V.
Avezova Caddesi'nin
Temiryazeva ile kesiştiği noktada
Gözlerden uzak tenha bir park vardır
Yüksek kemerli kapıları
İki arabanın geçemeyeceği kadar dardır.
Çevredeki yaşlı Rus teyzeler
Köpeklerini gezdirmek için
Sabahın erken saatlerinde bu parka gelirler.
Çıplak ağaçlı ıssız yollarda
Köpeklerinin ardı sıra yürürken
Yitirdikleri bir şeyleri arar gibi
Yerlerde sürüklenen kuru yaprakları
Kabuk bağlayan yaralarına sarar gibi
Fi tarihli anılarına dalarlar.
Park bu mevsimde
Günün her saatinde sessizdir.
Parkın müdavimleri arasında
Bencileyin aklını peynir ekmekle yiyen
Sabahların baldan tatlı uykusunu
Üstü kalsın deyip geri çeviren
Sportmenler ile
Güne erken başlayan spirtmenler (1)
Birbirlerine teğet geçerler.
Parkın en güzel yanı
Kazakların Alatav dedikleri Tiyenşan'ı
Olanca görkemiyle gözler önüne seren
Sıradağları bir uçtan bir uca gören
Bir konumda olmasıdır.
Dağlar, sonbaharın öğle güneşi yükseltisinde
Dört mevsim karlı dorukları
Dik yamaçları
Dumanlı yarlarıyla
İlk göreni sarhoş eden güzelliktedir.
Zaman zaman
Yamaçlardan
Serin bir esinti gelir
Geçmişin üstünü çizer gibi
Parkın hışırdayan yapraklarını süpürür...
Ama heyhat!
-Kulakların çınlasın brat (2) ! -
Geçmiş geçmiştir deyip çekip gidemezsin
Yaşananları kokulu silgilerle silemezsin
Isıtmayan güz güneşi altında
Dağlara bakıp hayal kurarak
Geleceğin ne getireceğini
Remil atmadan bilemezsin.
Yanlış mıyım brat?
Yanlışsam, al beni
Hayal hanenin en ücra köşesine at.
Kabulüm.
('Almatı Ey Almatı' adlı dosyadan)
(1) İspirtocu, içkici, ayyaş
(2) Kardeş
Kayıt Tarihi : 30.4.2006 14:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!