Alvarlı Aşık Reyhani (Devam-30)

İsmet Barlıoğlu
1529

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Alvarlı Aşık Reyhani (Devam-30)

30*
Kasdedip ormanı yakma;
Orman benim çiçeğimdir.
Kış gününde yakacağım,
Yaz gününde çeleğimdir.

Pulluk, çubuk, çift, sabanım,
Yüklerimi taşıyanım,
Gemsiz dövülmez harmanım,
Aktarmada küreğimdir.

Tezgahımdır; halı dokur,
Çocuklara sıra olur,
Ya kalemdir, ya çanradır,
Yavrum için emeğimdir.

Kapı, pencerenin zatı,
Karyolası ve mahatı,
Dama börk, bacaya çatı,
Destek için direğimdir.

Akarsuya köprü, kemer,
Balta, hızar, satır, teber,
Hayvanımda eyer, semer,
Yokculukta bineğimdir.

Ona muhtaç kürek, kazma,
Malayı, çekici, bozma,
Kılıcıma olur kabza,
Kucağımda tüfeğimdir.

Arpaya, buğdaya ambar,
Kom olur, mal-davar saklar,
Ahırda kesme koşatlar,
Saman için merteğimdir.

Hem fenni, hem yeni-eski,
Tandıra kırdavuç küskü,
Hem rapata, hem de baskı,
Un elerken eleğimdir.

Odamdaki ayna, sandık,
Yoğurtlara, çiğe yayık,
Suya yalak, yağa oyuk,
Kab dizerken tereğimdir.

Öküzle camışa samı,
Danayla ineğin kabı,
Körzevel, elceğin tamı,
Gezinirken değneğimdir.

Reyhani ‘ye beşik oldu,
Kapı, baca, eşik oldu,
Tabutuma merşik oldu,
Mezarımda merteğimdir.
--------------------------
30* Ardniyetli davranıp ormanı yakma. Orman benim çiçeğimdir. Kışın ocağımdaki yakacağım, yazın sırtımdaki küfemdir. Pulluğum, çubuğum, çiftim, sabanım orman ürünlerindendir. Yüklerimi taşıdığım arabam ondandır. O ürünlerden yapılmış dövenim olmasa; buğdayımı neyle döverim? Aktarmakta ve küremekte kullandığım küreğim ağaçtandır. Halı dokuyan tezgahım, okuldaki çocuğumun oturduğu sıra, onun yazı yazdığı kalem, onun taşıdığı çanta ormandandır ve o orman, yerinde yavrum için emek vererek besleyip büyüttüğüm ormandır. Kapıların, pencerelerin tahtaları, karyolamın-sedirimin gövdeleri, dama vurulan başlık, dama atılan çatı ağaçtan olduğu gibi, destek için kullandığım direklerim de öyledir. Akarsu üstündeki köprüyü-kemeri, baltaların, testerelerin, satırların, kılıçların saplarını, hayvanlarımızın eyerlerini, semerlerini, yolculuktaki arabalarımızı ormana borçluyuz.. Kürek, kazma ormana gereksinmektedir. Saplarını eksik bırakarak malamı, çekicimi niçin bozuyorsun? Ağaç benim kılıcımın kabzası, kucağımdaki tüfeğimin kundağı değil midir? Arpamın, buğdayımın ambarı, büyük ve küçükbaş hayvanlarımı barındıran ahır, o ahırdaki kesme koşumlar ve samanlarımı koyduğum samanlığım ağaçtandır. Eski, yeni, teknik gereksinimlerimi o karşılar. Tandırımda kullandığım ucu eğri küsküm, sayesinde ekmeğimi tandır duvarlarına attığım rapatam, her işte gereksindiğim baskılarım, eleklerim ağaçtan yapılmıyor mu? Odamdaki aynam, sandığım, yağımın-ayranımın yayığı, suyumun, pınarımın yalağı, yağımı koyduğum ahşap oyuk, üstüne kab-kacak sıraladığım terek orman kaynaklı değil midir? Yerinde o, benim öküzümün, mandamın boyunduruğu, danamın, ineğimin yal ve su kabı, ateş karıştırıcımın, elceğimin sapı ve gezinirken de kullandığım değneğimdir. Doğduğumda beşiğimi ondan yaptılar. Sonra kalktı bana kapı oldu, dam oldu, eşik oldu, öldüğümde; bana tabutluk ve tabutuma kolluk etti. Mezara indirildiğimde de merteğim olacaktır.
Gördüğümüz üzere; aşık bu dörtlüklerinde ormanın değerini ve yararlarını başka hiçbir düşünceye gerek duyurmayacak güzellikte anlatmaktadır. Ormandan eşyaya, eşyadan gereksinimleri yolculuk tüm canlılığıyla, tüm renkleriyle, tüm sesleriyle gözlerimizin önüne getirilmektedir. Şiir, imgesel yönden, birbirinden değerli tablolar içeren bir sergiyi andırmaktadır. Reyhani bu şiirinde tam bir Erzurum ‘lu, tam bir Avlar ‘lı, tam bir Erzurum köylüsüdür. Ormanın birbaşına onun değil, tümümüzün çiçeği olduğunu ve olması gerektiğini eksiksiz duyurmaktadır. Bu şiirini, şu veya bu çayevinde, şu veya bu yerde bağlama eşliğinde dinleyenlerin oradan büyük bir orman ve ağaç sevgisiyle ayrılacaklarından kuşkumuz kalmamaktadır. Dörtlükler, orman konusunda yarışmalar kazanacak ölçüde bir kompozisyon gibidir.
Güzel ve Kahraman Erzurum, 1828 – 1829 – 1877 – 1878 ve 1914 – 1918 yılları arasında üç ayrı kere Rus işgali, Rus ve Ermeni zulmü yaşamıştır. O çağlarda, Ermeni ‘ler o yörelerde olduğu gibi, Erzurum’da da, Erzurum ‘lunun çift-çubuk ortağı, ekinlerinin yarıcısı, tarlalarının ırgatı, evlerinin hizmetçisi, çarşısının esnafı ve işlerinin hamalı durumundadırlar. Bunlar, Rus İşgallerinde fırsatı kaçırmayıp ayaklanmış, onlara ırgatçılık yapmış, başkalarıyla kendileri arasında ayırım-kayırım yapmayan ve onları kendilerinden sayagelen Erzurum ‘lunun kanını dökmüşlerdir. Gerçekleştirdikleri vahşeti anlatmaya güçler, kitaplar yetmez ve insan, anlatırken insanlığından utanır. Fakat ne kadar yazıktır ki; Dadaş, o övülesi sevecenliği yüzünden, birçok yerde kendi sözcüklerini bir yana atmış, Ermeni ‘nin sözcüklerini pekilenip kullanmıştır. Bazı araştırmalarımızda; köylünün, kendi köyünün Türkçe adını kullanmadığını, köye Ermeni ‘nin verdiği adı kullandığını gözyaşlarımızla gördük. ‘Gırcıngoz’, ‘Ağırnas’, ‘Tikkir’, ‘Ahpısor’ bunlardan yalnız birkaçıydı. Ermeni, Erzurum ‘lunun sevecenliğini kötüye kullanarak sinsi adımlarla salt köylerinin değil, eşyasının adlarını da elegeçirmişti. Reyhani ‘nin bu dörtlükleri o bakımdan da önemlidir ve anılarımızı canlandırıp acılarımızı tazelemektedir. Bunu özellikle belirtmek için kullandığı ‘Kom, koşat, merek, tandır, kırdavuç, rapata,, camış, same, körzevel, merşik ve mertek’ böyldir. Bunların anlamlarını açıklamalarımızda ve yorumumuzda verdiğimizden yinelemeyi gereksiz bulmaktayız. Erzurum ağzında Rusça ‘dan ve Farsça ‘dan gelme sözcükler de vardır ama bunların dile geçiş nedenlerinin altında sinsi dil egemenliği amaçları yatmamaktadır.
Şiir bir hece şiiridir. Ölçü 4+4 duraklı bir 8 ‘likten ibarettir. Örgü, ilk dörtlükte (a-b-a-b) yerine (a-b-c-b) olarak işlenmişse de, kalan dörtlüklerde gereğine uygundur. Bu şiirde de birkaç yerde duraklar yerlerinde bulunmamaktadırlar. Aşık, ya alışkanlıktan, ya da zorunluluktan olmalıdır ki; Türkçe sözcüklerine ‘Şelek, merek, mertek’ gibi Ermenice sözcükleri kafiye yapmıştır.

(ALVARLI AŞIK REYHANİ isimli Araştırma-İnceleme 'lerinden > 125-130/201)
(Devam edecek...)

İsmet Barlıoğlu
Kayıt Tarihi : 28.1.2005 18:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmet Barlıoğlu