Ne tatsız, sıkıcı bir gün.
Bulutlar- görülmez oldu.
Güneş olmadan geçti ömür.
Yağmurların sesi dinlendi geceleri.
Geceler çoğaldı,
Biz sevdikçe nefreti.
-Ben:
“Hayat bazen zordur” derler.
“Hayat bazen güzeldir” derler.
“Hayat bazen anlaşılamayan bir oyundur evlat” derler.
Ve sen “Ne diyorsun? ” dersin.
Doğrudur.
Toprak yollar, taşlara.
Taş kaldırımlar, ağaçlara.
Umutsuz hava, yağmurlara kavuştu.
Göz yaşı, tene.
Anlamsız sözcükler, dile.
Dudakların, dudaklarıma alıştı.
Alma gönlüne koru,
Seni senden görmeyeni,
Sokma ruhuna.
İnanma masala,
Düşe,
Fısıldayan sese.
“Kendini Tanrıya emanet et” der şair.
Her şey olur,
Herkes gider,
Akıl kalır geride.
Bir bataklık var,
İnsan kanıyla beslenen bu yerde.
Yaralı bir boğayım,
Dört nala kaçan Pikadorun peşinde.
Denize yakınım,
Gelgitlerle sana tutunan.
Dengesiz bir ruh haliyim,
Sevdiğinden kaçan.
Işığı özledim.
Kaybolmuş yıllarımı,
Göze batan kararlarımı,
Hırçın sanılan tedirgin kalbimi...
Bulutları özledim.
Tarifsiz aşkları,
Kayboluyor yıldızlar.
Ensemden gelen ürperti,
Bacak arama dolan sis,
Gözümün alabildiği ufuk çizgisi,
Bir bir yutuyor gecenin rengini.
Şafak vakti çılgın yengeçler,
İnsan tanır mı sevgiyi?
Emek, saygı ve özeni.
Bedeninden daha fazlasını bilmediği biri,
Onu istiyorsun ama aslında istediğin bedeni.
Başka bir beden.
Başka biri.
“Öyle ise gel öp beni, genç ve tatlı sevgilim,
Ömrü pek azdır gençliğin…”
Biz normal konuşamayız.
Normal olabiliriz ama normalden anlamayız.
İnsanlık hali;
Ağlayabilir, gülebilir, utanabilir veya arzulayabiliriz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!