Ğ
6*
Dağların Ağası, dumanlı başın…
Üstünde otuzdört halin, Eyerdağ.
Başına geleni, geçeni düşün;
Ağarmış kirpiğin, telin, Eyerdağ.
Yaz gelende açar gül deste deste,
Otunu koklasa iyleşir hasta,
Yağmurun mürekkep, rüzgarın posta,
Habercidir esen yelin, Eyerdağ.
Dizin Deveboynu, ayağın Pasin,
Ova yüreğindir, Erzurum göüsün,
Başın beyaz sarık, yeşil libasın,
Lezgi Ovası ‘dır dalın, Eyerdağ.
Nisanda seyrine çıkar Dadaş ‘lar,
Rüzgar sakinleşir, yolcu yavaşlar,
Sultan Sekisi ‘nde ötüşür kuşlar,
Telli turna olur elin, Eyerdağ.
Bingöl ‘den uzanır Aras ‘ın başı,
Ovada Karasu gösterir cuşu,
Lezgi Suları ‘nın hoştur akışı,
Yedi yandan coşar selin, Eyerdağ.
Ağrı Dağı nöbetçindir düşmana,
Süphan Dağı Suriye ‘ye, İran ‘a,
Erciyes, Kösedap köledir sana,
Hükümdar merkezi ilin Eyerdağ
Aşıka muraddır sende dolaşmak,
Yolcuya gururdur başından aşmak,
Kuzu ister anasına ulaşmak,
Yayla senin sağın, solun, Eyerdağ.
Yaz gelince giyinirsin libaslar,
Güz gelince örtünürsün beyazlar,
Şekilince gelinlerle gençkızlar
O zaman bükülür belin, Eyerdağ.
Dadaş koyunları katar önüne,
Gelin yağ-peyniri yığar yanına,
Bulanır durursun gam dumanına,
Yedi ay lal olur dilin, Eyerdağ.
Aşık Reyhani ‘nin sevdiği dağlar,
Gözyaşım ırmaklar, dereler, çaylar,
Yanık bağrım inler, içim kan ağlar
Seni anlattıkça dilim, Eyerdağ.
---------------------------
6* Eyerdağ, sen dağların Ağa ‘sısın. Başının böylesine dumanlı oluşundan belli. Üstünde bir değil, otuzdört ayrı hal var. Kimbilir senin o dumanlı başından neler geldi, neler geçti? İzleri hala daha şu ağarmış kirpiklerinde, tellerinde. Otla, çimenle, çiçekle, gülle bezenen yazların var. Otun bile hastalara şifadır. Mürekkep edinilse yağmurun mektuplar doldurur, rüzgarların haberler getirir sevgililerden. Pasinler ayağının altında, az yukarısı Deveboynu, Erzurum ‘u göğsüne sarıp sarmalamışsın ve yüreğini ovada atmaya bırakmışsın. Arkana baksalar; işte Lezgi Ovası. Nisan aylarında Dadaş ‘lar sende eğlenirler, yolcu bakıp geçmeye kıyamaz, Sultan Sekisi ‘nin sessiz yelleri kuş sesleriyle süslenir, elin-eteğinin birer telli turna olur gider. Aras Nehri Bingöl ‘de doğar, sende yaşar. Ovana ayak bastığında coşar Karasu ve kalır her bir yanın boz-bulanık seller içinde. Süphan Dağı nasıl ki; Suriye ‘ye, İran ‘a karşı nöbet tutarsa; Ağrı Dağı da senin bir öyle nöbetini tutar düşmana karşı. Erciyes ‘in, Kösedağ ‘ın senin yanında sözü mü olur? Senin ilin (Erzurum) bile Hükümdarlık Merkezi ‘dir. Seni dolaşmak aşıkların tek emelidir.Başından aşabilen yolcu gururlanır, sağın-solun, her yanın yaylalar içinde. Yaz gelince giysilerini giyer donanırsın, sonbahar gelince kalırsın bembeyaz karlar altında ve alıp başını gidince gelinlerle gençkızlar, o zaman sanki bükülür senin de belin. Dadaş artık koyunlarının izindedir, gelin yağını, peynirini yapmıştır ve artık yaylasonudur. Bu seni bile öylesine gama düşürür ki; onlara bir kere daha kavuşuncaya dek tam yedi ay ağzın alınır, dilin alınır. Ey benim sevdalandığım dağ, sakın sen nehrini nehir, dereni dere, çayını çay sanma; onlar benim ağlayan gözlerimin yaşlarıdır. Dilim herne zaman seni anlatmaya kalkışsa; benim bağrım yanar ve içim kan ağlar.
Şiir, 6+5 duraklı 11 ‘lik hece ölçüsündedir. Duraklar yerli yerindedir. Örgü (a-b-a-b) , (c-c-c-b) , (d-d-d-b) olarak gitmektedir. (b) Kafiyeleri (Telin, yelin, dalın, elin, selin, ilin, solun, belin, dilin, dilim) den oluşmaktadır. Şiir fazlaca bir açıklama gerektirmeyecek kadar açık ve güzeldir. Belgesel filmlerden alınmış bir kesiti andırmaktadır. Tablo tablodur, renk renktir, ses sestir, koku kokudur. Doğa sevgisiyle doludur. Aşık dağı kişileştirmiştir. Bunu Reyhani ‘nin sazından dinlerken o güzellikleri görmeyecek, o sesleri duymayacak, o kokuyu almayacak, o renklerle kendinden geçmeyecek kimse olabileceğini pek sanmıyoruz.
(ALVARLI AŞIK REYHANİ isimli Araştırma-İnceleme 'lerinden > 50-53/201)
(Devam edecek...)
Kayıt Tarihi : 13.1.2005 13:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!