Doğdu, yaşıyor , ölecek...
Şafak attı mı bir kez
Anasının tombul göğüsleri arasindan,
Koştururdu tarlaya memiş.
Elinde tırpan
Toplardı bir bir sararan ümitleri .
İlk yaz ayının ortalarında uyku tutmamış yine,
Hanımelinin cezbeden kokusu
Çekip aldı yatağımdan beni...
Güneşin bile yüzünü göstermeye utandığı
Bilmem sabahın kaçında karalamak geldi aklıma...
Kuş cıvıltılarını hengavesi aralıksız,
Tarlaları yeni sürmüşler bugün ,
Alt üst olmuş hepsi.
Yeşil namına bir tek yeni sürgün veren
Asmalar kalmış kıyıda köşede.
Yol boyunca uzanan sıralı selvilerin gölgesinde ,
Sana koşmak için kalkarken ayağa,
Mıhlı çiviler yiyorum beynime.
Sonra diyorum ki ;
Bu darbeler ne diye?
Giyotin asılı sanki tepemde ,
Yavrusunu cepheye yollamış ananın
Buğulu camın ardını izleyişidir vatan.
Belki abisine son kez sariılacağını bile bile
Yas tutmayan kardeşin matemidir vatan.
Özleyen yavrunun anasına "babam nerde?"
Deyişidir vatan...
Gökler ağlıyor yine,
Ve süzülüyor saçlarimdan gözyaşları.
Önce hafif bir meltem,
Ardından fırtınalar kopuyor.
Kaşlarım çatık,
Fazla irdelemeye gerek yok aslında ,
Hepimiz uyuyoruz mesela .
Kimi onikiden beşe , yediye ,
Kimi onikisinden elliye .
Özlemsizlikler sarmış bedenimizi ...
Sımsıcak sevgileri unutur olmuşuz..
Çatlak ellerin toprak kokusu hatırlatmaz olmuş sana
Doğduğun yeri , yurdunu...
Eskiden imrenerek bakıp hayal kurduğumuz
O mavi sonsuza bile arasıra bakar olmuşuz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!