Fikrin çok azaldı, noksanı buldu,
İhsan arayanlar ihsanı buldu,
Yaşı seksenbeşi-doksanı buldu,
Tutar gelir benle meydan gözetir.
Her yanı sarıp sarmalayan akşam karanlığında hayal-mayal seçilebilen, eskisinin güçlü ve ünlü, günün beli bükülmüş, yaşlı aşığı, pencereye yakın bir yerde kalakalmıştı. Bellediğinin ve anılarının geçmişten önüne gelip dikildiği anlaşılmaktaydı.
Bastonuna dayanarak ve olduğu yerde dikilip başını yukarıya kaldırarak penceredeki saza, anında sesle şöyle bir yanıt verdi:
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik



