Güneş doğmadan iştimaya kalkılır,
Koca tabur sıra sıra dizilir.
İki metrelik çukur sarmak için bekler kefeni,
Dört nala gelir Memedimin acı haberi.
Alnımıza yazılmış bu kara yazı,
Ne yapsak etsek bulunmaz ilacı.
Baba kederli ana gözyaşı döker,
Memlekete kara bir hüsran çöker.
Memedimin naşı arşa yükselmeli,
Neden hep yoksulların evi al bayrakla bezeli?
Alnımıza yazılmış bu kara yazı,
Ne yapsak etsek bulunmaz ilacı.
Elbette düğünümüzdür savaş,
Fakat nasıl vurur gardaşı gardaş?
Memedimin dumanlı, öne eğilmiş başı,
Sarışın bir bozkurdun neden dinmez gözyaşı?
Alnımıza yazılmış bu kara yazı,
Ne yapsak etsek bulunmaz ilacı.
Bir parça parşömen,
Bir de kırık bağlama.
Ermeni’den kurşun yemiş Dadaşım
Nenen ölsün sarı gelin, ağlama.
Alnımıza yazılmış bu kara yazı,
Ne yapsak etsek bulunmaz ilacı.
Bazı olur buz tutar silahın namlusu
Yahut küflenir sıcaktan.
Geceye karışıp haram olur Memedimin uykusu,
Namusuna halel gelmesin diye vatansız bir alçaktan!
Alnımıza yazılmış bu kara yazı,
Ne yapsak etsek bulunmaz ilacı.
Dünde, bugünde ödedik bedelini hududun.
Zemheri gecelerde gördük en hasını huzurun.
Dağlarda yaşayıp at sürmüş bir vücudun,
Karanlıkta çürümesi vicdanlara zor gelir.
Kulak ver toprağa Memedimin acı feryadı duyulur,
İşitsene bre gafil, senden yardım umulur!
Alnımıza yazılmış bu kara yazı,
Ne yapsak etsek bulunmaz ilacı.
Kayıt Tarihi : 18.3.2020 23:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (3)