Adil Dedenin keyfi yerindeydi. Ortalık yavaş yavaş ısınmaya başlamış, çiçekler açılmış, ağaçlara su yürümüş, koyun ve keçiler doğurmaya başlamıştı. Bu yıl koyunlar çifter çifter doğuruyordu. Ay eskimiş aşı ve dikim mevsimi başlamıştı. Evde ve köyde herkeste büyük bir telaş vardı. Mustafa’yı davara göndermiş küçük torunu ile şakalaşıyordu. Fatma kocana ise un eliyordu.
-Öğlene pide yeriz artık…
-İnşallah yetiştirebilirim, daha fırını yakmadım..
- Gelinler nerde, onlar yaksın fırını.
-Herkes bir işin ucundan tutuyor kocaadam.
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Devamını Oku
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,