Oldum olası özel günlere karşıyım. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, Öğretmenler Günü… Saymakla bitmez. İyi hoş da, insan öylesine içten sevdiklerini yılda bir gün mü anmalı? ...
Telefonun numaralarını tuşlarken kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyor. Belirsiz bir saygı duruşuna geçtiğimi fark ediyorum. Karşımdaki sanki beni görüyormuş gibi. Az sonra çocukluğumda tüm benliğimi saran, güven veren, yönlendiren, zaman zaman da buyuran o kadife sesi duyacağım. “Alo “ demem yetecek beni tanıması için.” Naime’m” diyecek “ sen misin? ...vefalı kızım…” Yeni kitabımı müjdeleyip “ sayenizde “ diyeceğim. Gününü kutlayacağım. O güzel yanaklarından ve ellerinden özlemle öptüğümü söyleyeceğim. Sesinin tınısında mutluluğunu okuyacağım.
“ Alo, öğretmenim…”
“ Buyurun, kimi aramıştınız?
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine.
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,