-Alt yazılı dökülen bu şiir
kıvranır sözcük heyelânında -
Otantik bir kalemin ucunda boğulan şiir gibi
Demir kefenlerle ruhumu yığıyorsun sesime
Sahibi olmayan kuytuları beynime devşirip
Elersin mısralardaki beyhûde düşlerimi.
Gece belki bu kadar yağmadı üzerime
Şarap içerken şiir dökülen sahipler
İçtiklerini aşk sanır, oysa her âşık kandı
Bu patavatsız düzmece kuruntulara..
Kulaklarımı çınlatan melodi tanır seni
Yalnızlık uğultuları adındaki hecenin
Sesler ve sesler, parçalar nasırlı şakağımı
Alnıma düşülen soğuk savaş notları kadar
Mersiyemi dillendirirsin ağrıyan damarımla
Acze bürünen bakışlarla sularım çiçeğini
Kurumaya meyletmiş yüzüme mıhlanan gözün,
Acıtmaz artık dilimi mehcûr şarkıları aşkın..
Alt yazılı rüyalarda saklarım gülüşlerini,
Sabah, gölgeli doğar güneş belki bugün;
Asmayı istersin vakitsiz düşen günleri
An-be-ân notlarını düştüğün kalbime,
Toplarken bütün sözcükleri aynı sandalda
Sen, yine maviye boyarsın cansız tenimi
Sır kalsın diye işlenen bütün günâhlar
Ben, zaten senin boz bulanık acındım..
Müslüm Kılıç
23.07.2011
Almanya
Kayıt Tarihi : 9.7.2012 01:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!