Almanyada başbakan recep tayip erdoğana verilecek olan hoş görü ödülü iptal edilmiştir.almanyada 50 000 canın sivas olaylarının zamanaşimına uğramasından dolayı, ve AKP,nin ve başbakanın bu karar milletimize devlatimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum gibi olumsuz yaklaşımıda etkili olmuştur.. 50 000 canı, ve karar günü alevi canlarını göstermiş 0ldukları duyarlılık sayesinden bu ödül başbakan...a verilmekten vaz geçilmesinden etkili olmuştur.ülkeleri yönetenle, ülke içerisindeki hassas dendeleri dikkate almak zorundalar, eğer bir ülkede sorunlar varsa o sorunları çözmek o sorunları gidermek yöneticilerin başta gelen görevleridir.
Fakat sayın başbakan böyle yapmıyor. sayın başbakan alevileri olaylara ideolojik ve tek taraflı yaklaştığını söyleyerek üstelik alevileri suçlamaktadır. karar milletimize ve devletimize hayırlı olsun diyerek bu yaranın üzerine birde tuz ve biber atmıştır.yane bilnç altındaki alevilere olan olumsuz bakışlarını yaklaşımlarını dışa vurmuştur.suçlu yakandan değil yanandadır yaklaşımını adeta göstermektedir.
ceza evindekilerin kızları ve çocukları, babalarının boşuna yattıklarını ve boşuna cezaya çarpıldıklarını söylüyorlarmış. peki bunu bu yönden sizin dediğiniz şekilde yaklaşırsak, o insanlar mahsumsa, o insanların mahsumuyetini kanıtlamak ve suçsuzluğunu ispatlamak için siz hükümet olarak ne yaptınız. bunu ortaya çıkarmak devletin işi değilmidir. peki onlar mahsumsa onlar suçsuzsa sivastaki insanları kim ve niçin yakmıştır.uzaydan gelen ufolarmı yakmıştır.
Peki ceza evindekilerin çoçukları babalarını özlemişlerde, bu yanan canların canların çoçuklarınınki çoçuk değilmi, yanan canların aileleri aile değilmi, onlar çocuk, anne baba eş. karedş değilmi. yoksa alevi oldukları için yanmayı hakmı ettiler.
Başbakan alevileri eleştireceğine alevileri suçlayacağına
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
İmam kardeşime çok teşekkür ederim, güzel bir yorumu ele almış, doğruları ,gerçekleri yansıtmış.ülkeyi yöneten devlet adamı olmak kolay değil, Ulu önderimiz, Atatürk, Türkiye,yi dünya devleti yapması onun getirmiş olduğu ilkeleri ve devlet anlayışıdır,ki onun için yüz yılın dehası olmuştur. tekrar İmam kardeşimi yürekten kutlarım, sevgi ve selamlarımnla.
Duyarlı güzel Yüreğinize sağlık hiç sorma arkadaşım inanki bu resmen ayrımcılık olur ölenler öldü demek kolayda Allahın huzurunda nasıl hesap verecekler resmen kardeşlerimizi yakıp neredeyse kendi kendilerini yakmış deyip temizede çıkar bunlar Allah o canların hesabını sorsun bunlara içler acısı bir durum umarım yapanlar cezalarınıda çekerler ölenlere Allahtan rahmetler dilerim kaleminizden duygularınız mısralara yansımış yüreğinizden gerçekler akmış mısralara Allah büyüktür umarım insanlara doğru yolu bulmalarını sağlar düne kadar bu ülkede dil din ırk ayrımı yoktu şimdiyse kardeş kardeşi boğazlıyor Rabbim sonumuzu hayırlara ulaştırsın kaleminiz daima çağlasın ilhamınız bol olsun Saygı ve sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta