Sıcak ve bunaltıcı, günlerden bir temmuz gecesi...
Ortalık sessiz, aklımda yine sen.
Yorgun gözlerim henüz uykuya dalamamışken
Keşke sesini, tekrar duyabilsem...
Akar alnımdan ter kağıdıma damla damla
Bir gün o an gelip çatarsa eğer;
Göz göze gelmeyelim ne olursun.
Benim en büyük sakarlığımdır
Gözlerine takılıp ateşe düşmek,
Biliyorsun...
Mevsim ise mevsim en güzellerinden,
Düşünme, düşünürken neler düşündüğümü
Boşver gözlerim dalıp gidiyorsa
Bazen böyle umarsız olurum ben
Yanıyorsa yüreğim, aldırma...
Alıp başımı gidesim var bu şehirden
Yoruldum, fazla gelmeye başladı artık,
Ne havası ne de suyu yaramıyor işte
Yarını düşünmekten bugünü yaşayamadık.
Monotonlaşıp su gibi akıp giden yıllar
Benim anlamam lazım, anlamam lazım ki;
Üç günlük dünyada uykuya dalanlardan olmayayım.
Uyandığımda ise;
Yaşadığım her sorunu kadere bağlamayayım.
Başarısızlığın tecrübesine sahip, yarınlarıma umutla bakayım.
Karanlığa düşenleri, aydınlığa çekip kurtarayım.
Sensiz, gecelerin işleyişi çok başkaymış,
Sabah uykusuz hissettiğim bir anda geçen o geceler
Şimdi yalnızlığımın üstüne çöken ağır bir yorgan misali
Ansızın geçer daha çok var dediğin günler,
Safderun olma, güzellikler sabra değer.
Belki umulmadık şeyler çıkar karşına hayattan,
Direnmeyi öğren ki olmasın son cümlen mukadderattan.
Zamanında nasıl pes etmeyip ettirdiyse Atam,
Kanımızdaki kırmızıda ne korku var, ne de gam!
Gelecek nesillere aktarılacak başarının bir yenisi,
Baktım ki bir gün daha geçmiş ömürden
Farkına varmadan akan öncekiler gibi,
Eylül kendini hafiften göstermiş bile
Ve beraberinde sabahın serinlikleri...
Öylece oturup düşündüm biraz;
Korkuyorum,
Yürüdüğüm zaman değil de düştüğümde yanımda olmayanlardan.
Melek gibi görünüp kuyumu kazan şeytanlardan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!