Alüsa
çığlıktın
keklik palazından sıçramış.
bileydim oy
senin sevdalındır özgürlük
belki belinden ikiye ayrılmış bir yurdun parçasında çiçek olmazdın
sevmeseydim seni böyle
Alüsa,
sarp kayaların gölgesindeki serin ipek
zaman dergahının nirvanası
yirmi beşinci saat
ölümü bedende def edip aşka yıldız çalan
dağların kademinde sır
uçar gönlümün sinesinde kanadı sevda
beni beşikten ömrüme deli eden.
tasvir etmekti bedeninden canına dek
söylemek ardın sıra
gönül kasrı içini cihana…
söylemek çiy tutan yapraktan
nem veren buluta
eriştirmek leyli leyli…
döşte kızıl bir yangının tarihini
ilk yazacaktır kitaplar
gelecek çocukları
aşk gecelerinden peydahlanmış alaşlar
sevdanın tanığı tanrılar
bir seni
birde günün üstüne düşmüş rengini
çizdirecek ressamlara
haziran sırtı dağlara dayalı köylerden geçer
başı karlı dağlardan sonra
esmeye yeni başlamış rüzgar,
şarap taşırdı damarlarımıza…
kurumuş tandır ekmeğinde kalmış dişler
ırmak içerdi…
iklim ilk sevdalı…
akşam serinliğini bekleyen kum gibi değil
gurbet gibi girdin şiirlere.
şair, yürek sesi verir kaleme
kaya gölgesini yazar
gölgede sen…
zehir gibi özlemekmiş,
ekmek gibi sevmek,
gümüşservi havalarda seni…
Kayıt Tarihi : 15.7.2008 03:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TAT ALARAK VE ZEVKLE OKUDUM İRFAN BEY..
akşam serinliğini bekleyen kum gibi değil
gurbet gibi girdin şiirlere.
şair, yürek sesi verir kaleme
kaya gölgesini yazar
gölgede sen…
zehir gibi özlemekmiş,
ekmek gibi sevmek,
gümüşservi havalarda seni…
ŞİİRDE KENDİ TARZINIZI YARATMIŞSINIZ..BU ŞİİRİNİZDE DE ÖZGÜN BİR ANLATIM VE YALINLIK VAR.
DEVAM ÜSTAD.. ESİNİNİZ HİÇ TÜKENMESİN..
TAM PUAN
SAYGILARIMLA
ekmek gibi sevmek..
ne güzel dizeler ..gerçekten böyle birşey sevmek..yüreğinize sağlık saygılarımla
TÜM YORUMLAR (12)