Altı can Yürüdü Ortasından Yaşamın.

Diyar Serdar Yıldız
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Altı can Yürüdü Ortasından Yaşamın.

'Senin yalanlarınla hilelerinle baş edemedim; bu bana dert oldu. Ben de senin önünde diz çökmedim bu da sana dert olsun.'
Seyit RIZA

Gün ağarmaya utanırken
Kurulmaya başlanmıştı darağaçları
Kusursuz bir cinayete hazırlanıyordu cellat
Altı yürektiler,Seyidimden gayrı
Samanpazarında
Günlerden pazardı
Ve ayın on beşi...
Doğruldular hücrelerinden
Bakıştılar sadece
Öyle derin öyle sessiz
Söylediği bir söz geldi aklına
'Karga hiç bir zaman bülbül olmaz bilesiniz'
Bilirlerdi bilmesine ya,
Kanmışlardı çaresiz.
Hücrenin penceresinden
Pazar meydanında kurulmakta olan darağaçlarına baktı
Yedi ilmek sallanıyordu
Cellat son hazırlığını yapıyordu.

Bıyıklarını bir güzel burup,
Gögsüne inen o gür sakallarını sıvazladı
Çıkarıp cebinden tabakasını
Yaşamının son tütününü sardı
Küçük oğlu yanıbaşındaydı
Derin bir nefes çekti cigarasından,
Düşündü nasıl düşmüşlerdi bu oyuna
Nasılda kanmışlardı karganın sözüne
Yakılan köyleri,insanları geldi aklına
Süngü uçlarında canveren bebeler
Sorgusuz sualsiz kurşuna dizilenler
Ve Alişer'i düşündü,
Belliki en büyük yaraydı
Yeğeninin ihanetiyle canından olmuştu
Daha bir efkarlandı...
Zaman hızla akıyordu herşeye inat
Tükeniyordu cigarası ve yaşamı
Zaten dışardaki hummalı çalışmada bitmişti
Samanpazarı sessizliğe gömülmüştü
Alacağı kurbanlarını bekliyordu...

Açıldığında hücrenin kapısı
Oğluna baktı,daha yaşamın baharındaydı
Ona nasıl kıyarlardı.
Ve kendinden emin adımlarla yürüyordu sehpaya
Pos bıyıklı,gür sakallı koca bir çınardı
Etrafına bakındı,kimseler yoktu
Ama o sanki milyonların önünde yürüyordu,
Yıkılmaz bir dağ gibiydi.
Celladıyla gözgöze geldi,
Kükredi,sesi bir mavzer çığlığı gibi yırtıp geçti
Samanpazarının sessiz kara yüzünü.
'Bi hatayıh, evlad-ı Kerbelayıh'
Kimseler yoktu onu duyacak
Ama biliyordu ki;
Bir rüzgar misali dolaşmıştı çığlığı Dersimi
Laç Deresinde yankılanmıştı sesi...

Altı dağ yürümüştü,
Yedi koca yürek
Heybetliydiler
Bir o kadarda sessiz
Yaşam buza kesmiş
Aylardan kasım.yıllardan otuz yedi
Boyveren pazarın kanlı yüzüydü
Ve celladın gözlerindeki ışıltı
El-Aziz'in utancı,
Bir ömür sürecek derin bir sancı.

Altı can yürüdü, ortasından yaşamın
Ardından seyidimin
Altı yürek
Munzur Dağları yetim,
Diyar u jar kimsesizdi
Verdiği Seyidimin son nefesiydi...

Not:Tarihte bütün infaz kararları Meclis’ten çıkmamış. Bazı dönemlerde idam cezaları mahkeme kararları sonrasında doğrudan yerine getirilmiş. 12 Eylül döneminde Zincirbozan’a sürgüne gönderilen eski Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı Vekili İhsan Sabri Çağlayangil, gazeteci Cüneyt Arcayürek’e gönderdiği 31 Ağustos 1983 tarihli mektubunda şöyle yazıyordu: “...Tek parti devrindeydik. ‘Seyit Rıza meselesini Atatürk Elazığ’a gelmeden halledin! ’ diyen Şükrü Kaya, bizi Elazığ’a gönderdi. Gece yarıları mahkemeler kuruldu, adalet seferber oldu. 60 yaşından büyüğünü, 18 yaşından küçüğünü asmak yasak. Nüfus kütükleri ile oynandı. Seyit Rıza 70’ten 59’a indi, oğlu Ali 17’den 19’a çıktı. Her ikisi idama mahkum edildiler. Seyit Rıza’yı sabaha karşı meydana götürdük. Sehpaları gördü. Bize döndü, ‘Ayıptır, zulümdür, cinayettir’ dedi. Sehpaya yürüdü.”

Seyit Rıza ile birlikte İdam Edilen Diğer Direnişçiler:

1.Seyit Rıza oğlu Resik Hüseyin
2.Şexanlı Aşiret Reisi Seyd Hüsen
3.Yusufun Aşiretinin Reisi Kamer’in oğlu Fındık
4.Demanan Aşiretinin Reisi Cebrail’in oğlu Hasan
5.Kureyşan Aşiretinden Ulkiye oğlu Hasan
6. Mirza Ali’nin oğlu Ali

Diyar Serdar Yıldız
Kayıt Tarihi : 2.5.2005 19:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Diyar Serdar Yıldız