İçkiler su misali akıyor Gemliğe, geceye, yalnızlığıma dair. Sarhoştum, bir çocuğun anne kokusunu kaybetmişçesine çaresizce ağlıyordum hıçkıra hıçkıra bir gözümden sen akıyordun, bir gözümden ise hasretin akıyordu. Bedenim ilk defa bu kadar içtim diye küfür ediyordu. Birden her şey sustu bedenim küsmüştü artık bana, konuşmuyordu ve aynı anda kapı çalmıştı iki defa…
Postacı git başımdan diyordum yalnızca. Kapı çalması tekrar edince, anladım ki postacı değilmiş yavaş yavaş kalkıp, doğruldum kapıya doğru yöneldim ve kapıyı açtım…
Yaşlı, dilenci amcaydı kapıdaki, karnım aç bana para verir misin diyordu. Amca diyordum, hiçbir dilenciye para vermem ama buyur gel yemek var. Geldi içeri ben yemeği ısıtırken o da banyoda ellerini yıkamıştı. Yaşlı adam yemeğini yerken bir yandan da sohbet ediyorduk. Bilindik sorularıma hiç tahmin etmediğim cevaplar veriyordu.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.