ALYANS
Sol elime baktım, alyansın hala parmağımda duruyordu. Hani yıllar önce Ankara da kuyumcu bir arkadaşımıza yaptırdığımız sevgimizin nişan! . İkimizin de adı yazıyordu. Baktım da harfler silinmeye başlamış benimkinde. Ya seninkinde, aynen duruyordur tabiî ki. Beni bir başıma bırakıp gittiğin yıllar öncesinde kalmıştı o yüzük…
Sana son vedaya geldiğimde hala o ince parmaklarında duruyordu. Artık o ilk dans ettiğimiz yer de yok. Anılarla birlikte o da yıkılmıştı. Sadece pistteki siyah beyaz desenli taş kalmış yerinde. Anılarım kaldı o sana âşık olduğum yerde.
Ve gittin zamansız, Genç yaşta… Sabahın bu kör saatinde neden geldin aklıma da döküldü gözyaşlarım. Acı bir özlemle bırakıverdin beni. Hem de geçen onca yıla rağmen…
Tek damlası eskimeyip çoğalan acı bir yalnızlıkla!
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.