın şonıkla çamaşır günü
Fistanıyla temizlemesi bebişinin şorığıni
Babalarımızın şalvarı, kırk düğme yeleği ve sakosu
Sevilir sayılırdı, her mahlenin kekosu
Camilerimizden ulu camideki güneş saati,şadırvanı
Ve beşinci Harem-i Şerif'i karşısında Hasanpaşa hanı
Kervansaraylar,Deliller hanı,Sülüklü han
Kiliseler,Kasteller,Sahabeler mekanı H.z Süleyman.
Müminler,Evliyalar ve Peygamberler şehrim
Medeniyetler beşiği, kadim şehrim Amedim
Örtmeler altında mirkutlerle ahenkli tokmak çakışım
Derinden hüzünle gözü yaşlı bakışım
Ongözlü köprüden Kırklar dağına yürümek
Zindanların acısı Diyarbakır Zindanları diyebilmek
Kimisi can verdi bir demet barış uğruna
Kırk idam sehpası değil miydi boy boy dizilen?
Şeyh Said ve Müridlerine mezar olan?
Söyle Kör Yusuf söyle var mı sende dermanım?
Yoksa beni yer bittirir,bu dermansız amanım
Bu ne biçim rüya,yüce Allah’ım
Uyandır beni bu gaflet uykusundan
İçir tüm rahmetliklerimize Zemzem suyundan
Uyandım ve baktım ne yukarda saydıklarım
Ne geçmişim, nede geçmişimde yaşadıklarım
Ne büyüğe saygı, ne küçüğe sevgi
Ne sevgiliye aşık,ne aşığa maşuk
Ne zımane dayıké, ne dengbej,stranlar
Ne nenemin masallarından kalanlar
Ne eşek üstünde kum taşıyanlar
Ne kapı önünü temizleyenler
Ne iyilik isteyenler, nede edenler
Ne gelin damat yastığı yapanlar
Ne Perşembe yemek çıkaranlar
Ne eskisi gibi soğuk kışlarımız
Ne ateş gibi yakan yazlarımız
Ne delikanlı, mert gençlerimiz
Ne de at üstünde evden çıkan gelin kızlarımız
Ne komşu ziyaretlerimiz, bayramlarımız
Ne kıraathane kitap evimiz
Bilgisayar icat edilmiş, bollukta yokluk bu olsa gerek
Toz biber, tuz babama aş olsa da, benim gözüme yaş
Amed’li olup, Diyarbakır’lı yaşamak.

05.04.2014

Aydın Kizir
Kayıt Tarihi : 7.4.2014 10:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Aydın Kizir