Altı Yirmi Treni Şiiri - Rayzan Tan

Rayzan Tan
33

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Altı Yirmi Treni

Saat sabahın beşi, karanlığın son demleri.
Bu telaş altı yirmi trenine
yetişememek değil, sana bir daha geri dönememe
üzüntüsü.
Şehir uyurken bile çığlık sesi duyar gibiyim. Elimde bir kitap yirmi birinci sayfası katlanmış, hani açsam sanki hep o sayfada boğulacak gibiyim.
İkinci vagonun on dört nolu koltuğunda oturmuş trenin
hareket vaktinin gelmesini beklerken altmış küsur
yaşlarda bir adam hemen yanıma oturmak için
müsaade istedi.
“Müsaade eder misin delikanlı?”
“Buyrun efendim, geçebilirsiniz.”
Cam kenarında oturup kocaman ceketinin iç cebinden kitabını çıkardı;
kitabın ortalarında kalmıştı. Kitabın ayracı bir kız, iki erkek çocuğu ve orta yaşlarda bir kadının fotoğrafıydı.
Baya da eski bir fotoğraftı. Siyah beyaz ile kahverengi tonları arasında dönüp dolaşan bir tondu; yıpranmıştı. Dalmıştım, birazdan ağzından çıkacak birkaç cümleden habersizce:
“Kitap okumayı seviyorsun anlaşılan. Ama başkalarının kitabını.” dedi gülerek.
Birden nasıl bir tepki vereceğimi şaşırmıştım. Ayıp olmasın diye duymamazlıktan gelmektense:
“Yok hayır, sadece kitabınızın ayracı çok güzel.” dedim.
Sol elini kitapta kaldığı yere koydu. Fotoğrafı da diğer eliyle tutuverdi. Sonra bir şekilde ince çerçeveli gözlüğünü çıkarıp bana bakarak,
“Adın ne delikanlı?” diye sordu.
“Dodan, efendim.”
“Güzel isimmiş. Adam oğlunu buldu mu?”
Yerimde donup kaldım. Sorduğu sorunun aramızdaki muhabbet ile hiçbir alakası yoktu.
“Pardon, anlamadım efendim.” diye sorunca elimdeki kitabı gözü ile işaret ederek,
“Yeni başladın sanırım.”dedi.
“Özür dilerim. Evet evet yeni başladım, bağışlayın beni. Siz daha önce bu kitabı okudunuz mu?” diye sorunca ‘Evet’ dercesine başını salladı. Gözlüklerini ağzından çıkardığı buhar ile temizleyip takarak konuşmaya başladı.
“Bak bu ortadaki kadın benim karım, yanındakiler ise çocuklarımdır. Uzun zaman oldu görmeyeli, kayboldular. Aylardır arıyorum, yıllardır. Biliyorum bir kitapta onlarla karşılaşacağım. Senin okuduğun kitapta da göremedim, karşılaşmadık. O yüzden bu fotoğrafı okuduğum her kitabın arasına koyuyorum. Yaş da ilerliyor evlat, ne olur ne olmaz.” dedi fotoğrafa dalmış bir şekilde. Kendisine dönüp düşük bir ses tonuyla,
“Affedersin efendim. Sormamda bir sakıncası yoksa eğer karınız ve çocuklarınız nerede, ne zaman kayboldu?” diye sordum.
“Bilsem durur muydum bir dakika burada. Bilmiyorum evlat, bilmiyorum. Hadi kendi kitabını okumaya devam et.” diye karşılık vererek o da kitabını okumaya devam etti. Nihayet İstanbul’a vardık. Saatlerce kitabını elinden bırakmamıştı. Ben ise en fazla yirmi sayfa okumuştum.
“Geldik ha yine güzelim İstanbul’a…” diye söylendi. “Geldik efendim.” diyerek koridordan birlikte bavulların olduğu yere doğru ilerledik. Ben bavulumu alarak kendisine dönüp,
“Sizin bavulunuz hangisi efendim?” diye sordum o da,
“Benim bavulum yok delikanlı, teşekkür ederim.” diye karşılık verdi. Şaşırmıştım, kaç saatlik yola bavul çanta vesaire ile gelmemesi garibime gitmişti. Sanırım günübirlik gelmişti. Trenden indikten sonra bana dönüp,
“Yolumuz buraya kadarmış delikanlı.” dedi.
“Aynen efendim. Ama arkadaşım araba ile gelmiş. İsterseniz sizi gideceğiniz yere kadar bırakabiliriz.” dedim. O da,
“Çok düşüncelisin delikanlı. Sen git, selametle.” diyerek kabul etmedi.
“Pardon efendim, isminizi sormadım. İsminiz neydi?”diye sordum.
“Naim, delikanlı. Hadi Allah’a emanet ol.”
“Siz de efendim.” diye karşılık vererek yolumuza devam edecekken sırtı yarım dönük bir şekilde,
“Ha bu arada bizimkiler ile olur da karşılaşırsan selamlarımı ilet.” diyerek yoluna devam etti. Aradan birkaç hafta geçti okuduğum kitabın ortalarında şu cümleye denk geldim.
“Yine bir 17 Ağustos günü, yine kahrolası İstanbul’da sizi bulamadım ya ona yanarım.” Yerimde durup kaldım. Trende karşılaştığım adamın hikayesiydi bu. Naim Bey’di bu, yazarı da kendisiydi. Hiç de fark etmemiştim. Kim bilir kaç 17 Ağustos günü İstabul’a gelmişti, kaç farklı bir ses tonuyla seslenmişti İstanbul’a, bu şehre…
“Sana asla dönmemezlik yapmayacağım sevgili, elbet bir gün geri döneceğim…

Rayzan Tan
Kayıt Tarihi : 18.10.2022 00:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rayzan Tan