Alvarlı Aşık Reyhani(Devam-6)

İsmet Barlıoğlu
1529

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Alvarlı Aşık Reyhani(Devam-6)

2*
O Hazret ‘in gerçeğini,
Ey efendim, sorma bana.
Nur-u Muhammed ‘den oldu
O kun-u alem iptida.

Yetmişbin yıl önce oldu,
O, kudretin öncesidir,
Geldi Cebrail ruhuna,
Verdi bir selam iptida.

Okudular bir ‘Lam’ ı ‘Ben’,
Demedim ben, ‘Haşa’ dedim,
Bana tam bir kanıt oldu,
Bir ‘Lamelif’ tam iptida.

Zira; Mevla ‘m emredince;
Hemen eyledi işaret,
Bir ‘dir Allah, Muhammed hak,
Yazdı o kalem iptida.

Girmemişti asla tek can
O ‘Refref’ in izzetine,
Vasfı sevgiliydi dostun,
Etti bu kelam iptida.

‘Kun-u Alem, mehnun kasem.’,
Girdi o ruhun sırrına.
Reyhani ‘yim, ki; ben de bu
Dergahta kalam iptida.
------------
2* Yaratıcı ‘nın gerçeğini bana sorma, efendim. O, bu evreni başlangıçta Hz. Muhammed ‘in nurundan yaratmıştır. Bu yaratılışın üstünden yetmişbin yıl geçmiştir. Cebrail ta o zamandan Hazret ‘in ruhuna elatmış ve onu selamlamıştır. Bazıları ‘Lamelif’ e ‘Ben’ demişlerdir. Ben bunu hiçbir zaman pekilenmem ve ona kalkar ‘Haşa’ derim. Benim kanıtım; o başlangıcı yaratanın ‘Lamelif’ olduğudur. Çünkü; buyruğu ve işareti veren, kendisinin Bir ‘liğini, Muhammed ‘in hak olduğunu kaleme yazdıran O ‘dur. Hazreti Muhammed, gelip içine girinceye kadar o ‘Refref’ e yani o asansöre hiç kimse girememişti. O girebildi. Çünkü; Yaratıcı ‘nın sevgilisiydi ve bu sözü önce Yaratıcı ‘nın kendisi söyledi. Yaratıcı ‘nın ‘Evreni yaratacağımıza söz vermiştik.’ dediğini öğrendiği içindir ki; sırra erişebildi. Ben Reyhani ‘yim ki; o nasip etse de; ben de böyle bir kapının eşiğine varabilsem.
Ozan bu dizelerini 4 + 4 = 8 ‘lik bir hece vezniyle söylemiştir. ‘Yazmıştır.’ Demiyoruz. Çünkü; Reyhani genellikle önce sazıyla çalar söyler, sonra gerekirse; aklında kaldığı kadarıyla kaleme alır. Bu yüzden olmalıdır ki; öyle olması gereken ölçü,bazen yine 8 ‘lik olduğu halde, durakları bakımından 5 + 3 ‘e kaymıştır. Şiirdeki kafiyeler; ‘Alem, selam, lam, kalem, kelam, kalam’ dan ibarettir. İlk dörtlükte (a-b-a-b) olması gereken örgü sadece (b-b) de yerindedir. İkinci dörtlükten başlayarak (c-c-c-b) olarak gitmesi gereken örgü, bu biçimi taşımamakta ve birbaşına bırakılmış görünmektedir.
Dinsel konularda, gerçekte pek de öyle olunmadığı halde, bilir görünmeye çalışmak Reyhani ‘ye, eski ozanlardan miras kalan bir heves ve eğilimdir. Bu nedenle ve ister istemez Aşık da, tıpkı onlar gibi yanlışlıklara düşmekten kurtulamamıştır. Evrenin yetmişbin yıl önce yaratıldığını söylemesi böyledir. Bu ise; eskilerin bir bilgi persengidir. Nitekim, bilimin bu denli ilerleyemediği çağlarda, birçokları için en büyük rakam ‘Yetmişbin’ dir. Evrenin temel maddesinin Hz. Muhammed ‘in nurundan ibaret olduğu söylemi de, eskilerden Reyhani ‘ye kadar gelen bir inanç kanıtıdır.
Ozan, şiirinin üçüncü dötlüğünde Yaratıcı ‘ya bir eş koşulma konusunu üstü örtülü söylemektedir. Bu türlü bir eş koşma, bir eş koşmadan çok, Yaratıcılık ‘ı sahiplenmektir ve Hallac-ı Mansur ‘la ilgilidir. Nitekim, söylencelere bakılırsa; Mansur, cahil topluluklara karşı ayağını toprağa vurarak ‘Sizin tapındığınız Allah, benim ayağımın altındadır. Gerçek Allah Ben ‘im.’ Demiştir: ‘Enelhak… La ilahe illa ene…’ ‘Allah Ben ‘im… Ben ‘den başka Allah yoktur…’ Bunu küfür, bunu eş koşma ve bunu Yaratıcılık ‘ı sahiplenme sayan halkın, Mansur ‘u gırtlağını kesme suretiyle öldürdüğü, ancak, boğazından fışkıran kanın toprağa ‘Enelhak… La ilahe illa ene…’ yazdığı, ayağını vurduğu toprağın kazıldığı ve kazılan yerde altınlar bulunduğu ayni söylencelerde yer almaktadır. Bir bakıma Hallac- Mansur, çağının cahil kitlelerine ‘Siz mala-mülke, paraya-pula tapıyorsunuz. Sizin Allah ‘ınız bunlardır. Bunlar Allah ‘tan başka şeylerdir. Asıl Allah Ben ‘im’ Demek istemiştir. Beri yandan, dinsel bilgiler arasında, Allah ‘ın bu konu için şöyle dediği de yeralmaktadır: ‘Allah Ben ‘im. Benden başka Allah yoktur. Eğer kemal sahibi bir kulum ‘Ben Allah ‘ım ve benden başka Allah yoktur.’ Diyorsa; bilin ki; gereksindiğim için bunu onun ağzından söyleyen Ben ‘im. Çünkü; ben Allah ‘ım ve bunu benden başka hiç kimse söyleyemez.’ Ozana göre; ‘Lamelif’ in sembolize ettiği ‘Lam’ ı yani ‘Başka yok’ u ve ‘Elif’ i yani ‘Allah’ ı söylemiş, onları ‘Ban’ etmiştir. Reyhani işte buna ‘Haşa’ demektedir. Ve ‘Lamelif’ i Allah ‘ın varlığına ve Bir ‘liğine kanıt varsaymaktadır.
Ozanın beşinci dörtlükte değindiği ‘Refref’ Arapça bir sözcüktür ve ‘Yükselten-Çıkaran-Asansör’ anlamındadır. Burada anlatmak istediği Hz. Muhammed ‘in ‘Miraç’ ı yani ‘Göğe Yükselmesi’ dir. Bu sözcük bizde ilk kez Mevlud Yazarı Süleyman Çelebi yönünden kullanılmıştır: ‘Geldi refref önüne, verdi selam.’ Anlatımlara bakılırsa; Süleyman Çelebi de, Reyhani de ‘Refref’ i bir asansör kabini biçiminde düşünmüşlerdir. Oysa; bunun hiç de öyle olmadığı bilinmektedir ve Hz. Peygamber ‘in kendisine ‘Burak’ denilen, cennetten getirilmiş bir küçük ata bindirilerek göğe çıkarıldığı söylencelerde belirtilmiştir. Gerçekte ‘Miraç’ konusunda Nüslüman din bilginleri tam bir anlaşma halinde değillerdir. Ku ‘an ‘ı Kerim ‘in 17 nci suresi olan, Mekke devrinde indirilen ve 111 ayetten ibaret bulunan İsra Suresi, Hz. Muhammed ‘in bu ‘Miraç’ ından sözetmektedir. Ancak bu söz ediş sadece ilk ayettedir ve ayrıntıya inmemektedir: ‘Kulu Muhammed ‘i bir gece, Mescid-i Haram ‘dan kendisine bir kesim ayetlerimizi göstermek için, çevresini kutsal kıldığımız Mescid-i Aksa ‘ya götüren Allah ‘ın şanı yücedir.’ Kur ‘an bu kadar dediğine göre; kalanının söylence olduğu anlaşılmaktadır. Ayni surenin altmışıncı ayetinde ise; Allah, Peygamber ‘in Miraç ‘ından ‘Sana gösterdiğimiz düş…’ diye sözetmiştir.

(Hikmet BARLIOĞLU (1933 -2003) ' nun
ALVARLI AŞIK REYHANİ isimli Araştırma-İnceleme 'lerinden > 38-42/201)
(Devam edecek...)

İsmet Barlıoğlu
Kayıt Tarihi : 10.1.2005 18:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmet Barlıoğlu