Bir kır evinde uyandım,
Akasya ağacından süzülen gün ışığıyla sabaha.
Kuş cıvıltıları eşlik etti kahvaltıma.
Kelebekler çiçeklerin üzerinden uçarak
Omzuma kondu, zarifçe kanat çırparak.
Arılar nektar arıyordu,
Sinekler başımın üzerinde vızıldıyordu.
Patikanın sonundaki evin penceresi,
Altın ışıklar saçıyordu çevresine.
Birden oraya koşmak istedim, durmaksızın.
Zıplayan çekirgeler eşlik etti bana.
Gölgem ardımdan soluk soluğa takipteydi.
Çimenlerin üzerindeki papatyalar,
Usulca selam verdiler bana.
Nefes nefese koşarken,
Peşimden koşan rüzgardı zaman.
Bulutlar kayıp gidiyordu başımın üzerinden.
Yol üzerindeki ağaçlar,
Huşu içinde izliyordu olup biteni.
Durup geriye baktım,
Anlar bir sis gibi dağılıyordu.
Mevsimsel bir iç çekiş,
Akıp giden zaman…
Bir çocuğun saf ve temiz ruhu kalıyordu geriye.
Altın pencereli ev,
Orada öylece duruyor.
Hedefler ve yollar uzayıp gidiyor;
Sonsuz bir devinimde akarken doğa,
Altın pencerelerden süzülüyordu hayatın özü.
Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 6.12.2025 23:56:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!