Saplandı şimdi şurama,
tam orta yerine kalbimin.
Altın kabzalı bir bıçak,
batırılmış kevser suyuna.
Döğülmüş tam 400 asır ve 17 yıl,
Cehennem harında...
Duyamıyorum, konuşamıyorum artık,
Gözlerim kör olmuş göremiyorum.
Vurun bir baltayla kellemi de benim,
Dindirin şu acımı!
Yaşamak değil çünkü,
hissetmek istiyorum...
Tek bir damlasını dahi,
Ziyan etmeden,
Kana kana içmek istiyorum,
Böğrümden akıp giden,
O kıpkırmızı sıcacık kanı.
Ve sonra gözyaşımla temizlenip,
Ötelerin ötesine,
Varmak istiyorum Maveraya!
Son bir kez ve ilk defa,
Sımsıkı sarılıp kendi kendime,
Parçalamak istiyorum bütün benliğimi!
Ki yok olayım diye,
Altın kabzalı o bıçakla beraber.
Ki yoktan var olalım yine,
Bütün diğer varlardan bihaber...
Kayıt Tarihi : 2.4.2020 22:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mücteba Said Dereci](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/04/02/altin-kabzali-bicak.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!