Ben buraları sevdim
Taş,kaya ve çalılık
Yanında akıyor ırmak
Hava kah sıcak kah ılık
Ben buralarda saklandım eşkıya gibi
Ama gel gör ki eşkiya sanıldık
Bir elimde defter,bir elimde kalem
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ben yorum yazmayacağım. Çünkü şiirde yaşadım onu.
Kıskanmadım sevdim tebrik ettim verdim dokuzu
Syın Mustafa bey, ben şu anda Ankara'da yaşamaktayım, inanınki Amasya gözümde tütüyor. Bir nebze de olsa Amasya'nın havasını teneffüs ettim sayenizde. elinize yüreğinize sağlık.
Sevgili Mustafa, Amasya gerçekten sevilecek bir şehir. Ben otuz küsur yıl yaşadığım Ankara'yı ve işimi terkedip, buraya yerleştim. İyiki de gelmişim, burada daha mutlu bir yaşantım var. Hoş, güzel bir şiir. Eline sağlık.
Sayın Musatafa Nuri İnanç bey,
Öylesine dolaşırken rastladım size..
İyiki rastladım.
Şiirlerinizi zevkle okuyorum.
Antoloji.com da ne cevherler gizliymiş.
Yüreğinizi ve sizi kutluyorum arkadaşım.
Selamlar.
Leman Subaşı
ben biliyorum bu şiiri
yaşadım seninle Amasya köşe bucaklarında
normal kalabalık
bön bön baktı
lükslerimizle onlara hava atmadık
sevmediklerini sandıksıradan insanları önemsedik
yaşlı ve hastaları ziyaret ettik
garibanlara çay ısmarladık
hal hatır sorduk şakalaştık
halka saygısı olmayanlara aldırmadık
tanımazdan geldik, düşük ahlaklıları, onurlandırmadık
ne senden rüku ne benden kıyam
selamün aleyküm aleyküm selam
bu şiiri dostlarıma götürüyorum
sizi de beklarıiz efendim
Sayın Üstad
Grubumuzda güzele ulaşmak adına;
KÖYLÜ ŞAİRLER ANTOLOJİSİne yakışan, yayınlanması muhtemel, köylülük köyden göçe zorunlu kalmışlık ve şehirli olamamışlık üzerine, ezilmişlik, köye dönememişlik üzerine yazan şairler üzerinde durulacak,
Saygılarımızla
KÖYLÜ ŞAİRLER adına
İbrahim Çelikli
Ben buraları sevdim
Taş,kaya ve çalılık
Yanında akıyor ırmak
Hava kah sıcak kah ılık
ben de çok seviyorum oraları, ama kader işte savurdu bizi.... bu gece ikinci kez anışım Amasya'yı. başarılar hemşerim. selametle kal
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta