İsmet Barlıoğlu - Alvarlı Aşık Reyhani(D ...

İsmet Barlıoğlu
1529

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Ve gerçekten de bu oğul yaşar, büyür. Okul çağına gelir ama okula-mokula gidemez. Baba hem biraz tutucu, hem yoksul, hem de kimsesizdir. Okula öğrenci değil, işe-tarlaya, çifte-çubuğa ırgat gerekir ve Yaşar da ırgat olarak yaşasın istenir.
Okumaya, öğrenmeye karşı içinde büyük sevgiler beslediği halde Yaşar bir türlü okuyamaz, onüç yaşına gelinceye dek çift sürer, hayvan güder, tarlada ırgatlık, evde hamallık yapar durur.
Onüç yaşında belleğine o ana kadar tanıyamadığı duygular egemen olmaya başlar. Bunlar ince ince duygulardır. Bu duygular onu arkadaşlarından, yaşıtlarından ve kalabalıklardan uzaklaştırıp derin yalnızlıklara götürürler.
Yaşar ‘ın bu kaçışları, bu kayboluşları anayı, babayı, komşuları tedirgin eder, her arayışlarında onu, köyün ta ötelerindeki Kaygana Deresi ‘nin suları, otları, çiçekleri arasında yatarken veya birbaşına düşünüp dururken bulurlar ve bu davranışlarına kolay kolay da anlam veremezler.
Oğlunun bu bitip tükenmek bilmeyen birbaşınalıklarından korkuya kapılan ve onun aklını bitirmesinden çekinen Recep Ağa, belki hava ve yer değişikliği iyi gelir umuduyla evini-barkını Avlar Köyü ‘nden kaldırıp Pasinler ‘in Aşağı Tahir Hoca Köyü ‘ne taşır.
Yaşar, Aşağı Tahir Hoca Köyü ‘ne geldiğinde, gerçekte, aradığına geldiğinin bilincinde bile değildir. Ama aradığı oradadır, doğmuştur, büyümüştür, kendisini beklemektedir. Adı ‘Hatun’ dur ve ne kadar yazıktır ki; işte o, acımasızlığı dillere destan gerçek Ağa ‘lardan birinin kızıdır.
Gelmiş-geçmiş her aşığın başına gelendir: İlk görüşte Hatun ‘a aşık olur. Kendisi de Hatun ‘un aradığı, beklediğidir.

Tamamını Oku