Altmışüç Şiiri - Yahya Aygün

Yahya Aygün
63

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Altmışüç

Yeryüzü karanlıktan kurtuldu, Nur yetim doğduğunda.
Anneler ağlamaz oldu artık, kız çocukları doğduğunda.

Huzur buldu dünya, Kisra'nın sarayları yıkıldığında.
Amine, sanki cenneti koklamıştı, yavrusunu kokladığında.

Zira doymadan ayrılacağı içine doğmuştu o’na sarıldığında.
Rasulün hem öksüz hem yetimdi Allah’ım, daha altı yaşında.

Ebva şahitti, yeninin eskirken en hayırlısını bırakmasına.
Tarih 576, yapayalnız, sadece Ümmü Eymen vardı yanında.

İnci tanelerini dökme artık efendim, Rabbin her an yanında.
Masuma gölge olma emrini almıştı gökyüzündeki bulutlar da.

Uyanmıştı Bahira, uyarmıştı farkında olmayan amcasını da.
Hassasiyetle titriyordu üzerine, dikkatliydi yeğeni konusunda.

Ah bir de iman ediverseydi, kalmasaydı gururunun altında.
Mekke kavrulmuş, sema kapamıştı üzerine rahmet kapılarını da.

Masum ellerini açtığı gibi yıkanmıştı Kabe , Mekke sokakları da.
El’ emin, diye anılır olmuştu Muhammed, daha gençlik yıllarında.

Dünya huzuru bulacaktı, eğer arasaydı güzelliği o’nun ahlakında.
Muhammeddi ismi çünkü, Ahmed denmişti Hak katında da.

Umut olmuştu yüreklere, en umutsuz ve mutsuz çağlarda.
Sıratı geçmek isteyen O’nunla geçerdi, sanki kanatlanırda.

Tabi olan o’nun sünnetine, şaşırıp kalmazdı çıkmaz sokaklarda.
Arayan bulur ve görürdü o’nu, amin dediğinde dualarında.

Farklıydı herkesten, görmüştü bunu Hatice, hissetti ruhunda.
Allah bir kulunu çok sevdi mi, bırakır mı hiç onu zorluklarda.

Serilmişti ayaklarının altına dünya, anlatıldığı gibi Vedduha’da.
Asıl aradığını bulmuştu Hatice , Muhammed Mustafa (sav)’nın şahsında.

Varaka’ya koşmuştu hemen, beklediği müjdeyi almıştı en sonunda.
Canını canına katmış, ömrünü o’na adamış, ilk olmuştu Hatice imanda.

Anlayamadık biz hala kurtuluşun o’nda olduğunu, olsak ta ahir zamanda.
Ne yazık ki duymadık sesini hala ‘ümmeti ümmeti!’ diyen nidalarında.

Issız kaldı dünya, kimsesiz kaldı insanlık, bunca kalabalıkların ortasında.
Medine’de ağlarken bize,Mekke’nin taşları gibi kalbimiz, yük oldu bağrımızda.

Işık olurken gönül açanlara, biz gözümüzü yumduk kaldık karanlıklarda.
Zeytin karası gözler gülsün artık, Asım’ın nesli görünmekte ufuklarda.

Kabe’de kan dökülmesini önledi, o , hakem olunca aralarında.
Uzlaştırdı onları, dokunmuştu çünkü ahlakı, Hakkın tezgahında.

Ruku’ya eğilmişti sanki Hira Kabe’ye doğru,doğum sancısı başladığında.
Bekliyordu sanki nebi, elini tutup saracak birini, bunaldığında.

Artık vakti geldi mi ne? müjde bulutları belirmişti semada.
Nur dağından nur yağdı kainata, ’oku’ emri yankılanınca hira’da.

Okuma yazması yoktu ki okusun, Cebrail onu var gücüyle sıktığında.
Lal kesilmişti, dağların taşımakta aciz kaldığı yükü hissedince omuzlarında.

Sonra dil çözüldü, mırıldanır oldu ilk ayetleri mübarek dudaklarında.
Uzunca bir yol başlamıştı meşakkatli, insanlığın yükü de omuzlarında.

Nebi’yi yalanlayamadı kureyş, dediğinde ‘düşman var desem’ şu dağın ardında.
Son peygamberin zor günleri, dikenler döşeniyordu geçeceği yollara da.

Allah Rasulünü karalamak için kurulmuştu kolayca ittifaklar yalanlarda.
Neyse ki, mü’minlerin Rabbi vardı, alemlerin Efendisi de hep yanlarında.

Asla vazgeçmeyecekti davasından,verselerde güneşi bir eline diğerine ayı da.
Şeytanın kulları cehennem için yarışırken, Allah’ın kulları cennet yolunda.

En vahşi işkence de bile, ‘Allah bir’ niyazları buluşuyor meleklerin dualarında.
Fikirde mağlup olanların zulümdü yolu, yoktu zaten başka yollarıda.

Ayrılık hüznü çökerken Mekkeye, vuslat güneşi doğdu Medine semalarında.
Almıştı sadık dostunu yanına, kanatlanmıştı sanki mübarek Kusva da.

Tarih şahit olmamıştı yaşanan mucize gibisine, sevr mağarası’nda.
Ebu Bekir rahatladı, Allah’ın onlarla birlikte olduğunu duyduğunda.

Yumurtasıyla saklarken güvercin, kaleler inşa edildi örümcek ağında.
Livaül hamd ,o’nun elinde,bizi de haşreyle ne olur ya Rab! onun altında.

Evinde seni misafir edeni ya Muhammed(sav),misafir ediyoruz bağrımızda.
Beklenen veda geldi mi yoksa, yüzbinlerce sevenin toplanmış etrafında.

İşaret parmağını göğe kaldırıp ‘şahit ol ya Rab’ dediğinde arafat meydanında.
Zelil olacaktı batıl,galip gelecek hak, vaadi böyleydi yüce Allah’ın Kur’an’da.

Ellerin uzanırken Refiki Ala’ya ya Rasül, yetim kaldık Fatıma’nın gülyaşlarında.

Yahya Aygün
Kayıt Tarihi : 28.12.2020 17:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


ŞİİRİN ÖZELLİKLERİ:(Satır başları aşağıya doğru okununca;‘YA HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA SAV CANIMIZ KURBAN OLSUN SANA ŞEFAAT EYLE BİZE’ yazıyor,63 satır,her satırda Peygamberimizin(sav)yaşına denk gelen olaylardan bahsediliyor.Mesela;İlk satır Doğumu,6ncı Satır Amine’nin vefatı,40ncı Peygamberlik verilmesi,63ncü satır Efendimizin(sav) vefatı..gibi)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yahya Aygün