Denize inen yoldayım Justiniapolis’in ortasındayım
Müslüman’ı, Ermeni’si, Kaldani’si, Sefarat’ı, aşkenazı hep bir agızdan serserisiyim
Surlarım yıkıldı belki sevginden
Dayanamadı kalbimi kıran sözcüklerine
Yandım sıkça ve sen konuştukça
Bina bina yenilendi sokaklarım
Her gülüşün de incir ağaçlarımı söktün sen
Çatpatlı işlerin tıkır tıkır
Ahhhh Bella
Aşkım Bella
Madam Bella
Göze görünmekten kaçınan kalabalık duy sesimi
Duvarsız köşebaşı ağaları
Kaldırın başınızı mezar taşlarınızdan
Benim işte ben
Palikaryası Midilli’nin
Hacamat kahyası Vasili’yim
Sevdiğim Kadın Bella
Yaşı kırkında
Bakma sen ben gibi yirmibeşinde bakışı daha
Galata da oteli
Arap Yorgi’nin Şerbethane balozunun hemen yanında
Sevdim ilk görüşümde
Kulem gibi sevdim
Çalışmak için geldim Galata’ya
Esir edildim
İlk Tershane de gördü beni bella
Bakışı hınzır bakışı şimendifer alacası
Kaçıp kaçıp gittim… Bellama
Sevdi o da beni
Erkeğim dedi.
Ödedi kurtardı benliğimi
Gazinosunda kutladık özgürlüğümü
İki yüz meyhane de hak yolundan çıkmışlar kutladı sevgimizi
Her meyhane de bir şişe açıldı özgürlüğüme
Bellam eylensin istedi fasıklar
Sazendelerle hay huy edeler
Ney çalına dervişlere meşk edile
Kahveler de tütün içile
Sidikli sokaktaki leh çingeneler
Bir çift tayın ekmeğe bacak aralarında İstanbul’u verirler
Bir kez de benim için istanbul’u kızıştırıverdiler
Büyük aynalıda içtik çokça, sonra küçüğünde eli elime deydi Bellamın
Madam bella ah o ne bela
Madam bella ah o ne bela
Moskof çalgısında yorgi ile Arginiyi pandomima da izledik
Bellam güldü ben güldüm
Dudaklarında ateşimi söndürdüm
İlk orada seni seviyorum dedin.
Balıkçı petri Peruz’a olan sevgisinden adam doğramış çok mu
Senin uğrunda her semtinde bir sevgilini doğrarım
Bakışım sana
Bakışım kulene
Bakışım istanbula Bellam
Yandım sevginden kuledibine hacamatçılara dadandım
Orada gördüm çokça sarhoşken dünyalık on sekizliğimi
Bir anda tutuldu dilim
Bella diyemedim
Meyhanede oynayan üç Rum köçekten daha da köçekleştim
Yalan söyledim ona
Benim kadınım yok, sen ol dedim
İstanbulda bir gece de seni sildim
Senden gizli sekiz ay onu sevdim
Kadınım bir yüreğe iki sevgiyi sığdıramaz sanırsın
Yalan! ! !
Sığdırdım
Bir yanım bella bir yanım sakallı kostinin kızı Efitelya
Derler bir deli neyzen varmış
Adem baba sanar kendisini
Hamamda kurna ile içer rakısını
Sonra atar kendisini çıplak sokağa
Elinden gelirse şehzadebaşında kendisini yakala
Söyle Bella ben ne yapayım şimdi
Yasak elmadan yediğimden beri
Hiç güzel gelmez gözüme kız kulesi
Aman bella bu ne bela
Kulem yandı
Balozlarım söküldü
Meyahnelerim gene var
Genelevlerim çokça
Ben sevdim seni tayfaca
O gece vurulmaya başladı kös’ler
Sonra gene yandı kulem
Cihannüma da eli elimdeyken eftelianın yakalandım kadınım sana
Çektin cepkendeki bıçağı
Öldürdün on sekisinde kalbimin yarısını
İçim yanar
Bogaz da gemiler bir başka yol alır bu gece
Her birinde bir kalbim efitelianın ölümüne ağlar
Aman bella bu ne bela
İstesemde sevemem seni bir daha
Kulem büyük, istanbul sakin
Sevgilimi sakallı kosti’nin annesinin koynuna gömdüm
Denize inen yoldayım Justiniapolis’in ortasındayım
Müslüman’ı, Ermeni’si, Kaldanisi, sefaratı, Aşkenazı hep bir agızdan serserisiyim
Surlarım yıkıldı belki sevginden
Dayanamadı kalbimi kıran sözcüklerine
Yandım sıkça ve sen konuştukça
Aman bella bu ne bela
07.02.07
Erdal ÇOBAN
Kayıt Tarihi : 13.9.2007 10:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
http://galeri.netfotograf.com/fotograf.asp? foto_id=132610 benim çektiğim fotoğraf
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!