Acımasız bir bekleyişin girdabındayım.
Ha düştüm, ha düşeceğim uçurumun kenarındayım.
Nasıl bir bekleyiştir ki bu beklemesi ızdırap,
Bir ses, tek bir sesle gelecek haberin muhtaçlığındayım...
Bu bekleyiş öyle bir bekleyiş ki kimseye anlatamadığım,
Sanki bir el boğazımı sıkıyormuş gibi nefes almakta zor-
landığım,
Ellerim, ayaklarım bağlı amansız bir bekleyiştir bu,
Attığım her adımda dizlerimin bağı çözülecekmiş gibi
sandığım...
Gideceğim bir yer yok, anlatıp teselli alacağım kimse de.
Öyle bir çaresizlik ki bu, bugün ruhum sanki işkencede.
Ey rüzgâr gidin de bir haber getirin yârden bana.
Deyin ki; yârin senden haber bekler sanki son nefesinde!
Ne zaman haber gelir ki beklediğim yârden?
Bir kere bile olsun yüzünü göreyim, canım bedenimden
çıkmadan.
Son duam son dileğim de budur artık benim.
Ne olur bir kere sesini duyayım gün geceye varmadan.
Yoksa suskun kalır artık dilim bütün dünyaya.
Merhem olmaz hiçbir ilaç yaralarımı sarmaya.
Ölür bu ruhum ayakta kalan ruhsuz bedenim olur.
Bilemem nasıl bir şey çare olur bu bekleyişimi sonlan-
dırmaya...
Kayıt Tarihi : 10.9.2020 17:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!