Düşünceler ve Tasarımlar.
Yaşam bizi kaldırıp bir yerden bir yere taşırken,yazgı da bir noktadan diğer bir noktaya doğru sürükler.Ve bu ikili arasında sıkışıp kalmış olan bizler,bu nedenledir ki,ancak bize ürküntü verecek sesleri duymakta ve yolumuzda bir engel gibi dikilmekte olanları görmekteyizdir.
Güzel,görkemliliğin tahtına oturur oturmaz gösterir kendini bize; ama biz şehvet adına ona yaklaşır,onun saf ve temiz tacını parçalarız,çirkin girişimlerimizle kirletiriz,üstündeki şalı.
Sevgi,alçakgönüllülüğüne bürünmüş olarak geçer yanımızdan; ama biz ya korkulara kapılıp kaçarız ondan,saklanırız kuytuluklara,ya da izleriz onu,adına kötülüklerde bulunabilmek için.
En akıllımız bile Sevgi’nin ağır yükü altında ezilir; ama gerçekte Sevgi,Gönüllerden esen okşayıcı meltem kadar hafiftir.
Özgürlük,leziz yemeklerinden ve bereketli şarabından sunmak için çağırır sofrasına bizi; ama biz,sofraya oturur oturmaz tıkanırcasına yeriz önümüze konulanları.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Harika bir anlatım olmuş. Tebrik ederim bende mi denesem nesir yazısını acaba :))) Deniz Kılıçkaya
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta