Ben bugün yazmak istiyorum biraz.
İçim yanıyor çünkü.. Öyle büyük bir yangın ki bir tek ben yanıyorum. Ve Tanrı küllerimi rüzgar ile ödüllendiriyor. Ölürsem eğer omuzlamayın tabutumu. Zira taşıdığınız ahım olacak. O kadar alçaksınız ki, topuklu giydiresim geliyor. Yarama tuz olmakta ısrarcısınız. Olamadım sizin gibi.Bağrımı yarıp, bağrıma bastım sizi. Yalnız değilim ve yanımda siz yoksunuz. Aynalarım var,Kendime kızıp kendimi kırdığım. Ben yaşarken öyle çok öldüm ki; Tanrı hepsini toplayıp bir saydı.Siz var görünüp yok olanlardansınız. Gözyaşlarım yastığa,İçim kağıda döküldüğünde de yoktunuz. Olmayın da zaten. Siz kabuk bağlayan yarayı soymayı seversiniz. Yaralarımın taze olması için elinizden geleni yaptınız. Ama yine de canımı sıkmadınız,canıma sıktınız. Keşke diyorum; keşke Tanrı komünist davransaydı acı dağıtırken..
Yaralarım var benim,nefes aldıkça kanayan. Uzak durun! Uzak durun da mikrop kapmasın..
Sitem edeceğim biraz mazur görün. Zira bunu fazlasıyla hak ettiniz!
Ulan vallahi aşk değil derdim..
18’imdeydim daha. En deli çağlarımda. Yaptığım en büyük delilik dostumu kaybetmek oldu.
22’imdeyim şimdi. Hala,her gün aynı dostumu kaybediyorum.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta