Kara çadırda kımızdayım,
Dertli kaval da avazdayım.
Sorma! Ne kış nede yazdayım,
Benim adım Altay çobanı.
Dalıp bir hayalin düşüne,
Yaslanıp Ural’ın döşüne,
Dalarım Turan’ın közüne,
Benim adım Altay çobanı.
Gül’dür, gülistandır her bağı,
Buluta eştir Tanrı dağı.
Ok'ta yay'ı, kırlar da tayı...
Benim adım Altay çobanı.
Aybalam yüz de on benlidir;
Aklımda hep, dilde gizlidir.
Hazar da çalan tar, ezgidir,
Benim adım Altay çobanı.
Kazak, Kırgız o Uzbeklerim,
Ay’dan yücedir dileklerim.
Bazen çimkent’te serinlerim,
Benim adım Altay çobanı.
Ay yüzlü Almila oralı.
Gördüm gözde gizli maralı.
Düşmüş aşk’a kalbi yaralı.
Benim adım Altay çobanı.
Ulaşır kalbim Türkistan’a,
Değer başım uluğ çınara.
Oturup "yesi" de namaza,
Benim adım Altay çobanı.
Ne rüyayım ne hayaldeyim.
Kabına sığmayan beldeyim.
Bir yüce Turan ilindeyim.
Benim adım Altay çobanı.
Aybüke gülleri derecek,
Gözlerim ölmeden görecek,
Bana bir Alp-eren verecek,
Benim adım Altay çobanı.
Derim Rab! nasip et Turan’ı,
Azad eyle Uyguristan’ı,
Güle çevir bu kabristanı,
Benim adım Altay çobanı.
Kara çadırda kımızdayım,
Dertli kaval da avazdayım.
Sorma! ne kış nede yazdayım,
Benim adım Altay çobanı.
Kayıt Tarihi : 4.9.2021 03:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!