Ali Osman Yılmaz - Almuhtada’nın Izdırab ...

Ali Osman Yılmaz
827

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Uyuyan güneş kentinin üstüne gece ve sessizlik çökmüştü.Zeytin ve Defne koruluklarıyla dolu heybetli tepeler arasındaki evlerin lambaları sönmüştü. Tanrıların evlerinin önünde dev bekçiler gibi dikilen mermer sütunlar gümüş ay ışığıyla yıkanıyordu.
Ruhların uykuya yenik düştüğü o saatlerde büyük rahibin oğlu Nathan titreyen elinde bir meşale taşıyarak iştar tapınağına girdi.Lambaları ve tütsüleri yaktı,kısa süre içinde en uzak köşelere bile mür ve tütsü kokuları yayıldı.Sonra altın ve fildişi kakmalı sunağın önünde diz çöküp sağ elini iştara doğru kaldırdı ve tıkanır gibi bir sesle şöyle haykırdı; ’’’Ey Büyük İştar, Aşk ve Güzellik Tanrıçası, bana merhamet et'de,Ölüm’ün elini,ruhumun senin arzunla seçtiği sevdiğimin,aşkımın üstünden uzak tut.
Ne hekimlerin ilaçları,ne de büyücülerin büyüleri fayda etti.Geriye senin kutsal isteğinden başka bir şey kalmadı.Rehberim ve yardımcımda sensin.Yaralı yüreğime ve acıyla inleyen ruhuma bak da, dualarımı kabul et.
Sevdiğimin yaşamını bana bağışla ki,aşk ayinleriyle sana tapınabileyim ve yaşamımızı ve sevgimizi senin yoluna adayalım.
‘’Büyük rahip Hiramın oğlu hizmetkarın Nathan,eşsiz bir güzeli sevdi ve onu kendine eş olarak seçti.Ama bazı dişi cinler onun güzelliğini ve benim tutkumu kıskanıp ona ölümcül bir hastalık üflediler,şimdi ölümün habercisi kara kanatlarını üstüne germiş,keskin pençelerini açmış,yatağının başında bekliyor.Yalvarırım bize merhamet et.Daha yaz yaşına ulaşmamış bu çiçeği koru’’.
‘’O'' nu Ölümün pençeinden kurtar ki,sana ilahiler söyleyelim, onuruna tütsüler yakalım, sunağında kurbanlar keselim,şişelerini parfümle dolduralım,revakının altını Güller ve menekşelerle süsleyelim.
Sevincin keder karşısındaki bu savaşında,Aşk ölüme üstün gelsin.

Tamamını Oku