nisan yağmuru yağmalı
hayal kurarak bu sıra
dayım güderken sağmalı
varıp gitmeli kısıra
sırtıma geçirse gocuk
yaysam arpanın başağı
şimdi olsam keşke çocuk
kalgısam bayır aşağı
yüreğimde iş bu yanık
vermez ara fasılada
kimler uyur kim uyanık
bilmem kim kaldı sılada
elde bir patates tavam
kesmese yolumu devler
yine benim olsa yuvam
ak duvarlı beyaz evler
varır idim el yordamı
idare lamba sönünce
getirir cızlavut lastik
çarşıdan dedem dönünce
odayı duman kaplasa
alev alsa tütse ocak
biçip gelsem ot toplasa
yese mallar kucak kucak
ne vakit komşuya varsan
yeşil bir elmayı soyar
yemem dese bile insan
getirip önüne koyar
doyardım vişne kirazla
akşama pirinç ayıklar
sabah uyansa horozla
çalkasam turfan yayıklar
yıksam çamı devirerek
çalgımdan çıkarıp azık
küçük bağı çevirerek
amcam ile çaksam kazık
baharın geçilmez olur
dağ taş yeşil halılardan
bahçenin etraf avlanır
kesip gelsen çalılardan
ormanın meşe odunu
muhtaç etmez tezeğine
ayağın alt taze mantar
gitme sığır gezeğine
az korkutur olsa çomar
dağdan inen tilkileri
ellerimden tutsa ebem
çığırsam köy türküleri
öyküleri memleketin
hep acıklı sonla biter
solar o gül benzi betin
gurbet ele bir hab iter
uyuyor halk pür hab ile
bizden beter olur doğan
tanzim satışlarda bile
altın fiyatına soğan..
Kayıt Tarihi : 12.3.2019 02:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!