KARŞILAŞMALARI
Bu kitabımızın kaynağını oluşturan kitabımızın 1963 yılındaki basımı sırasında 31 yaşında olmasına karşın, büyük üne kavuşmuş olan Aşık Reyhani ‘nin adı köyden köye, kentten kente yayılmakta, Doğu Anadolu ‘nun öndegelen Halk Aşıkları zaman zaman O ‘nu görmek, O ‘nunla tanışmak ve O ‘nunla karşılaşmak istemekteydiler.
O günlerden birisindeydi ki; ünlü Aşık Huzuri ‘nin Pasinler ‘e yani Hasankale ‘ye geldiğini ve Reyhani ‘yi yanına çağırttığını öğrendik. Reyhani sazını, ben de kağıtlarımı, kalemimi aldıktan sonra Usta ‘yı ziyarete birlikte gittik. Huzuri, köyde, kentte, yörede haklı ün yapmış, kendini her yönüyle kanıtlamış, halkın sevgisini ve saygısını kazanmış, yaşlı-başlı, sevecen, sevgiye-saygıya layık bir ozandı. Bizi güleryüzle karşıladı. Yer gösterdi ve bizimle sohbet etti. Bir süre sonra, denemek amacıyla olacak ki; Reyhani ‘ye ‘Oğul.’ Dedi. ‘Siz, aşkını tanıyıp bilmeden, ölçüp biçmeden aşığı yerer misiniz? ’ Reyhani, ünlü Usta ‘nın ne demek istediğini anında anlamıştı. ‘Baba, ben aşkı bilirim, aşıkı tanırım ve aşkını ölçüp biçmeden yermem.’ Dedi. Sazını eline aldı ve mızrabıyla göğsü sedef işlemeli sazının tellerini taradı. İnsanı etkileyen sesiyle ve sözüyle anlatmaya başladı:
Ey üstadı, aşka dalan Mecnun ‘dur,
Aklını başından alan Leyla ‘dır.
Can verip cananı bulan Mecnun ‘dur,
Bir kuru vasıta olan Leyla ‘dır.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla